Bu milliyetçilik derdi bizi öldürecek!

Bugün bu toprakların yetiştirdiği nadide bir sanatçı olan sesini, seslendirmesini çok sevdiğim Selda Bağcan'ın harbiye açık hava konserine gittim. Giderken de gaflete düşüp eğleneceğimi düşündüm.

Ne ayıp!

Türk milliyetçisi olmanın verdiği her ayrıntıyı düşünme, sezme ve arka planda fikir hareketimizin analizini yapma iç güdüleriyle zaman geçtikçe konser alanında üstüme bir kasvet, gasavet düştü. Yine hüzünlendim. Konser alanında her yaş kuşağından insana rastladım.

Konserde neler yaşandı ki derseniz şayet; 1)Sözü Nazım Hikmete ait olan bir kaç eser, çav bella, Che Guevara marşları okundu.
2)Magusa limanı türküsü okunurken arkada Ali İsmail Korkmaz'ın resmi yansıtıldı.
3)Pop sanatçısı Aleyna Tilki sahneye gelerek Selda Bağcan ile düet yaptı ve sonra bir teşekkür konuşması yaptı. 
4) Deniz Gezmişe hitaben denizlerin dalgasıyım şarkısı söylendi.
5)Uğur Mumcu için bestelenmiş Uğurlar olsun okundu. 
Ne var bunlarda diyecekseniz, ama çok şey var elbette. 

1)Joly joker ve ya onun klasmanında bir yerde biletini alarak gidebileceğiniz ve subliminal bile olsamilliyetçi propanga yapabilecek bir sanatçıyı cemiyet olarak yetiştirememiş olduğumuzu düşündüm. 
2)Magusa limanı türküsü İngiliz sömürüsü altındaki Kıbrıs'ta Hint kökenli askerlerin Ali'yi hunharca katledilmesi üzerine yakılmış bir ağıttı. Bu ağıtın çıkış yerine ve olaya uygun olarak mesela Lefkoşadaki evlerinde, küvette kurşunla delik deşik edilerek şehit edilen emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan'ın üç çocuğu ve eşini Türk milliyetçisi bir sanatçının böyle bir alanda anmayı başaramamış olmasını düşündüm. 
3)Ali İsmail Korkmaz'ın resminin yansıtılmasından zerre gocunmadım ama böyle bir ortamda ölüme koşan Fethi Sekin, ölüm korkusunu korkutan reis Fırat Yılmaz Çakıroğlu gibi yiğitlerin hiç anılmamasını nedenini düşündüm.
4)Osman Batur, Şeyh Şamil, Şamil Basayev, Aliya İzzetbogoviç, Ebulfez Elçibey, Sadık Ahmet, Rauf Raif Denktaş, Fazıl Küçük, Rıza Vuruşkan, Erşat Salihi... Listeyi uzatalım desek ömür yetmeyecek değerlerimizin yad edilmediği fakat Che Guevara ve Çav bellaların havalarda uçuştuğu bir topluma nasıl dönüştük diye hicap duydum. 
5)Bir Selda Bağcan, yaşamı, yaşantısı, tercihleri kendisine asla uymayan Aleyna Tilki'ye enternasyonal sosyalizmin propaganda kavramlarından oluşan bir teşekkür konuşması yaptırabildi. Fakat bugün, Kıraç ve Haluk Levent'i de çıkarırsak böyle bir ortamda milliyetçi kavramları topluma sunabilen toplumun her kesimine ulaşabilen bir sanatçımız yok. Ünlülerde uyandırdığı saygıyla bu kavramları onlara ulaştırabilecek bir sanatçımızın da olmadığını düşündüm. 
6)Nazımın şiirleri yerine hikayesiyle her bilinçli milliyetçide şevk uyandıran Faruk Nafiz Çamlıbel'in Han duvarlarını, yurdundan kovulan Balkan Türklerinin duygularına tercüman olan Fayzullah Sacidin bir şiirini ve ya Sırf Türk oldukları için yerinden edilen Ahıska Türklerinin feryadını bu mekanlarda hiç duyamadığımı düşündüm.
6) İdeolojik bakışımız farklı olsada sevgi ve saygı duyduğum Uğur Mumcu'nun anılmasından memnunum. Fakat Necip Hablemitoğlu adına tüm topluma ulaşmış bir eser, bir yas neden yok diye kendimi kemirdim durdum. Hablemitoğlu dümdüz bir milliyetçiydi çünkü ve unutuldu gitti çoğu insan tarafından.

Latin harflerine geçiş Osmanlı döneminde başlamış! Latin harflerine geçiş Osmanlı döneminde başlamış!

Hazır konserden de çıkmışken varacağım yeri de suya gider türküsündeki bir cümleyle açıklayayım.
'bu dert beni iflaz etmez öldürür.'

Editör: Kerim Öztürk