(2.Bölüm)
Başkanlık rejimine HAYIR deyişimizin sebep ve gerekçelerini birinci bölümdeki yazımızda kısmen incelemiştik...İncelemelerimiz dünyadaki mevcut başkanlık sistemleri ile, ülkemizde anayasa değişikliği ile getirilmek istenilen sistemin MUKAYESELİ bir değerlendirilmesi yapılacaktır. Tamamen kişisellikten ve siyasi mülahazalardan uzak, ülkemizin ve milletimizin beka sorununa odaklanarak anayasal literatüre bağlı kalarak ve onu esas alarak konuyu inceleyeceğiz...
Gelinen noktada siyasi iktidar ve onun yardımcısı MHP, yasanın referandum oylamasında EVET alabilmesi için; siyasetin bütün argümanlarını kullanacakları ve konuyu tam olarak bilmeyen büyük bir kitleyi manipule etmek için PSİKOLOJİK TAARRUZA hazırlandıkları görülmektedir.
MHP genel başkan yardımcısının HAYIR yönünde oy kullanacak ÜLKÜCÜLERİ, '' ..İçi boş fıçılar...'' biçiminde aşağılayıcı bir tavırla itham etmesi; iktidar kanadının ise HAYIR OYU kullanacak olanları, ''..VATAN HAİNLERİ İLE BİR SAFTA...'' olma ile suçlamaları nazara alındığında konunun vahameti,hassasiyeti ve önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır...
Siyasetin üç temel öğesi; reklam-propaganda ve ikna sanatı ve geniş medya desteği ile insanlarımızın manipule edileceği çok aşikardır...
* * *
Dünyada hali hazır 47 ülkede başkanlık sistemi mevcuttur.Bundan başka YARI BAŞKANLIK ve PARLAMENTOYA BAĞLI BAŞKANLIK sistemleri ile yönetilen elliye yakın ülke bulunmaktadır.
ABD hariç, Başkanlık Sistemi ile başarıya ulaşan,zenginlik ve refaha kavuşan,demokratik hak ve özgürlükleri koruyan ve yaşatan başka bir GELİŞMİŞ ÜLKE YOKTUR. Bunun sebeplerini ve ABD'nin kendi yapısından kaynaklandığını açıklamıştık...Dünyanın gelişmişlik ve başarı sıralamasında bulunan BAŞARISIZ ÜLKELERİN %90'ı Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerdir...
* * * *** ***
ABD TİPİ BAŞKANLIK İLE TÜRK TİPİ BAŞKANLIK SİSTEMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
1-ABD TİPİ BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ÖZELLİKLERİ
**KESİN VE KATI GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİ: ABD Başkanı,hiç bir şart altında meclisi fesh edemez.Kontrol edemez. Hatta tam tersine meclis, ABD Başkanını ''kusurlu hareketlerinden ve bazı suçlarından...'' dolayı GÖREVDEN BİLE ALABİLİR.Başkanlık sistemi yürütme organının tek kişiden oluştuğu,yasama ile yürütme organları arasındaki SERT GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNE DAYANIR. Yasama yetkisi doğrudan halk tarafından seçilen PARLAMENTODADIR. Yürütmede ise halk tarafından seçilen tek yetkili kişi başkandır.Başkanın yanında ona yardımcı olacak bakanlar vardır. BAKANLAR ANCAK SENATONUN ONAYIYLA BAŞKAN TARAFINDAN ATANIR ve görevden alınır.Sert güçler ayrılığı ilkesince başkan ve bakanlar bırakın bizdeki getirilmek istenen sistemin tam aksine,PARLAMENTOYA YASA TASARISI SUNAMAZ VE PARLAMENTO ÇALIŞMALARINA İŞTİRAK EDEMEZ...
**GÜÇLÜ YASAMA İLKESİ :Meclis üyeleri iki yılda bir DAR BÖLGE sistemi ile yenilenmektedir.Başkan parti yönetiminde YER ALMIYOR..Partinin kontrolü ve disiplinini sağlamada SÖZ SAHİBİ OLAMIYOR..
** GÜÇLÜ DENGE- DENETİM/ DENGE- FREN İLKESİ: Bu şu demektir. Başkanın neredeyse tüm kararları,yaptığı atamalar meclisin DENETİM VE ONAYINA TABİDİR...
** BAĞIMSIZ YARGI :ABD Başkanı, federal yargıçlar haricinde YARGIDA HERHANGİ BİR ATAMA YAPAMAZ.Sistemlerinde bizdeki olduğu gibi; yargıyı şekillendiren '' HSYK tarzı'' yürütmenin etkin olduğu bir yapılanma yoktur...
** MEDYANIN BAĞIMSIZLIĞI: ABD'de medya ve ifade özgürlüğü tam olarak KORUMA altındadır.Bu da önemli bir denge - denetim mekanizmalarının ifa edilmesinde etkin rol oynamaktadır..
** EYALET SİSTEMİ : Esasen başkanlık sisteminin temelinde eyalet sistemi vardır..Eyaletlerin kendi yönetimleri vardır.Başkan sadece dış dünyaya karşı bir nevi koordinatör olarak düşünülmüştür.Her eyalet tamamen iç işlerinde bağımsızdır... ( Eyalet sistemi konusu daha önceki yazılarımızda incelendi..)
..................................
2) TÜRK TİPİ BAŞKANLIK/ CUMHURBAŞKANLIK SİSTEMİ
** Başkan/Cumhurbaşkanı 5 yıllığına iki defa seçilebilecek..Başkan olacak kimse aynı zamanda partisinin de genel başkanı olacak.
