Âkif’te kavmiyetçilik


Mehmet Âkif’i anlamadan zamanı anlamamız eksik kalır. Hususiyetle  “Türk”ü silmenin ötesinde “Türk” düşmanlığını şiar edinmiş Neo İslâmcıların maksatlarını her yerde herkese anlatmalıyız. 
M. Hâlistin Kukul Hoca’nın, Türk Yurdu’nda yayınlanan bir yazısında, temas ettiği nokta düşündürücüdür: 
“Bazıları; O’nun nezdinde, yanlış kanaat, tahlil ve idrâk ile, kendilerini ’Arnavud kafatasçılığı’mevkiine yerleştirerek bir takım telkinlerde bulunmaktadırlar. Hâlbuki onlar; akl-ı selîm sâhibi herkesin birleşmekte mutabık olacağı ’Türklük’ün ırkî bir mefhûm olmaktan ziyâde, bir kaynaşma ve kucaklaşma menşei ve makamı olduğunu görmek istememektedirler. Türklüğün, iftihar edilecek bunca târihî kavi bağları varken, acaba niçin ’azlık ırkçılığı’tercih edilir, bunun da, anlaşılması elbette ki, bizce, zordur.” (“Mehmet Âkif ‘gibi’ ve Mehmet Âkif  ‘kadar’ Türk olmak”, Türk Yurdu, S. 296, Nisan 2012).
Milleti/ümmeti 36 dilime ayıran bir başbakan hangi ülkede görülmüştür?! 
Doç. Dr. Mümtaz Sarıçiçek’in  “Mehmet Âkif’in şiirinde Irk, Kavim, Millet ve Ümmet Kavramları” konulu tebliğinde söz ettiği, Mehmet Âkif’in “ırk”ı (Türk’ü) nasıl anladığını yazmıştık.
Âkif’te, “kavim” yeri gelir Osmanlı toplumunu karşılar: Abdülhamid için “Ne âli kavm idik; hayfâ ki sen sefil ettin;” diyerek Sultan’a ağır ithamda bulunur.
Yeri gelir ümmet anlamını karşılar: “Müslümanlar gibi mâzisi büyük bir kavmi”; “Ne cahil kavmiyiz biz Müslüman’lar, şimdi dünyanın!”  
Yeri gelir millet/ulus anlamını karşılar: Çanakkale Şehitleri’ne adanmış kısmında geçen  “Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,”  mısrasında “akvam” (kavimler) bu savaşa katılan değişik milletleri/ulusları işaret eder.
Yeri gelir ırk anlamını karşılar: Bekleşirken gökte yüz binlerce ervâh, intikam; / Yerde kalmış, na’şa benzer kavm için durmak haram!.. / Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yok mudur?/ Yoksa istikbalinizden korkulur, pek korkulur.  
Doç. Dr. Sarıçiçek şu değerlendirmede bulunur: 
“Kavim sözcüğü ile ilgili asıl önemli husus ise ideolojik bir anlam içeren kavmiyetçilik hakkında şairin açık ve bilinçli bir tavır geliştirmiş olmasıdır. (...) Akif’e göre kavmiyetçilik zaman zaman Türklük (ulusu), Osmanlılık ve Müslümanlık anlamlarında kullandığı milletin en büyük düşmanı, bir yıkıcı fitnedir: 
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize? / Fikr-i kavmiyyeti şeytan mı sokan zihninize? / Birbirinden müteferrik bu kadar akvâmı, / Aynı milliyyetin altında tutan İslam’ı, / Temelinden yıkacak zelzele kavmiyyettir. / Bunu bir lâhza unutmak ebedî haybettir... / Arnavut’lukla, Arap’lıkla bu millet yürümez.” 
Görüldüğü gibi burada kavmiyetçiliğin Müslümanlar arasına sokulmuş şeytani bir oyun olduğu açıkça zikredilmekte, Arap ve Arnavut kavmiyetçiliği yaparak milletin ayakta kalamayacağı söylenmektedir. 
Âkif, “millet” ve “ümmet” kelimelerini de  “kavim” gibi farklı anlamlarda kullanmış, her iki kelimenin biri diğerinin yerine geçtiği görülmüştür. 
(İstanbul Üniversitesi öğrencileri Âkif için toplanmışlar, beni de davet etmişlerdi. Katılamadığım için üzgünüm. Kürşat Yıldırım Bey nezdinde hepsine teşekkür ediyorum.)