Eğitim bir milletin can damarlarından biridir. Bir devletin gelişmişlik düzeyi çocuklarına verdiği eğitimle ölçülür. Çocuklarını çağdaş, bilime uygun, fikri hür vicdanı hür yetiştiren devletler geleceğe güvenle bakabilirler. Çünkü çocuklar geleceğimizdir. Yarının doktorları, mühendisleri, mimarları, sanatçıları, başbakanları, Cumhurbaşkanlarıdırlar.
Bu kadar önemli bir konuya iktidarın yaklaşımı maalesef ciddiyetten uzak. Geleceği düşünmeyen, çağdaş, bilimsel eğitime önem vermeyen, tek amacı gelecek nesilleri kendi ideolojisine göre yetiştirmek olan bir eğitim politikasıyla Türkiye’nin sağlıklı bir geleceği olamaz.
Evrim dersini müfredattan kaldırıp eğitimi dinileştirerek belki hayalinizdeki dindar nesli yetiştirebilirsiniz ama yetiştirdiğiniz neslin bir geleceği olamaz. Dünyadan haberi olmayan, çağdaş bilimsel konuları bilmeyen, dünyayla bilimsel alanda yarışamayan bir nesil bir gelecek inşa edemez.
Dinileştirilmiş bir eğitim sisteminden Nobel kazanan bir Aziz Sancar yetişmez. Aziz Sancarı Aziz Sancar yapan Cumhuriyet’in köy enstitüleridir. Laik eğitimdir. Kendisi de Nobel kazandığında her şeyini Cumhuriyet’e borçlu olduğunu ifade etmiştir
Bazıları Cumhuriyet’ten örnek verince anlamıyor. İlla ki Osmanlı’dan örnek vermek gerekiyor. Osmanlı’nın en güçlü dönemine baktığımızda eğitimin çağdaşlığı göze çarpar. Örneğin Fatih dönemine baktığımızda Sahn-ı Seman medreselerinde Astronomi, Matematik dersleri vardı. Ali Kuşçu gibi çağın en büyük bilim adamlarından biri hocalık yapıyordu. Yunan felsefesi öğretiliyordu.
Aynı şekilde Fatih Sultan Mehmet’te çağının ilerisinde bir padişahtı. 7 dil biliyordu. Homeros’un İlyadasını orijinal dilinde okuyabilecek kadar batı dillerine hâkimdi.
İmparatorluğun duraklama ve gerileme dönemlerine baktığımızda ise eğitimin dinileştiği görülmektedir. Bir zamanlar Astronomi dersi verilen medreselerde fenni bilimler yasaklanmış, gökyüzünü incelemek şeytan işidir denilerek rasathane yıkılmıştır.
Şu an AKP nin uygulamaya çalıştığı eğitim, Osmanlı’nın yıkılış dönemindeki eğitim sisteminden farksızdır. Dini unsurların fazla olduğu, evrimi Islama aykırı diye yok sayan, eğitimi akla göre değil dine göre şekillendiren eğitim sistemi bir imparatorluğu yıktı ama görülüyor ki tarihten ders çıkarılmamış…
AKP döneminde eğitim sistemi sadece bilimsellikten uzaklaşmıyor. Aynı zamanda tarihimizden özümüzden soyutlanıyor.
Artık çocuklarımız 8. Sınıfa kadar Atatürk’ü bilmeyecek. Neden? Bilmeyecek işte o kadar…
Peki, neyi bilecek?
15 Temmuzu bilecek, cihadı bilecek, Osmanlı’yı bilecek ama şu an yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ü ve milli mücadeleyi bilmeyecek.
Bu yorumumdan Osmanlı düşmanıymışım gibi mana çıkaranlar olacaktır. Yanlış anlaşılmasın Osmanlı’nın öğretilmesine karşı değilim. Bana göre tarihteki tüm Türk devletleri okullarda öğretilmeli. Türk çocuğu binlerce yıllık geçmişi olan bir milletin evladı olduğunu öğrenmeli.
Mesele Osmanlı değil… Mesele Atatürk’ün öğretilmemesi…
Yıkılmış, tarihe karışmış bir imparatorluğu çocuklara öğreteceksiniz ama yaşadığımız Cumhuriyet’in kurucusunu öğretmeyeceksiniz.
Halkını kulları olarak gören, Türk ırkını yok sayan, halkına reaya yani koyun diyen padişahları çocuklara öğreteceksiniz ama Türk milletine özgürlüğünü veren, padişaha kul olmaktan kurtaran, Ne Mutlu Türküm Diyene diyerek Türklüğü yücelten Atatürk’ü anlatmayacaksınız.
13 saat süren darbe girişimini çocuklara her derste anlatacaksınız ama 4 yıl süren, on bin şehit verdiğimiz Kurtuluş savaşını arada kaynatacaksınız.
Amacınız nedir?
Çağdaş bilimden uzak, tarihinden uzak, milli kimliğinden uzak, kendi ırkını yok sayıp Arapları kavm-i necip bilen bir sürü yaratmak mı?
Amacınız Atatürk’ü yok sayıp padişahları kutsayarak yeniden kula kul bir reaya yaratmak mı?
Dindar ve kindar nesilden kastettiğiniz kimliksiz, kendini sadece Müslüman olarak tanımlayan bir nesil yaratmak mı?
Eğer amacınız buysa size kötü bir haberim var. Bu proje tutmaz.
Çünkü ister kabul edin ister etmeyin Cumhuriyet devrimi büyük oranda gerçekleşmiştir.
Şu an milletin % 95 ten fazlası yeni Türk alfabesiyle okuma yazmayı biliyor. Siz bile eski alfabeyi bilmiyorsunuz. Harf devrimi bu yüzden başarıya ulaşmıştır geriye dönüşü yoktur. Osmanlı’da okuma oranı düşük olduğu için yeni alfabeye geçiş kolay oldu ama % 95 ten fazlasının okuma yazma bildiği bir millete geriye dönüş olamaz.
Şu an toplumun en az yarısından fazlası Cumhuriyet’in kazanımlarından vazgeçme niyetinde değil… Karşınızda laikliğe, çağdaşlığa bağlı bir kesim var ki ne yaparsanız o kesimi dönüştüremeyeceksiniz.
Şu an siz bile Cumhuriyet’in imkânlarını kullanmaktan vazgeçemiyorsunuz. Sadece sizler değil eşleriniz ve kızlarınız bile Atatürk’ün kadınlara verdiği haklardan sonuna kadar faydalanıyor.
Durum böyleyken kafanızdaki proje tutmaz. Yapacağınız her şeyin ömrü iktidarınızın ömrü kadar olacak ama bugün müfredattan sildiğiniz Atatürk, kıyamete kadar Türk milletinin kalbinde yaşamaya devam edecek. Atatürk’ü müfredattan silebilirsiniz ama kalbimizden asla!
Barış Atagün