Lozan'ı çiğneyen bir “tarihi” tören Lozan'ı çiğneyen bir “tarihi” tören


Sakin Öner 
Aydınlar Ocağı 1970 yılında milliyetçi ilim, fikir ve iş insanları tarafından kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Kuruluşunun 52. yıldönümünü idrak eden Aydınlar Ocağı Genel Merkezi 25 Haziran 2022 Pazar günü olağan genel kurulunu yaptı. Beklenenden daha büyük bir katılımla gerçekleşen genel kurul sonunda Ocağın yeni Yönetim, Denetleme ve İlim-İstişare Kurulu üyeleri seçildi. Seçilen arkadaşlarımızı kutluyorum ve çalışmalarında başarılar diliyorum. 
Bu vesile ile Aydınlar Ocağı ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Ülkemizde milliyetçi olan ve olduğunu iddia eden birçok sivil toplum kuruluşu var. Bu kuruluşlar içinde Aydınlar Ocağı’nın ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Birinci fark, bu kuruluşun çalışmalarını, merkezi hükümet, yerel yönetimler ve siyasi partilerden hiçbir maddi destek almadan sadece üyelerinin bağış ve aidatları ile yürütmesidir. Bu da Aydınlar Ocağı'na büyük bir özgürlük ve bağımsızlık kazandırmakta ve  siyasi etkilere kapalı bir kuruluş olmasını sağlamaktadır. 
İkinci olarak Aydınlar Ocağı’nın bütün üyeleri, sadece Türk Milliyetçiliği düşüncesine gönül vermişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün meselelerine Türk milliyetçiliği penceresinden bakarlar. "Vatan mevzubahis ise her şey teferruattır" diyen bir anlayışa sahiptirler. Vatan, millet, devlet, bayrak, din, iman, ahlak, Türklük, Cumhuriyet ve  Atatürk'ü diğer değerlerin üstünde tutarlar. Bu değerlere karşı olan bütün düşünce akımlarına karşıdırlar.
Üçüncü olarak Aydınlar Ocağı’nın bütün üyeleri, birbirlerine Türk milliyetçisi gözüyle bakarlar, bunun dışında bir kriter gözetmezler. İnanç, mezhep, etnik köken, şehir, parti ayırımı yapmazlar.  Birbirlerini kardeş görürler ve farklılıklarını zenginlik kabul ederler. Bu yüzden Aydınlar Ocağı’nda HDP hariç, her siyasi görüşte üye vardır. Ama kimse merak edip bunu araştırmazlar. Bu yüzden Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr.  Mustafa Erkal, her toplantıda, Aydınlar Ocağı’nın siyasetüstü, partilerüstü bir kuruluş olduğunu vurgular. Çünkü bir sivil toplum kuruluşuna siyaset girer, üyeler birbirine siyasi bir gözle bakmaya başlarlarsa güven ortadan kalkar, birlik-beraberlik-dayanışma duygusu zedelenir, gruplaşma ve bölünme başlar. Siyaset bir STK için en büyük zafiyet unsurudur. Allah Aydınlar Ocağı’nı bu zafiyetten muhafaza etsin.
Aydınlar Ocağı’nın Genel Kurul Toplantısının ardından bir üzüntümü de paylaşmak istiyorum.  Türk toplumunun yüzde ellisi erkek, yüzde ellisi de kadındır. Ama maalesef Aydınlar Ocağı Genel Merkezi'nin Yönetim Kurulunda bir kadın arkadaşımızın dahi yer almaması büyük bir eksikliktir. Geçen dönemde  sadece Prof.  Dr. Sevil Sargın'ın  Genel Başkan Yardımcısı olarak bulunması bile bu eksikliği kısmen karşılıyordu. Bu eksikliği hiçbir arkadaşımızın hissetmemesi de son derece üzüntü vericidir. 
Gördüğüm bir eksiklik de Yönetim Kurulu üyelerinin yaş ortalamasının 60'ın üzerinde olmasıdır. Aydınlar Ocağı’nı gelecek dönemlere taşımak ancak gençler eliyle mümkündür. Gençlik, bir oluşumu enerjisi, heyecanı ve aksiyonu ile geleceğe taşıyan unsurdur. Gençliğe gereken değeri ve önemi vermiyen hiçbir kuruluş, geleceğin Türkiyesinde yer alamaz. 
Bu duygu ve düşüncelerle Türk milliyetçiliği düşüncesinin bağımsız kuruluşu Aydınlar Ocağı’nın kurullarına yeni seçilen arkadaşlarımızın yeni dönemde verimli ve başarılı çalışmalar yapmasını diliyorum.

Editör: SEFA BUĞRA ŞENEL