BAŞBAKANA TV'DE SORU SORAN GAZETECİLERE SORUYORUZ?

Şu siyasi kıblesi güç ve menfaatleri olan, yalaka medya ve yazar çizer takımı, dün samimi Müslümana yıllarca tepeden bakıp, inançlı insanları irtica diye canından bezdirmiş dindarın değil dinden geçinenlerin önünü açmıştır.

Şimdi aynı takım utanmadan sıkılmadan ilkesiz omurgasız biçimde yeni siyasal güç karşısında eğilip bükülüp takla atmaya devam ediyorlar. Dün bu takım Kenan Evren'e ve 28 Şubat darbecilerine aynı eğilme bükülme taklacı tarı göstermişlerdir.Şimdi ise başımıza Müslüman hamisi kesilip, bu sefer adeta padişahım çok yaşa tavırları ile, siyasal iktidara yağcılık yalakalık yarışına giren, utanç verici bir tavır içerisindedirler.

İnsan üç kuruşluk menfaat için bu beş kuruşluk eğilme bükülme ters düz taklaları atacak kadar meslek onurunu çiğnetmemelidir. Ama nerde! Bu takımın yüzlerine tükürsen yarabbi şükür der sinelerine çekerler. Batan gemiyi ilk kim terk eder? İşte bu takım AKP inişe geçtiğinde yeni gücün yanında olmaya devam edecektirler. Çünkü bunlar gayri milli düzenin baskı dayatma rejiminin bugünkü ve yarınki imtiyazlı temsilcileridir.

Ama Allah onların maskelerinin inmesine mutlaka fırsat verecektir inşallah! O günler belki yarın belki yarından da yakındır. Sayın başbakana soru soran gazetecileri dinlerken utandım. Koca koca adamlar ne hale geldiler. Acaba kendi çocukları onları seyrederken ne hissetmiştir? Çocukları bu pozisyonda babalarından gurur duymuşlarsa, artık tuzun koktuğu, artık ar damarının çatladığı, ilkesizliğin aile boyu evladiyelik olduğu, siyasi ahlak duvarlarının yıkıldığı bir acı bir durumla karşı karşıyayız.

Ülkenin en temel sorunu her alanda ilkeli olmak, siyasi ahlak sahibi olmak, omurgalı duruş göstermek, gerçek demokrat tavır koymak, iktidara ve güce göre yelken kaldırmamak gerçekten ülkenin hasret duyduğu özlemle beklediği değerlerdir. Türkiye bu utanç tavırlarını bir kenara not edecek yarın ibretle hatırlayacaktır.

Ülkenin önünü tıkayan anlayış gerçekleri kendi ikbal hesabı uğruna dillendirmemek, ertelemek ve susmaktır. Sustukça bir gün sıra elbette susanlara gelecektir. Ama o günkü feveran için vakit çok geçmiş olacaktır. Bu feryat kuyruğuna basılan kedinin bağırmasından öteye geçmez. Özgür, hür, ilkeli, milli basın, kamu görevi yapar ve kutsaldır.