Davutoğlu’nun, seçim öncesi aklına gelmiş olsa da AKP adına Erzurum ve Sivas kongrelerine, hatta Birinci Meclis’e hatta Kuvâ-yı Milliye hareketine sahip çıkması memnuniyet vericidir!
Fakat 22 İslam ülkesinin ve bu arada Türkiye’nin haritasını değiştirmek ve bu ülkeleri küçük parçalara bölerek bir Orta Doğu Konfederasyonu’nda birleştirmek, böylece bu coğrafyadaki Türk, Arap ve Fars kimliklerinin yerine Bernard Lewis’in öngördüğü Orta Doğu kimliğini yerleştirerek enerji kaynaklarına hükmetmek demek olan Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanlığı ile Kuvâ-yıMilliyeciliği nasıl bir arada savunuyor?
* * *
Gerçi Ermenilere, Süryanilere, Rumlara soykırım yapıldığını iddia eden HDP son olarak Kadıköy’de yürüyüş de düzenledi ama Davutoğlu da tehcirde giden Ermenilerle, mübadelede giden Rumların torunlarını Türkiye’ye davet etmişti. Daha önce de Ömer Çelik, hepsine, Türkiye’ye yerleşmeleri için Moskova’dan çağrıda bulunmuştu! Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de “20 bin dolara vatandaşlık satalım”önerisi getirmişti! Yani AKP’nin bu konulardaki gerçek tutumu, aslında HDP’nin söylem ve eylemlerinden daha tehlikelidir!
Gerçek durum böyleyken Davutoğlu, “Biz milli iradeyi temsil ediyoruz. İrade-i milliyeyi biz temsil ediyoruz” diyebiliyor. Seçim sonuçlarını, milli irade diye göstermek, cahil insanları ikna edebilir ama Davutoğlu da çok iyi bilir ki milli irade, bir milletin var olma ve kendisini geliştirme mücadelesi için ortaya koyduğu düşüncenin ve eylemin adıdır.
* * *
Daha da komiği Davutoğlu’nun, “Nasıl Kuvayı Milliye Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolu açıp, istiklalimizi kurtarmışsa, 2002’de iktidara gelen AK Parti kadroları da ekonomik anlamda bağımsızlığını kaybetmiş, savunma sanayi anlamında namerde muhtaç olmuş bir Türkiye’den yeni Türkiye’yi inşa etmek için yola çıktı” demesidir.
Türkiye ekonomik anlamda bağımsızlığını kaybetmişse bunun failleri, Davutoğlu’nun“takipçisiyiz” dedikleri NATO sürecindeki iktidarlardır. AKP dönemi ise Türkiye ekonomisini ortalama yüzde 80 oranında yabancılara devretmiştir.
Doç. Dr. Sait Yılmaz’ın ifadesiyle, “Türkiye’nin 200 milyarı kısa dönemli olmak üzere 640 milyar dış borcu var, Merkez Bankası’nın rezervleri ise 130 milyar. Türkiye’deki fabrikaların yüzde 70’nin arkasında yabancılar var. Bankalarımız, sigortacılığımız yüzde 80 oranında yabancıların kontrolünde, borsamızda ise yüzde 85’ten fazla yabancı girişli para bulunmaktadır. Türkiye’nin yüzde 6 büyümesi için her yıl dışarıdan en az 60 milyar dolara ihtiyacı var. 2002 sonrası Türkiye’ye gelen 485 milyar dolar yabancı sermaye girişi durunca ekonomik büyüme de durdu. AKP hükümeti, son on yılda Cumhuriyetin 80 yıllık birikimlerini (özelleştirme adı altında) 50 milyar dolara çerez etti.”
* * *
Davutoğlu, yine “Yeni Türkiye Sözleşmesi’ni Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi, Birinci Meclis-i Mebusan’ın Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nunözünü alarak inşa ettik” sözleriyle gerçek dışı beyanlarda bulunuyor.
Bir defa AKP seçim bildirgesinde, “etnik vurgu olmayacak” denilerek Türksüz bir Anayasa hazırlanacağını vaat ediyorlar! Türklüğü milletin adı değil de etnik gruplardan biri olarak gördüklerini yüzlerce defa açıkladılar. Bu bakımdan AKP’nin“Yeni Türkiye Sözleşmesi” , CIA’nın beyni Graham Fuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabındaki fikirlerle hemen hemen aynıdır.
İnanmayan ikisini de okusun, karşılaştırsın.