İHANETİN ASIL SAHİPLERİNE YÖNELECEKLER
Hiç kimse, AKP'nin bir daha HDP ile asla biraraya gelmeyeceğini zannetmesin. Sadece taktik değiştirecekleri anlaşılıyor. Nitekim, 2 Kasım sabahından itibaren gelen AKP açıklamaları bu yöndedir.Varlığını AKP'ye iradesini bebek katili ve Kan dillilere ipotek etmiş olan HDP'yi doğrudan muhatap almak yerine, ihanetin asıl sahiplerine yönelecekler. Özellikle bebek katili üzerinden işi götüreceklerini, net şekilde ortaya koymuşlardır. Yalçın Akdoğan'ın açıklamaları ve bebek katiline düzdüğü övgüler meydandadır. Nitekim, yanaşma ve beslemeler de aldıkları mesajla hiç vakit kaybetmeden harekete geçmişlerdir. Bir taraftan bebek katilinin ev hapsine çıkarılacağını ilan edip PKK'ya müjdeleri sıralıyorlar, diğer taraftan zemini hazırlıyor ve hazmettirmeyi kolaylaştırıyorlar.
PKK İLE SEÇİM ÖNCESİNDE ANLAŞTILAR MI?
Biz boşuna, "yaptıkları yapacaklarının teminatıdır" demiyoruz. Bugüne kadar olanlar, henüz sınırlı da olsa yapılan açıklamalar ve gelen işaretler biraraya getirildiğinde, fotoğraf netleşiyor. Seçim akşamında yeni bir Anayasadan, ertesi günü de referandumdan bahsedilmiştir. AKP'nin ne Anayasa yapacak veya değiştirecek, ne de referandum kararı alacak gücü var. Nereden alıyorlar bu cesareti? CHP ve MHP'nin bu konulardaki kararı ve tutumu gayet net olduğuna ve bir değişme beklenmediğine göre, geriye kalıyor HDP. Bu kadar kesin, bu kadar emin konuştukları, HDP'yi garanti gördüklerini gösteriyor. Bu durum beraberinde, "seçim öncesinde PKK ile bir anlaşma mı yaptılar?" sorusunu da akıllara getiriyor. Daha önceki seçimler öncesinde bu tür anlaşmaların yapıldığına bütün dünya şahittir. AKP'nin seçimi nasıl ve hangi şartlarda kazandığı, kanın niye aktığı ve kime yaradığı düşünüldüğünde, bu soru daha da belirginleşiyor ve öne çıkıyor.
BLOK, İMRALI CANİSİ ÜZERİNDEN İŞLEYECEK
Her şey ortada. AKP, anaları ağlatarak kendisine seçim kazandıran PKK'ya şükran ve minnet borcunu ödemek için hiç vakit kaybetmeden harekete geçerken, kendi hedeflerine ulaşabilme konusunda da yeniden ümitlendi ve cesaretlendi. AKP'nin sayısı yetmemesine rağmen bir Anayasa referandumunun gündeme gelmesinin altında, HDP ile oluşturulan yüzde 60'lık blok hesabının yatması dışında bir izah mümkün değildir. Yanaşma ve beslemelerin, şimdiden bebek katilinin ev hapsine çıkarılacağını ilan etmesi, bu blokun nasıl işletileceğinin de ipuçların veriyor. HDP ile doğrudan muhatap olunmak yerine, İmralı canisi üzerinden hareket edilecektir. Böylece hem HDP'nin bölgedeki etkinliğini ve ağırlığını sürdürmesinin önüne geçilerek, AKP algısı yükseltilecek, hem de asıl hedefe ulaşılmış olacaktır. Buna İmralı canisinin de, kan dilli katillerin de rıza göstermesi çok yüksek ihtimaldir ve kendileri açısından son derece uygundur. Bu hainler için yöntem değil, sonuç önemlidir ki, AKP-HDP blokunun yapacakları da doğrudan sonuca yöneliktir.
HEMEN HAREKETE GEÇTİLER
AKP ve HDP'nin aldıkları oy oranı, yeni bir Anayasa ile birlikte federasyon başta olmak üzere, bebek katilinin bütün taleplerinin karşılanması için yetiyor. İmralı canisinin kendi taleplerinin yerine getirilmesi karşılığında, başkanlık sistemine geçilmesinde bir sakınca görmediği, daha önce ilan edilmiştir. Geriye, bunu hayata geçirmek kaldı. Uzatarak sulandırmak ve çok daha önemlisi milletin oyunu fark etmesinin önüne geçmek için hemen harekete geçmişlerdir. Seçimden önce hiçbir şekilde gündeme gelmeyen ve yok sayılan başkanlık tartışmaları ve bununla bağlantısı kesin olan federasyon ihanetleri, yeniden ilk sıraya taşınmış ve ilk sıraya geçirilmiştir. Meclis açılır açılmaz, bir oldu bitti peşinde olacakları anlaşılıyor. Daha dün Ortadoğu Gazetesini'nin manşetinde, "ver başkanlığı, al federasyonu" haberi vardı. Bu tespitin ne kadar doğru ve haklı olduğu ortadadır.
KÜRDİSTAN'I AKP İLE KURDULAR
BOP yolunda gidilmesi ve PKK'nın beklentilerinin karşılanması karşılığında, Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesine Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD'nin de bir itirazı olmayacağı gibi, destek dahi vereceklerdir. Nitekim, bu konuda da çok çırpıcı ve ibret veren gelişmeler yaşanmaktadır.Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nun seçimin hemen ertesinde Kuzey Irak'a gidip, BOP'un ürünü olan Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile görüşmesi ve burada yaptığı vahim açıklamalar, asla bir tesadüf değildir. Çözülmenin dışarıdaki ayağının nasıl tamamlandığını ortaya koymaktadır. Sinirlioğlu, Kuzey Irak'daki Barzani düzeninden "Kürdistan" diye söz ediyor ve bir devlet muamelesi yapıyor. Barzani denilen peşmerge başını devlet başkanı gibi muhatap alıyor. O Barazani ki, PYD'nin ve PKK'nın en büyük hamisi, hatta bizzat ortağıdır. Peşmergelerini Türkiye toprağı üzerinden PYD'nin emrine göndermiş, AKP'de buna yol vermiştir. Hani, PYD bizim için terör örgütüydü? Hani, bu terör örgütünün bölgedeki varlığını sürdürmesine ve hedeflerine ulaşmasına asla müsaade edilmeyecekti? Oynana oyunun büyüklüğünü görüyor musunuz? Bu gelişmelerin doğrudan PKK ile ilgili olmadığını kim söyleyebilir? Söylese de ne kadar inandırıcı olabilir? Kürdistan'ı AKP ile birlikte şimdiden ilan ettiler.
Kuzey Irak benzeri bir yapının, bizzat AKP eliyle Türkiye'de de oluşması gibi bir büyük ihanet artık kapıya dayanmış durumdadır. Yeni Anayasa ve başkanlık sistemiyle kastedilen, tam da budur. Çok zor, çok karanlık bir sürece girdiğimizi biliyorduk. Hızlı başladılar.