Bu bakış açısı Türk milliyetçilerinin yıllarca mücadele verdiği “Halklara özgürlük” Marksist istismar söyleminin bugün yansıması değil midir? Dünya da milli kimlik tanımlamasını yapamayan ülke kalmış mıdır? Alman, İngiliz, Fransız, Amerikan, Japon vb yüzlerce ülke ve millet aynı etnik kimlik üzerine soy kan gen tahlili yaparak mı milli kimlik ortaya koymuşlardır?
Cumhuriyet rejimi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları öncülüğünde “Türkiye Cumhuriyetini kuran halklara Türk denir” denilerek Osmanlıdan yadigar halkları birinci sınıf millet yapmıştır. Cumhuriyetin bir ırkı dayatması değil aksine müthiş bir öngörü ile geleceği okuma liderlik yeteneği ile bütün halklar Tek millet olarak kardeşleştirilmiş mikro milliyetçilik mikrobu yok edilmiştir.
Bir asra yaklaşan birinci meclis ruhunu anlayamama hala oraya takılı kalma ve rövanş sancıları ülkenin önünü tıkamıştır. CHP’nin şeflik iktidarı yıllarında dini kimlik üzerinden yapılan baskılarla nerede ise Allah demek yasak hale getirilmiştir. Türk milleti şeflik dönemi zulmüne rağmen asla Müslümanlığından zerre kadar taviz vermemiştir. Bugün PKK’nı kanlı eylemleri ve silahlı kanlı kalkışması gölgesinde etnik kimliklerden yeni milletler meydana getirmeye karşı kendi Türk milli kimliğinden asla taviz vermeyecektir.
AKP ye rağmen hep birlikte sonsuza kadar Hep birlikte Müslüman Türk’üz demeye tek millet olarak kardeşçe yaşamaya devam edecektir. Türk milleti değil bu ülkede CHP imtiyazlı elitler ve Jakoben laikler yıllarca insanları canından bezdirmiştir. Bugünde Türk milleti kendi milli kimliği üzerinden küresel destekle barış adlı narkozla ağır bir etnik ameliyata tabi tutulmak istenmektedir.
Türk milleti dün Müslümanlığı üzerinden bugün Türklüğü üzerinden yapılan operasyonlara karşı koyacaktır. Türkçe ve Türk kimliği huzur barış kardeşlik ve bir arada yaşamanın olmazsa olmazıdır. Türkçe konuşup anlaşacak Ezanla namaz kılacak kıyamete kadar kıble istikametinde tek millet olarak aynı safta yer alacağız.
Cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde milli kimlik etnik kimlik tartışmasını başbakan diliyle yapmak ülke için büyük bir talihsizlik değil midir? Başbakanlık görevi ayrıştıran ötekileştiren etnik mikro ırkçılığa ivme ve yol veren ötekileştiren farklılaştıran makam olmamalıdır. Özgürleştirme yarın aşiret akraba ve çok daha kılcal sosyal damarlara inerse bunun adı hak verme midir?
Demokrasi tüm kural ve kurumları ile hayata geçirmek millet iradesine vurulan zincirler ancak kırar. Siyasi partiler kanunu ve seçim kanunu illaki AB mi dayatmalıdır. Parti üyeleri veya bu ülkenin fertleri seçecekleri yöneticileri ne zaman kendi belirlerse ne PKK ne Fakirlik ne yolsuzluk nede hiçbir sorun kalmaz. Tek kişi veya kendine yardımcıları eliyle bu ülke sorunlarını aşamadı bunu ne İsmet İnönü başardı ne de AKP başarır.
Milli iradeye vurulan zincirleri kırmak ülkeyi Gerçek Cumhuriyete halk rejimine götürür. Milli irade nutukları, yüzde elli beş kibri ile değil millet iradesine vurulan zincirler gerçekten ne zaman tuzla buz olursa o zaman ebedi kardeşlik barış adalet huzur hayatımıza egemen olur. Türk milleti dayatılanı değil bu ülkenin mazlumudur. Ama yediden yetmişe bir millet Edirne’den Van’a kadar uyanıyor. Cumhuriyet değerleri ile imtiyazlılar dönemi sona erdi. Mübarek dini değerler üzerinden imtiyaz da mutlaka sona erecek millet gerçekten o gün özgür olacaktır.
Müslümanlığını CHP şeflik yıllarında koruyup sürdürmeyi başaranlar Türk milli kimliğine sahip çıkmayı da elbette başaracaklardır. Etnik zenginliklerimizle birlikte Türk milleti mazlumdur. İmtiyazlı elitler nöbet değişimi yapıyor. Bu ülkenin zulüm düzeni asla etnik temelde değildir. Ezilenler hep birdir ezenlerin adresi bazen değişir. Mazlumlar mutlaka eninde sonunda galip gelecek adalet yerini bulacaktır.