** TEK ADAM REJİMİ KURULACAK. Kuvvetler ayrılığı ilkesi kalkacak, tek adam her şey olacak, devletin tümüne hükmedecek, hem icranın başı olarak hükümet, hem meclis, hem de yargı mensupları kendisince atandığından adeta başkan olacak kişi mahkemenin de yerini alacaktır..
** Partinin başkanı olan Cumhurbaşkanı, AYM- HSYK ve Danıştay üyelerinin YARISINI atayabilecektir. Geri kalan yarısı da meclis tarafından atanacaktır ama meclis çoğunluğu başkanın partisinde olabileceğinden böylece yargı bağımsızlığı tamamen ortadan kalkacaktır...Hakimler ve Savcılar başkanın sözünden dışarıya çıkamayacak, başkan da hak hukuk tanımaz hale gelebilecektir.Çünkü yürütmeyi denetleyecek FREN SİSTEMİ OLMAYACAKTIR..
**Başkan tek taraflı iradesiyle, sebepsiz olarak meclisi fesh edebilecek, seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek, meclisi fesh ettiğinde kendisini de fesh etmiş olacaktır..
**Başkan, bakanları, büyükelçileri, rektörleri, hemen hemen tüm bürokraside söz sahibi olabilecekleri hiç bir denetime tabi olmadan kendisi atayacaktır. Bakanlar meclis dışından atanacak ve meclise karşı hiç bir sorumlulukları olmayacaktır. 5 yılda bir sandığa gidilip bir başkan bir de başkanın partisinin çoğunlukta olduğu meclis seçilecek ve bir dahaki seçime kadar ne başkana ne de onun atadığı bakanlara karşı BİR HESAP SORULAMAYACAKTIR..Bakanlar sadece başkana karşı sorumlu olacaktır.
** Başkan hakkında bir SUÇ İŞLEDİĞİ İDDİASI ile ancak TBMM üye tam sayısının en az üçte ikisinin yani 400 vekilin vereceği önerge ile soruşturma açılması istenebilecek ve de ancak dörtte üçünün (450 üye) nin gizli oyuyla YÜCE DİVANA SEVK edilebilecektir...Meclisin çoğunluğu başkanın kendi partisinde olacağı düşünülürse bunun İMKANSIZLIĞI kendiliğinde ortaya çıkacaktır...
Kısaltarak yazmakla birlikte gelelim en önemli bölüme:
**BAŞKANA VERİLEN KHK YETKİSİ İLE EYALETLER KURULABİLİR !!..
Mevcut anayasanın 123 ve 126. maddelerindeki değişiklikler incelendiğinde; bu yetkinin verildiği görülmektedir. Başkanlık sisteminin özünde ÖZERK BÖLGELER YAPILANMASI VARDIR. Başkana verilen kanun Hükmünde Kararname ile FEDERATİF YAPI KURMA YETKİSİ tanınmaktadır.Her ne kadar bunun adı '' BÖLGESEL YÖNETİM'' olsa da; ÖZERK BÖLGE YAPILANMASININ AYNISIDIR!...
Şimdi diyelim ki Sayın Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN'ın böyle bir niyeti yok!.Peki sonraki gelecek Cumhurbaşkanları bu yetkilerini kullanarak Türkiye'yi Federal bir yönetime götürürse bunun sorumluluğunu kim üstlenecek ve hesabını kim verecektir?.
** GETİRİLEN DÜZENLEME AÇIKÇA REJİM DEĞİŞİKLİĞİDİR:
AKP+MHP'nin getirdiği sistem REJİM DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİLDİR açıklamaları bize göre gerçeği yansıtmamaktadır.Açık ve net rejim değişikliğidir.
Şöyle ki: Anayasamıza göre; '' EGEMENLİK KAYITSIZ VE ŞARTSIZ MİLLETİNDİR'' egemenliğin kullanılması hiç bir surette bir kişi veya bir zümreye bırakılamaz ve Türk Milleti egemenliğini yasama-yürütme ve yargı organlarınca kullanır diyorsa, getirilen başkanlık sisteminde, egemenliğin tek bir kişiye devri ve bütün yetkileri kullanması bir rejim değişikliğinin ta kendisidir!..
Egemenlik 4 veya 5 yılda bir sandığa giderek oy atmak değildir.Egemenlik ülkeyi yönetmek için şartlı bir yetki vermenin yanı sıra, 5 yıl boyunca iktidarı meclis aracılığı ile ve bağımsız YARGI ile DENETLEMEK DEMEKTİR...Getirilen sistemde Cumhurbaşkanı tek başına ülkeyi istediği gibi yönetecek,meclisin ve milletvekillerinin hiç bir fonksiyonu kalmayacağı gibi Cumhurbaşkanı yaptığı işlerden dolayı denetlenemeyecek ve hesap sorulamayacaktır..
Yazımızı konunun önemine binaen, klişeleşmiş söz ve sloganlarla yazamazdık. Endişelerimizi gerekçelendirmek zorundayız..
SON SÖZ olarak: Getirilmek istenilen sistemde; hak ve özgürlükler bakımından tehlikeli bir otoriterleşmenin önü açılmaktadır.Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesi ve esaslarından koparılmaktadır.Devleti ve milleti farklı siyasi ve idari yapılanmaya götürecek sistemin alt yapısı oluşturulmasının önü açılacaktır. Devletimizi ve milletimizi parçalanmaya götürecek,Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuruluş esaslarından koparacak olan bir anayasa değişikliğini milletimizin ve devletimizin ali menfaatlerine uygun bulmadığımızdan referandumda OYUMUZ HAYIR OLACAKTIR..29.01.2017
AV.Faruk Ülker