"Bulgaristan'da Türklük mücadelesinin büyük yolbaşçısı Nuri Turgut Adalı'yı ölüm yıldönümünde diğer arkadaşları ile birlikte rahmetle ve şükranla anıyorum. Her Türk çocuğunun Türk Dünyasında bazı Türklerin verdiği var oluş savaşını çok yakından bilmeleri ve öğrenmeleri gerekmektedir..."

ATATÜRK VE BULGARİSTAN TÜRK GENÇLİK TEŞKİLATLARI BİRLİĞİ:

Bulgaristan'da bilinmeyen veya az bilinen iki gizli Türk Örgütü...

Bulgaristan Türklerinin kültür, varlık ve kimliklerini koruma doğrultusunda örgütlenme mücadelesi biten II. Dünya Savaşı sonrasında kurulan yenidünya düzeninde de devam eder. Ancak bu çok zorlu bir süreçtir. Çünkü komünist partinin güçlü ve baskıcı organizasyonu altında alternatif bir örgütlenme zordur. Çünkü parti her mahalle, köy ve neredeyse sokak bazında örgütlenmiştir. Doğal olarak böyle bir ortamda deşifre olmadan bir araya gelmek ve ayakta durmak neredeyse olanaksızdır. Ancak buna rağmen Bulgaristan’da Türkler, özellikle 1956’dan sonra sistemin asimilasyon politikalarını net bir şekilde görünce Türk kültürü, kimliğini ve varlığını korumak ve insanları bilinçlendirmek amacıyla yeniden örgütlenme yoluna giderler. Çünkü sünnetin yasaklanması, eğitim haklarının geri alınması gibi kültürel ve dinsel baskıların artırılması, Türklerin Bulgar asıllı oldukları tezlerinin gündeme getirilmeye başlanması duyarlılığı artırır. Bu gelişmeler üzerine Nuri Adalı ve çevresindeki 15 kişi 1957’de Mestanlı’ya bağlı Çorbacılar’da (Çorbaciysko) köyünde Atatürk ismiyle gizli bir örgüt kurarlar. Çorbacılar (Çorbaciysko) Nalbantlar (Podkova) ve çevresinde kurulan örgüt kısa sürede faaliyete geçer. Duvar yazıları ve bildirilerle varlığını ve çalışmalarını ortaya koyar. Fakat örgütlenme konusundaki eksiklik, olumsuz sonuçlarını hemen gösterir. Durumdan haberdar olan Sofya, hemen harekete geçer. Kısa sürede örgüte bağlı kişiler tespit edilir. Örgüt kurucuları Nuri Adalı ve arkadaşları tutuklanır. Bir kısmı hapse atılır. Bir ironi olsa gerek, “soya dönüş” uygulamasının önde gelen savunucu ve teorisyenlerinden olan Orlin Zagorov yani Şükrü Tahirov da, anlatılanlara göre, bu dönemde kurulan gizli oluşumlarda yer almış, Türkçülük mücadelesi vermekten ve bu yöndeki düşüncelerinden dolayı hapse atılmıştır.

Sofya’nın baskıları sonuç verir ve örgüt kısa sürede çökertilir. Fakat Sofya’nın rahatladığı bir anda bu sefer başka bir yerden; Kuzey Bulgaristan’dan yeni bir mücadelenin sesleri gelir. Hem de hiç umulmayan, beklenilmeyen bir yerde; Varna’da, askeri garnizonda örgütün temelleri atılır. Ahmet Cebeci, Rufi Yakubov ve Kerim Garibov, askerlik görevlerini yaparken Kuzeydoğu Bulgaristan’ı, yani Varna, Şumnu (Şumen), Razgrat, İslimye (Sliven) Silistre (Silistra), Eski Cuma (Tırgojvişte), Ruşçuk (Ruse) ve Hacıoğlu Pazarcık (Dobriç) illerini içine bölgede faaliyet göstermek üzere tarih tam bilinmemekle birlikte, kabul edilişe göre 19 Mayıs 1960 "Bulgaristan Türk Gençlik Teşkilatları Birliği"ni kurarlar. Temel amacı Türk kültürünü, kimliğini ve varlığını korumak ve bu konuda insanları bilinçlendirmeyi kendine amaç edinen örgüt, çeşitli faaliyetlerde bulunur. Köylerde duvarlara “Bulgaristan Türklerine Muhtariyet Verilsin”, “Yeter 80 yıllık esaret bitsin” şeklinde yazılar yazar, bildiriler dağıtır ve Demirbaba Türbesine Türk Bayrağı asar. Bu şekilde sesini duyuran örgüt 1963 yılının Kasım ayında deşifre olur ve kısa sürede ortadan kaldırılır. Üyelerin bir kısmı Türkiye’ye kaçar. Ancak geride kalanlar bu kez yöntem değiştirerek faaliyetlerini sürdürürler. Kurulan “çitalişteleri” yani "okuma evlerini" kullanarak Türk kültürü ve varlığını korumak için ellerinden geleni yaparlar.

Metin Edirneli'den alıntı!

Editör: Kerim Öztürk