Nitekim iftar saatinden önce meydana gelen 200 kişilik bir grup, tekbir getirip çadırı yerle bir etti, ABD bayrağını yaktı, iftar da yapılamadı.
Olaylar sürerken çadırın arka tarafında bulunan çevik kuvvet ekiplerinin müdahale etmediği görüldü. Belediye yetkilileri, polisin müdahale etmemesine tepki gösterdi.
***
ABD’nin Adana Konsolosu John Espinoza ise saldırı sonrası Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın toplantısı düzenleyerek “Bildiğiniz gibi geçen yıl aynı yerde verdiğimiz iftar yemeği, toplum tarafından kabul gördü. Bu konuda Diyarbakır halkına bağlılığımızı bir kez daha göstermek istedik. Aynı zamanda kültürel ve dini değerlere bağlılığımızı da göstermek istedik. Ve Sur İlçesi’nde bulunan, vatandaşlara vermek istediğimiz yemeği kanunsuz bir şekilde ihlal eden holiganlar ve çapulcuların Diyarbakır halkını temsil etmediğini biliyoruz. Biz dostluğumuza bağlıyız, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne gerekli yardım ve demokrasinin gelmesi için elimizden geleni yapacağız” dedi.
Görüyor musunuz, açıklama yaparken bile suçunu itiraf ediyor! Güneydoğu Anadolu bölgesine yardım ve demokrasi getirecekmiş! Tıpkı PKK’ya Çekiç Güç üzerinden yaptıkları yardım ve yataklık gibi...
Espinoza, ayrıca “Bildiğiniz gibi iftarın amacı Diyarbakır halkıyla beraber olmamızı sağlamak ve bu halka olan saygımızı ve bağılılığımızı bir kez daha göstermek anlamındaydı” dedi.
Bir konsolosun, bulunduğu ülkenin halkına bağlılığını göstermek gibi bir görevi yoktur. Espinoza, bölge halkı üzerinde bir sempati yaratmaya çalışıyor... Neden acaba? Bölgeden milletvekili mi seçilecek?
***
ABD konsolosu gerçekten bölgede faydalı bir iş yapmak istiyorsa, Türkiye’nin dört bir tarafına dağılmış durumdaki bir milyondan fazla Suriyelinin yaşadığı faciayı, kendi hükümetine rapor etsin de Türkiye hükümeti üzerinden bir yardım göndersinler! Espinoza, bir CIA tasarımı olan IŞİD örgütünün mağdur ettiği ve Irak’ta yaşadığı şehirleri terk etmek zorunda kalan yüz binlerce insana yardım için harekete geçsin! Bölgeyi kan denizine çevirdikten sonra, Diyarbakır halkı üzerinden bölge halkına şirin görünmeye çalışmak, Diyarbakırlılara hakarettir. Diyarbakırlılar, 7’den 70’e misafirperverdir, misafiri için canını bile verir ama, başkalarının gelip kendi şehrinde ev sahipliği yapmasına da izin veremezdi herhalde, nitekim vermemiştir.
***
Aslında kabahat Espinoza’ya da ait değil, biliyorum ama o da haddini bilmeli... Bölgeyi karıştıran bir ülkenin temsilcisinin Diyarbakır’da iftar vermesini sağlayan, BDP’li yerel yöneticiler de hadlerini bilmeli!
İşte Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fırat Anlı da olayı kınayarak “Hiçbir şekilde Diyarbakır’da provokasyonlara geçit vermeyeceğiz. Diyarbakır, Gazze’yle kardeş bir şehirdir. Kürtler Filistin’le en büyük dayanışmayı gösteren bir halktır. Bunun için bedel ödemiş bir halktır. İsrail’in Gazze’de yaptığı terörü herkesten daha yüksek sesle ve pratiğimizle kınıyoruz. Bir kez daha Diyarbakır’daki bütün yurttaşlarımıza, halkımıza Ramazan ayında barış, hoşgörü ve kardeşlik içerisinde bu tür provokasyonlara karşı da duyarlı bir şekilde bizimle birlikte olmalarını ifade ediyoruz” diye konuştu.
Oysa, Gazze’deki İsrail vahşetine ABD’nin tam destek verdiğini o da biliyor ama Adana konsolosu ile ilişkilerden ne umuyorsa, gerçeği söylemiyor... Sorun işte bu zihniyette...