O tatlı Urfa şivesiyle “çocuğumu istiyem” diyen anne sevindi. Şimdi geride 14 tane kaldı.
Üstelik bu kaçırma işine adı karışan kadınlar da var. Gültan’ı öğrendik de bir tane daha var onu iyi duyamadım.
“Kendileri dağa çıkmış” diyorlar. Peki annelerin feryadı, babaların gözyaşı, oturma eylemi nedir? Ailenin rızası olmadan evden çocuk götürülür mü?
Söyledikleri lafa bakın. Hırsızlık zaten izin almadan yapılan şeydir. Bir de üstelik terör örgütü yapıyor bu işi. Organ mafyası da yapsa kötü ya. Açıklanır tarafları yok yani.
***
Halk sık sık bağırır: Nerde bu devlet!
İşte tam zamanı. Hep birlikte bağıralım; nerde bu devlet, güvenlik kuvvetleri nerde, jandarması nerde, MİT’i nerde, polisi nerde.
Kazalarda, cinayetlerde yürüyüşlerde koruyamıyorsunuz. Terör örgütü kaçırdığı zaman da kaçırmadığı zaman da koruyamıyorsunuz.
Hep birlikte bağıralım; nerde bu devlet.
Devlet adamları Cumhurbaşkanlığı seçiminden başını kaldırıp etrafına bakmıyor mu? Cumhurbaşkanlığını bu çocuklar için yapmayacaklarsa, kim için yapacaklar.
***
Bir de üstelik ekranlarda şovunu yaptıkları, mağazalarda malını sattıkları anneler gününe bu kadar yakınken...
Çocuklarına ne hediye alacağım diye düşünen anneler elbette düşünecekler. Çocuklara hediye almak iyidir. Ama çocukları dağdan geri almak daha da iyidir.
Verin köylü annelerin çocuklarını.
Bu ülkenin ekmeği gözünüze dizinize durur. Varsa vicdanlarınız rahatsız olur.
‘Allah’tan korkup, kuldan utanmak’ diye bir şey vardır. Bu haslet, bu memleketin bazı insanları tarafından tamamen unutuldu mu?
Silivri’de, Mamak’ta tutuklu olanlar için öyle söylüyorduk, şimdi de söylüyoruz: Allah’tan korkmaz mısınız, kuldan utanmaz mısınız?
İşin en acı tarafı, zulüm yapanların içinde kadın isimlerinin bulunması konusunda ısrarlıyım.
Kadınlar eskiden şefkat kelimesiyle birlikte anılırlardı, zulüm kelimesiyle değil.
Bir de üstelik, çocuk kaçıranların özgürlük savaşçısı olduğuna inandırılmaya çalışılıyoruz. Özgürlüğü gasp eden, savaşçılar.