Yunanistan, Türk ve Türkiye düşmanlığından beslenmektedir. Düşmanlığının sınırı yoktur. Ezelden gelmektedir, Ebediyete kadar da devam edecektir. Yunanistan bağımsızlığını aldıktan sonra doğuya Türkiye'ye doğru genişlemesini sürdürmüş, nihayet İstiklal Savaşında İzmir'den denize dökülerek durdurulmuştur. Ancak her fırsatta Türkiye aleyhinde davranmaya devam etmiştir.

Sonu olmayan doyumsuzluk

Yunanistan'ın Ege'de hâkimiyet kurma çabaları hiç durmamış, Türkiye de buna fırsat vermemiştir. Türkiye'nin yetki sınırlarındaki faaliyetlerini gerginlik olarak ilan etmekten de hiç çekinmemiştir.

Anlaşmalara göre asker ve silahtan arınmış olması gereken adaları silahlandırmıştır. Son 18 yıldır aidiyeti netleşmemiş, fakat Türkiye'ye ait olduğu belgelerle sabit olan 20 ada ve adacığı işgal etmiş ve silahlandırmıştır. Her ne hikmetse Türkiye de buna hâlâ ses çıkarmamaktadır.

Andımız'dan Anayasa'ya... Andımız'dan Anayasa'ya...

Türkiye'nin uluslararası hukuk çerçevesinde, Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını kullanmaya ve korumaya yönelik faaliyetleri engellemeye çalışmaktadır.

Kıbrıs'taki Türk varlığını ortadan kaldırmayı ve adanın tümüne hâkim olmayı hedefleyen teşebbüsü, Türkiye'nin anlaşmalardan doğan müdahale hakkını kullanmasıyla ters yüz olmuştur.

Türkiye'yle tek başına baş edemeyeceğini bildiğinden sürekli kendisine destek aramış, Türkiye'yi uluslararası platformda saldırgan olarak niteleyip kendisini haklı göstermeye ve sürekli olarak mağduriyet yaratmaya çalışmıştır.

BM'de, NATO'da, AB ve tüm uluslararası ilişkilerde Türkiye aleyhtarlığını ve çıkan her fırsatı da kullanmaya devam etmektedir. Ne yazık ki, başta ABD olmak üzere özellikle Batı'dan destek görmekte, gördüğü destek de onu şımarttığından Türkiye aleyhindeki taleplerini arttırmaktadır.

Sırtını ABD'ye dayadı

ABD, Doğu Akdeniz, Rusya ve Karadeniz'deki politikalarında Yunanistan'ı ön plana çıkarmıştır. Yunanistan, ABD'yle yapmış olduğu savunma iş birliği anlaşmasıyla, adeta ülkesinin işgalini andıracak kadar ona birçok üs imkânı tanımış, savaş uçağı, helikopter, gemi, silah, malzeme ve teçhizat anlaşmaları yapmış, hatta hibeler almıştır.

ABD, hem Türkiye'nin Rusya'yla diyaloğunu ve çeşitli alanlardaki iş birliğini hazmedemediğinden, hem de bölge politikasından dolayı Yunanistan'ın Türkiye aleyhindeki tutumunu desteklemekte, Yunanistan da bunu fırsat bilerek ABD'den Türkiye aleyhinde arsızca isteklerde bulunmaktadır.

Miçotakis havaya girdi

Son ABD ziyaretinde Kongre'de konuşmuş, Biden tarafından Beyaz Saray'da kabul edilmiş, onuruna resepsiyon verilmiş ve sonrasında ortak basın toplantısı düzenlenmiştir. Gördüğü itibar onu fazla havaya sokmuş, Türkiye aleyhindeki söz ve taleplerinde fütursuzlaşmıştır.

Miçotakis, Kongredeki konuşmasında, hem Türkiye'ye, hem de Rusya'ya karşı ABD'nin desteğini istemiş, Türkiye'nin provokatif duruş sergilediğini, Yunanistan'ın egemenliğini ihlal ettiğini söyleyerek Türkiye'yi şikâyet etmiştir.

ABD'yle yapılan savunma anlaşmasının ikili bir protokol olmaktan çıktığını ve komşularının her türlü çılgınlığı karşısında Yunanistan'a bir garanti sağladığını ifade etmiştir.

Türkiye'ye karşı üstünlük sağlamaya yönelik askerî malzeme ve F-35 talebiyle Türkiye'nin F-16 alımını ve modernizasyonunu engelleme teşebbüsleri dikkat çekmiştir.

Kıbrıs'ta iki devletli çözüm olmaması için destek istemiş ve Kıbrıs konusunda ABD'nin tüm etkisini kullanmasını talep etmiştir.

Görüşmelerde Biden ve Miçotakis karşılıklı iltifatlarda bulunmuşlar ve ülkeleri arasındaki ilişkilerin mükemmel seviyede olduğunu açıklamışlardır.

***

Yunanistan'ın ABD'yle yaptığı savunma anlaşması, ülkenin egemenliğini dahi sorgulatacak düzeydedir. Bunda ABD'nin Miçotakis'e, bir sonraki NATO Genel Sekreteri olma sözü verdiği iddiasının rol oynadığı da söylenmektedir.

Miçotakis'in, Kıbrıs'ın NATO'ya üyeliğini tartışmak için çok erken olduğunu söylemesi de şüphe uyandırmıştır. Bu nedenle hamasi duygularla NATO'dan çıkabileceğimizin bir alternatif olabileceği söyleminin önü ve arkasının düşünülmesinde fayda görülmektedir.

Yunanistan'ın, ABD'ye tanıdığı imkânları, Türkiye'nin Rusya'yla olan ilişkisini, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişlerine koyduğu rezervi kullanarak, Türkiye'ye karşı ABD başta Batı'yı kışkırtabileceği göz önünde tutulmalıdır.

Armağan KULOĞLU

Editör: Kerim Öztürk