Ahde Vefa


İnsan inandığı ve ulaşmak istediği ülküler için çoğu zaman her şeyi göz önüne alabilmekte. Yeter ki iman etmiş olsun, yeter ki kutsal bildiği değerlere hizmet arzusunda olsun. İşte o zaman  başına gelebilecek en kötü durumlara bile aldırış etmeden ileri atılır. Hiç hesap yapmadan bir daha dönmemek için mücadeleye girebilir. Bu zihniyette olanlar hiç bir zaman yılmazlar, yıkılmazlar, aksine devleşirler. Hatta gün olur ebedileşirler bile.

Şartlar, içinde bulunulan ortam ne olursa olsun o ülküye inanmış insanlar  mutlaka ulaşacaklardır; heyecanları, azimleri ve atılganlıkları sınırsızdır. Yeter ki bayrağı ellerine almış olsunlar, yeter ki o sevdaya kapılmış olsunlar. Yorulana kadar, bayrağı başkalarına teslim edene kadar gece gündüz demeden koştururlar.

“Ahde Vefa” demek vicdana kulak vermek demektir. Emek verenlerin emeklerine saygı göstermek demektir. Bir zamanlar mücadele adamı olanları unutmamak, onları her daim hatırlamak ve zihinlerde yaşatmak “Ahde Vefa’nın” bir gereğidir. Yapılan iyilikleri, çekilen çileleri unutmak ya da unutturmak insanlığa yakışmadığı gibi Yaradan tarafından da hoş karşılanmaz.

İyi, güvenilir ve güçlü bir insan olmanın karakterlerinden biri de vefalı olmaktır. Vefanın yaşatıldığı toplumlarda birlik ve beraberlikten söz edilebilir. Vefa’yı göstermek iyilikleri unutmamak demektir. Üzerimizde hakları olanlara vefalı davranmayı bir borç olarak kabul ettiğimiz zaman değerler daha da güzelleşir. Nitekim Cenab-ı Allah “İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir” diye buyurmaktadır (Rahman suresi; 60. ayet).

Sadece yaşayanlar için değil, bu dünyadan göç etmişlere de vefayı göstermek şarttır. Onları anmak, hatıralarını yaşatmak gelecek için umutlar vermektedir. Onları en güzel biçimde temsil etmek işte bu “Ahde Vefa’nın” ta kendisidir. Geride lekesiz bırakılmış olunan emanetleri geleceğe doğru leke getirmeden taşımak en büyük hedeftir. 

Tabii bu Vefa’dan bahsederken her şeyden evvel Yüce Yaradan’a vefalı olmak gerekir. Ona verilen sözleri yerine getirmek ülkülerin en başında olmalıdır.

Bizler “Ahde Vefa’ya” o kadar saygıyla yaklaşmışız ki onu Türk’ün Bayrağında bile aramaktayız. Marş olarak kabul ettiğimiz Ahmet Cevad’ın “Çırpınırdın Karadeniz” şiiri Türk Bayrağında “Ahde Vefa’yı” arayışımızı ölümsüzleştirmiştir. Bunun akabinde Alparslan Türkeş beyin Türk gençlerine “Hepiniz birer Türk Bayrağısınız” demesi bu “Ahde Vefa” anlayışımızın önemini daha da vurgulamıştır.

Bizim “Ahde Vefa’mız” Yunus Emre’nin “Yaradılanı severiz, Yaradan’dan ötürü” sözüne kulak vererek üzerimizde hakkı olan herkesedir.

“Ahde Vefa’yı”yaşatabilme azmi ile ilerleyebilmek, bizden sonra geleceklerin de aynı duyguları yaşatabilmelerine katkı sağlamak demektir.

“Ahde Vefa’yı” yaşatabilmek demek, dünü ve bugünü yarına taşıyabilmek demektir.

Yaradan “Ahde Vefa’dan” uzak olanlardan korusun………….

 

Murat Gedik, 1 Ekim 2013

E-posta: muratgedik@muratgedik.nl