“BAŞLANGIÇTA SÖZ VARDI”

Kutsal kitap bu cümle ile başlar çünkü kelimeler nesnelerin düşünsel ses kalıplarıdır. Söz, sözün ruhu vardır diye tanımlanmıştır.

 

Yunus Emre sözü şöyle dile getirir:

Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı

Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz

 

İnsanın ikili ilişkilerde ve toplum içinde kendini ifade biçimi çoğunlukla sözlü olarak gerçekleşse de, yoğun günlük işler neredeyse tüm iletişimi yazılı hâle getirdi. Hayatımıza giren whatsApp gibi uygulamalar, iş hayatının olmazsa olmazı “Söz uçar, yazı kalır” çıkışlı garantici davranışlar da günümüz insanının yazılı iletişimi tercih etmesinde etkili elbette.

 

Peki, sözlü ya da yazılı, iletişim neden bu kadar zor insanlar arasında? Çünkü  günlük hayatta doğru iletişim kurmamızı zorlaştıran çeşitli engeller var -en çok da iş yaşamında-. Empati ve iyi niyetin, çıkar ve iş kıskançlığıyla efsanevi uyumsuzluğu, bütün çatışmalara zemin hazırlıyor. Neticede insanlar yanlış iletişim sonucu demotivasyon ya da işyeri yalnızlığı ile karşı karşıya kalıyorlar.

 

Bu konuda yöneticilere çok iş düşüyor. Evden çok vakit geçirilen ofislerde hayatın kolaylaştırılması ve verimli iş gücünün sağlanması için çalışanlar arası iletişimin güçlendirilmesi gerekli. Çalıştığımız ortamlar suskun ve bıkkın çalışanlardan oluşan bir iş yerine dönüşmeden proaktif önlemlerle çalışan psikolojisi doğru gözlemlenerek –gerekiyorsa- dış destek alınarak sorunlar çözülmeli.

 

Sağlıklı iletişim kurmak dileğiyle!

 

Kişinin susması, her zaman söyleneni onaylaması anlamına gelmez… Bazen canı aptallarla tartışmak istemiyordur. (A.Einstein)                                                                                         

 

Bana sağır olanlara dilsizim bundan bundan sonra. (Cemal Süreya)