AKP'NİN KARIŞIK HESABI VE YALAKA YANDAŞLAR !

Hoca zerzevatçı dükkanının yanından geçerken adam hocaya borcunu ödemesini söyler. Hoca:

-Bakalım deftere. Ne kadar borcumuz olmuş? Deyip adama ümit vererek bir yolunu bularak yakayı kurtarmayı düşünür. Zerzevatçı defteri karıştırırken hoca bakar ki, biri beş yazarak senelerden beri yüzlerce akçelik alışveriş edilmiş ve hesabın sonunda hocanın otuz bir akçe borcu birikmiş. Karşı ki sayfada imam efendinin yirmi altı akçe borcu olduğunu görmüş. Zerzevatçıya demiş ki:

-Bak oğlum! Benim burada otuz bir akçe borcum olduğu görülüyor. İmam efendinin de yirmi altı akçe borcu varmış. Bizim onunla aramızda teklifimiz yok. Biz onunla yirmi altıyı sayışırız. Kaldı mı beş akçe !O beş akçeyi de bana verirsen şu iki hocanın hesabını da bu suretle temizlemiş olursun, deyince iki hesabın birden bu suretle temizlendiğine adam sevinip iş bitmiş olmak için büyük bir memnuniyetle üste beş akçe de verip hocayı güle güle uğurlamışsa da kendi kendine kalınca derin bir düşünceye dalıp bir türlü bu karışık hesabın içinden çıkamamıştır.

Türk milleti olarak bizde AKP'nin karışık hesabı içinden bir türlü çıkamıyoruz. Ama Ankara Ticaret Odası yalakalıkta sınır tanımadığı için bu işin içinden hemen çıkarak tüm Ankara caddelerinde bulunan 

"Borç ödedik, kasayı doldurduk" sözleri artık Başbakanla bütünleşmiş hazır kalıp cümleler olarak dikkat çekmektedir.

Başbakan Erdoğan'ın ekonomi yorumları ve bilgisi gerçekten evlere şenliktir.

Böylesi bir zihniyetin Türkiye'de ekonomik mucize yarattığını ifade etmesi her şeyden önce hilafı hakikattir.

Hatırlatmak isterim ki, AKP iktidara geldiğinde Türkiye'nin brüt dış borç stoku 129,6 milyar dolardır.

2012 yılsonu itibariyle dış borcun miktarı yaklaşık 2,5 katı aşarak 336,9 milyar dolara çıkmıştır.

AKP'li iktidar yıllarında dış borç 207 milyar dolar yükselmiştir.

Bilhassa özel sektörün borç hacmi, 10 yılda 43 milyar dolardan 226 milyar dolara sıçramıştır.

Başbakan Erdoğan özel sektörün sıkıntısını ve finansman güçlüklerini nedense sürekli görmezden gelmiş ve hasıraltı etmiştir.

Hanehalkı borç miktarı da 10 yıl içinde yaklaşık yüzde 4 bin artış göstermiştir.

Kamu borcun seviyesi de AKP'yle birlikte tırmanmıştır.

2002 yılında 64,5 milyar dolar olan kamu dış borç stoku yüzde 60'lık artışla geçen yılsonunda 103 milyar dolar olmuştur.

10 yılda, toplam borç miktarı 230 milyar dolardan yaklaşık 580 milyar dolara yükselmiştir.

Bu veriler ışığında sormak lazımdır ki, acaba Türkiye'yi borç tuzağına çeken hangi iktidar olmuştur?"

Ankara Ticaret Odası ve benzerleri herhalde bu bilgiler ışığında biraz utanma ve arlanma duyguları varsa ,yarından itibaren Ankara Caddelerinde bulunan 

IMF'den alınan kredi de dış kaynaklı bir borçtur.

2002 yılında IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşlara kamunun borcu 21,8 milyar dolarken, 2012 sonunda bu tutar 23,1 milyar dolara varmıştır.

Uluslararası kuruluşların bütününe olan borçlar artarken, mesela Dünya Bankası'na olan borç miktarı AKP döneminde 5,3 milyar dolardan, 13,1 milyar dolara çıkması son derece manidardır.

2002 yılında IMF'ye toplamda yaklaşık 22 milyar dolarlık bir borç söz konusudur.

Bu miktarın 13 milyar 900 milyon doları kamuya, 8 milyar 100 milyon doları ise Merkez Bankası'na aittir.

Merkez Bankası'nın rezervlerine ilave ettiği 8 milyar 100 milyon dolarlık borcu yıllar içinde ödenmiş ve bu bahis çoktan kapanmıştır.

Buna göre AKP'ye devrolunan IMF borcu iddia edilenin aksine 13 milyar 900 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

Elbette IMF'ye olan borcun bitmesi, bir daha herhangi bir kredi ilişkisinin kurulmaması en içten temenni ve beklentimizdir.

Ancak Başbakan yalnızca IMF borcunun azalmasını diline dolayarak, diğer uluslararası kuruluşlara olan yükümlüğü ağzına dahi almaması makul, mantıklı ve meşru bir tavır değildir.

IMF'ye borcun kalmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, acaba Dünya Bankası'na yönelik artan borcu nasıl izah edecektir?

11 Mayıs 2005 tarihinde IMF'den alınan 6,6 milyon SDR, yani yaklaşık 10 milyar dolarlık borcu nereye koyacak, nasıl gizleyecektir?

Başbakan Erdoğan "onlar borçlandı biz ödedik" derken hiç mi vicdanı sızlamamaktadır?

IMF kredilerinden istifade eden ve yüksek meblağlı borçlanan bizzat AKP hükümeti değil midir?

Başbakan kimi kandırmaktadır?"

Kendileri ve yandaşları gerçek manada zenginleşenler ,halkı da yalanlarla-dolanlarla refah içinde yaşattığını sanıyor.

Medyanın ve yandaş kurumların yardımıyla bu karışık hesabın içinden çıktığını sananlar MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin verdiği bu bilgilere kamuoyu önünde yalan-dolan katmadan cevap vermelidir.

Türk milletinin her ferdi MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin son grup konuşmasında yapmış olduğu konuşmayı tekrar tekrar okumalı ve ekonomi propagandalardaki AKP yalanını iyice idrak etmelidir.

AKP her zaman yaptığı gibi cambaza bak oyunu oynamaktadır. Ama bu cambazlık artık can sıkmaya başlamıştır. Müslüman'da güzel ahlak en parıldayan ışıktır. Bunlar nasıl bir Müslüman daha bunu anlayamadık…Bir Müslüman 24 saat yalan söyler mi?

YILDIRAY ÇİÇEK

Ortadoğu Gazetesi