BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN

Günlerdir, haftalardır uykumuzu kaçıran bir mevzu var; hunharca katledilen çocuklar…
Evet uykumuz kaçmalı, gözlerimiz dolmalı, vicdanımızın sesi kulaklarımızı sağır etmeli. Bu kadar basit bu kadar vahşice olmamalı bi çocuğun ölümü..
Leyla…
Eylül…
Adını duymadığımız, duyup da hatırlamadığımız niceleri…
Bugün hep birlikte aynı duygularla sesimizi daha gür çıkarıyoruz ama yarın olunca her şeyi unutmayalım. Unutmayalım mesela, zaman eskisi gibi sokakta koşup oynarken komşumuzun evine gidip yemek yeme, oyun oynama zamanı değil, yolda gördüğün yabancı bir insanın çocuğunu sevme zamanı değil günümüz şartları bizleri bir çocuğun başını okşamaktan alıkoyuyor maalesef.
Korkma ve koruma çağındayız. Sapıklığın cinsiyeti, tanışıklık derecesi yok bizim samimiyetle yaklaştığımız birisinin bize hangi duygularla yaklaştığını ne yazık ki bilemiyoruz.
Peki nasıl bu hale geldik?
Biz ki misafirperverliği, komşuluğu, iyi niyeti, merhameti ile yedi düvele nam salmış bir milletiz nasıl oldu da birbirimizden korkup kaçan bir millet olduk. Gerçekten tüm egomuzu, çıkarlarımızı bir kenara bırakıp yani takım tutar gibi adam tutmadan sadece insanlık adına kaç dakika düşünüyoruz neler yapabiliriz diye ?
Yaşadığımız çağa bakalım ve bir şeyi kabul edelim, varlık içinde yokluk çekiyoruz.
Okumak için imkanımız var, isteğimiz yok.
Çalışmak için işimiz var, enerjimiz yok.
Araştırmak, öğrenmek, öğretmek için her türlü imkanımız var, farkındalığımız yok.
Paylaşacak ekmeğimiz var, komşumuz yok.
İnternetsiz ev kalmasın dediler sandık ki çağ atlatacağız, İnstagram’a resim atmaktan ötesine geçemedik. Sorgusuz sualsiz sosyal medya başta olmak üzere Tv programların bize sunduğu atmosfere kapıldık, nefes alamaz olduk. Hiç sormadık acaba burada ne demek istiyor diye, tek düşüncemiz çocuğumuz yemek yerken oyalansındı.
Şimdi idam istiyoruz, yaptırımı olacak caydırıcı cezalar istiyoruz. Kimsenin canı bu denli yanmasın istiyoruz. Kanunlar değişmeli artık, değişsin. Fakat biz de birey olarak bi silkelenip kendimize gelelim. Taş duvarları yıkıp dünyamıza bakalım, neleri değiştirebiliyoruz, nerden başlayabiliyoruz?
Sen, ben , biz bir adım atarsak arkası gelecek.
Adı çocuk,
Adı umut,
Adı gelecek,
Daha güzel bir dünya mümkün, tek yapmamız gereken rahatlığımızdan feragat etmek…

Ebru YILMAZ