AKP ve CHP'nin "Hayırcı" Yaftası

MHP'ye "Hayırcı" yaftasını 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra ilk vuran CHP olmuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "CHP'yi-MHP'yi ve HDP'yi" içine alan AKP karşısında "%60'lık blok" düşüncesiyle ortaya koyduğu anlayış siyaset mizahından başka bir şey olmamıştı. Kemal Kılıçdaroğlu, bu düşünceyle MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye "Birlikte hükümet kuralım, Başbakan sen ol" çağrısında bulundu.
İşin en tirajı-komik yanı kendisine "Hükümet kurma" yetkisi veren bir Cumhurbaşkanı olmamasıdır. En vahimi de daha AKP'ye "hükümet kurma" yetkisi bile verilmeden, 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra kendi kendine Başbakanlık dağıtmaya kalkmasıdır. Hadi diyelim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "hükümet kurma" görevini ilk Kemal Kılıçdaroğlu'na verdi ya da sonradan verdi. MHP-CHP milletvekili sayısı hükümet kurmaya yetiyor mu? Yetmiyor. HDP'nin içeriden yahut dışarıdan desteklemesi gerekiyor.
MHP, zaten HDP'yi PKK'nın partisi görevini yaptığı için yok saymaktadır. Hadi MHP şeytana uydu ve HDP'yi kabul etti diyelim. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş "MHP koalisyonun içinde ya da dışında olmamız mümkün değil" dememiş miydi?
PKK'lı Selahattin Demirtaş daha 2 gün önce yine "Bizim MHP ile bir koalisyonda olma ihtimalimiz yoktur, dışarıdan destek verme ihtimalimiz de yoktur" demiştir.
Tüm bunlara rağmen hangi akla ve mantığa göre Kılıçdaroğlu'nun MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye "Birlikte hükümet kuralım, Başbakan sen ol" teklifinde bulunmuş olması hala muammasını koruyor. Hadi bu teklifinin mantıksızlığını da geçtik. CHP'nin bu PKK sevdası nedir? HDP, terör örgütü PKK ile arasına mesafe mi koydu, PKK'yı terör örgütü olarak gördüğünü mü söyledi ve HDP Anayasal sınırlar içine girdiğini mi kabul etti?  CHP seçmeni Kemal Kılıçdaroğlu'nun mantıksız tekliflerini ve her gün şehitlerimizin geldiği şu ortamda şehitlerimizin katilleri adına siyaset yapan HDP'ye yönelik sevdasını sorgulamalıdır.
Bir de evlere şenlik Ahmet Davutoğlu var… O konuşurken ya televizyonlar kapatılıyor ya da kırdığı potlara gülmek için açılıyor. AKP'liler yıllardır "İş-Aş-Haydar Baş" sloganıyla dalga geçiyorken, Ahmet Davutolu'nun "Gelin biz size eş bulalım" diye miting konuşması yapmasına gülmeyip de ne yapacaklar? AKP'yi açıkça izdivaç partisi yapacağını söylüyor.
Bu profildeki siyasetçi olan Ahmet Davutoğlu da Cumhurbaşkanının kendisine dostlar alış-verişte görsün hesabında verdiği "Hükümet kurma" görevinde "kurmama" rolünü oynadıktan ve tamamladıktan sonra MHP'yi "Hayırcılıkla" suçlaması da ayrı bir garabettir. MHP'ye koalisyon teklif etti mi? Adını bile anmadılar.
AKP zaten parti teşkilatları olarak çoktan seçim kararı aldığını Ahmet Davutoğlu'nun AKP İl Başkanlarına yapmış olduğu "Ramazan bayramında hepiniz şunu söylediniz, aman Sayın Başbakanım koalisyon yapmayalım seçime gidelim biz hazırız. E meydan burada, erler de yiğitler de burada. Rabbimiz ve milletimiz tekrar seçim dedi. " şeklindeki konuşmasıyla öğrenmiştik.
MHP'nin 4 ilkesini kabul edildiğinde, MHP Lideri Devlet Bahçeli zaten hem hükümet programını, hem bakanlık sayısı ve isimlerini dahi belirlemişti.
Ahmet Davutoğlu MHP'nin 4 ilkesi karşısında resmen "Türklüğe dokunacağız, hırsız ve rüşvetçiye dokundurmayız, PKK açılımı sürecek, Recep Tayyip Erdoğan'a kimseyi karıştırmayız" duruşunu sergilemiş ve zaten koalisyon hiç düşünmüyorken, MHP'nin dört maddesi karşısında da kendinden geçmiştir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de bu süreci "Açık açık söylüyorum; Davutoğlu bize koalisyon teklifiyle gelmedi.
Verilmiş bir kararın ilanı maksadıyla, 45 günlük sürenin dolması için geçerken bize de uğradı.
Davutoğlu bizimle görüştüğünde kendisine 4 teklifimizi kabul ettiği takdirde değil elimizi, gövdemizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu söyledim.
Anayasa'nın ilk dört maddesine dokundurmayız dedik, şaşkın şaşkın, sanki ilk kez duyuyorlarmış gibi ikircikli, bu da nereden çıktı dercesine yüzümüze baktılar.
Çözüm sürecini tamamen kaldıralım, buzdolabında ise fişini çekelim dedik; başlarını öne eğdiler, kulaklarını tıkadılar.
17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Sürecinin üzerine gidelim, ucu kime dokunursa dokunsun failleri adalete teslim edelim dedik; hayır bu bir darbe teşebbüsüdür, dediler.
Erdoğan anayasal sınırlarına çekilsin, parlamenter sistemle oynamasın dedik; olmaz, velinimetimize dokundurmayız dediler.
Şayet bunlar kabul edilmiş olsaydı, Türkiye hükümetsiz kalmayacak, siyasi buhran yaşamayacaktı." şeklinde açıklamıştı.
AKP ve CHP'nin MHP'ye yönelik "Hayırcı" yaftası mantıksızdır, yalancılıktır, aldatmadır, uydurmadır. MHP, Türk milletinin menfaatleri için ilkeleriyle hareket etmiştir. MHP Lideri Devlet Bahçeli şahsi ve siyasi menfaatlerini düşünecek olsaydı AKP ve CHP gibi hırsıza, rüşvetçiye, hukuksuza, PKK'lıya boyun eğer ve her şartta hükümet ortağı olurdu. MHP'nin ülküleri ilkeleri, ilkeleri hep ülküleri olmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP-CHP koalisyonunu da engellemek için Ahmet Davutoğlu'na yönelik aynen şunu diyordu: "Kendi ilkeleriyle de karşı düşüncenin örtüşmesi lazım. Herhalde örtüşmüyorsa, intihar edecek hali yoktur."
Ne yani MHP intihar etmeyince mi suçlu ve "Hayırcı" oluyor…
Bu kadar gerçek ortada iken MHP'ye "Hayırcı" demek en hafif tabiriyle akıl tutulmasıdır. Çok ağır şeylerde söylerim ama anlayan anladı zaten…
Ey AKP!
MHP "Hayırcı" olduğu için koalisyon kuramadın da, her şeye "Evet" diyen CHP ile niye kurmadın?
Dolmabahçe'de PKK'nın 10 maddesini kabul edecek kadar siyasi yavrun olan HDP ile niye kurmadın?
Bu iki sorunun cevabı bile siyasi sahtekârlığını aydınlatmaya yetmektedir.