Ülkeyi yönetenlerin bütün amacı ve hedefi, yönetilenleri beşiğe beleyip, beşiği de sürekli sallayarak, ninniler ve masallar söyleyip uyutmak oluyor maalesef…

Yönetenler değiştikçe, onlarla birlikte ninniler ve masallar da değişiyor, ninnilerin makam ve usulleri de değişiyor, hatta beşiğin sallama ritmi de değişiyor.

Ama amaç değişmiyor:

BELE VE UYUT

Bunun için İşbaşına gelmek isteyenler, öncekilerin ninni ve masallarını beğenmiyorlar. Onların eksik ve yanlışlarını bir bir ortaya koyuyorlar. Kendileri de, yeni ninni ve masal söyleme vadinde bulunuyorlar.

Hatta anlam ve amacını söylemeden ilahi vahiy de okuyabiliyorlar.

Muhalifi muvafığı, hepsinin amacı aynı: UYUTMAK

Halk uyusun da, nasıl uyursa uyusun.

SORGULUYOR MUYUZ?

Eğer eylem üzerinden mevcut sonuçları eleştirmiyorsak, eğer paradigmayı ve ayarı sorgulayıp değiştireceklerimizi net olarak ortaya koymuyorsak, farkımız ne olacak ki?

Biz buraya niçin gelmiştik? Biz de bir başka dergâh açmaya mı gelmiştik?

Yöneticiler zulme düşman değil, rakibinin yaptığına düşman. Bir başka ifadeyle Firavunluğa karşı değil, Firavuna düşman. O gitsin, ben firavun olayım, zulüm sistemi devam etsin. Nemrutluğa değil, Nemrud’a düşman.

Bu durumda zulüm ortadan kalkmıyor, tam tersi zulüm birbirlerine miras kalıyor.  

HEPSİ DE AYNI DÜZENİ SÜRDÜRÜYOR

Türk milletini yüzyıllardır adam yerine koymayan ve sistemin içine girmemesini sağlamış olan muktedirler istiyorlar ki, bu düzen hep böyle devam etsin. 

Vatandaş yapılanları "hikmet-i hükümet" adı altında bilinmez ve kavranamaz "efsunlu" faaliyetler olarak kabul etsin, sormasın, soruşturmasın. Sadece 5 yılda bir "ifsad" edilmiş ve yönlendirilmiş iradesiyle "oy" vererek ülkeyi yönettiğini zannetmeye devam etsin ve bu devran hep böyle sürüp gitsin. 

Muktedirler de özetle; dış borçlanmaya, ithalata ve tüketime dayalı büyüme hikâyeleriyle "şampiyonluklarını" ilân edecek hipnoz seanslarıyla ve her türlü hamasi nutuklarla milleti oyalamaya devam etsinler. 

ÇÖZÜM: AKIL BİLİM HUKUK DEMOKRASİ

"Demokrasi ve Hukuk" olmazsa bu tiyatro ve soygun düzeni de sonuna kadar "orta oyunu" şeklinde devam eder gider.

Kim ki, Türk milletinin her ferdini adam yerine koyarak, hür iradesini esas alarak, demokratik usullerle ve hukuk ilkeleri içinde "nimet-külfet" dengesini kurmaya çalışıyorsa, gerçek anlamda milletin birliğini ve devletin bekasını korumaya çalışıyor demektir.

Bu usul ve amaç dışında gözümüzün önünde yapılanlar ise sadece illüzyondur, üçkâğıttır, yalandır...

Bu sebeple tekrar ifade edilmeli ki, HUKUK ve DEMOKRASİ kimilerinin zannettiği gibi, bizlerin fantezisi değil, milletin aşı, ekmeği, işi ve hür geleceğinin ta kendisi, garantisidir.

BİZ BU BEŞİĞİ KIRMAYA GELMELİYİZ

Uyuyanları kaldırmaya gelmeliyiz.

“Kalk seni uyutuyorlar, ben seni farklı bir masalla veya ninniyle uyutmaya gelmedim, ben seni beşiğinden kaldırmaya geldim” demeliyiz.

Eylemlerimizi bir kalibrasyondan geçirelim, ayarına bir bakalım. Bir muhasebe yapalım.

Ve; “Akıl, Bilim, Hukuk ve Demokrasi” diyelim…

Rabbimiz! Bizi uyutanlara karşı, insanımızı uyandır lütfen. Akıllarını hep kullansınlar. Biz de Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.

Hayırlar diliyorum
Ankara, 16 Mayıs 2021
Prof. Dr. Orhan Arslan

Editör: SEFA BUĞRA ŞENEL