Katar, Amerikan işgali altında bir ülke. Dolayısıyla ülkedeki Amerikan üslerinde 50 bin civarında Amerikan askeri var. Ünlü El Cezire televizyonu da bu şartlar altındaki bir ülkeden yayın yapıyor. Arap Baharı denilen, Mısır, Libya ve Suriye’yi kan gölüne çeviren operasyonlarda El Cezire baş rollerdeydi.
Katar, 1913’e kadar, Osmanlı’nın Basra vilayetinin Lahsa sancağına bağlı bir ilçe idi ve bir kaymakam tarafından yönetilirdi. Şimdi ise Katar, petrol rezervinden dolayı dünyanın en zengin ülkesi kabul ediliyor.
***
İşte bu Katar’ın El Şark gazetesinde 5 Şubat günü Ahmet El Kadidi tarafından yazılmış bir yorum yayınlanıyor. Anadolu Ajansı, hemen yorumu tercüme ederek servise koyduğu gibi Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü de günlerdir, aynı metni öne çıkarıyor.
Yorumda özetle, “Tayyip Erdoğan, ekonomik büyüklük olarak 112. sırada olan ülkesini 16. sıraya taşıyarak inanılmaz bir sıçrama kaydetti. Bu da ülkesinin 20 güçlü devletin oluşturduğu G-20 kulübüne girdiği anlamına geliyor. Erdoğan, 2023 yılında Türkiye’yi Orta Doğu’nun siyasi ve ekonomik olarak en güçlü devleti yapmayı planlıyor” deniliyor!
Yorumda “Erdoğan, 47 milyar dolarlık bütçe açığını kapattı. Türkiye’nin IMF’ye borcunun son taksiti olan 300 milyon dolar ise geçen haziran ayında ödendi” gibi ifadeler de kullanılıyor.
Yani ciddiye bile alınmayacak bir yorum ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi yayın organında birinci sırada tutuluyor! Türkiye, ne zaman 112’nciliğe düşmüş? Türkiye zaten Orta Doğu’nun siyasi ve ekonomik olarak en güçlü ülkesi değil mi ki hedefi bununla sınırlı olsun? Bütçe açığı ne zaman kapandı? IMF’ye son taksit ödendi ama Türkiye’nin toplam borcu nedir?
Ne önemi var, Erdoğan’ı övüyorlar ya, bu yetiyor herhalde.
Türkiye, bu kadar ayağa düşürülecek bir ülke midir?
***
BBC’nin “HSBC’nin gizli İsviçre hesaplarında, müşteri sayısı itibariyle Türkiye, 3 bin 105 müşteri ile listelenen 34 ülke arasında 9. sırada” haberine ise kimse yeterince ilgi göstermiyor.
Türkiye, açılan gizli hesaplardaki para miktarına göre yapılan sıralamada ise 3,5 milyar dolar ile 23’üncü sırada. Bu, sadece bir bankanın gizli hesaplarındaki durum...
Türkiye’de gazetecilik büyük ölçüde bitmiş olduğu için bu haber yeterince yankı bulmuyor. Bir iki gün önce, MİT TIR’larından sonra, Suriye’ye gönderilen yardım kamyonlarıyla ilgili her türlü haber ve yorum, mahkeme kararıyla yasaklandı. Aslında gazetecilik yasaklandı! Almanya’da ise IŞİD’e katılma potansiyeli olan kişileri cezalandırmaya dönük bir tasarı tartışılıyor. Yani “terör örgütüne katılma niyeti” de cezalandırılmak isteniyor. Türkiye’de suç işleme niyetiniz yoksa bile bilgisayarınıza suç delilleri yerleştirerek veya sahte delil üreterek sizi örgüt elemanı durumuna düşürebiliyorlar. Ekonomide değil ama bu konuda Almanya’dan ileriyiz!
Türkiye’nin itibarının ne durumda olduğuna dair gerçek bir gösterge var. Gazeteci Yılmaz Polat, Obama’nın “Ulusal Dua Kahvaltısı”nda Türkiye’yi AB Bakanı Volkan Bozkır’ın temsil ettiğini bildirmek için bir mesaj geçti. Polat, konuyla ilgili köşe yazısında da “Toplantıya 3 bin 500 davetli katıldı. Bozkır, Obama ile görüşemedi. ABD yönetiminden hiç kimse Bozkır’a randevu vermedi” diye yazdı.