DARBE KARŞITLIĞI ÜZERİNDEN ORDU DAHA FAZLA YIPRATILAMAZ

Ergenekon balyoz vb davalar kapsamında devam eden davaların rekor seviyede uzaması mağduriyetlere yol açarak kamu vicdanını yaralamıştır. Bu davalar mümkün olan en kısa sürede bitmelidir. Darbelerle hesaplaşma adına terörle mücadelede destanlar yazan güvenlik kuvvetleri açılım karşısında kör, sağır, dilsiz duruma düşürülmüştür. Kahraman şehit ve gazilerin kutsal emanetlerinin en canlı tanığı ve dili olan TSK sessizliğe mecbur ve mahkum hale getirilmiştir.
Alttan alta çarşıda, pazarda, sokakta subaylar üzerinden orduyu karalama ve iğrenç propaganda ile yıpratılmaktadır. Ey millet evladı; ordunun ve güvenlik kuvvetlerinin daha fazla yıpratılmasına mani ol! Ülkene sahip çık, bu bir yürek feryadıdır. Bu ordu Türk milletinin göz bebeğidir. Psikolojik operasyonlarla ordu hakkında topluma sanki suç odağı görüntüsü vermek milletçe bindiğimiz dalı kesmektir.
Terör örgütü PKK kanlı katilleri ile görüşmeyi içine sindiren kafa yapısı bel altı vuruşları ile Peygamber ocağı kurumu ayağa düşüremez. Sürekli darbe iddialarını canlı tutularak TSK’nin hükmi şahsiyeti daha fazla aşağı düşürülemez. Ordumuz her türlü milli ve dini mukaddesatımızın güvencesidir. Dünyanın en şerefli milletinin, en kahraman ordusu taşnak asala ermeni çete örgütlerinin uzantısı kahpe PKK örgütünün kara iğrenç propagandasına feda ettirmemeliyiz!
Cizre de kaçırılan astsubayın uğradığı aşağılık muameleyi kabul edebilecek şahsiyetleri analarımız doğurmaz. Türk ordusu kahpe, alçak bir saldırı ile karşı karşıyadır. “Türk ordusunu PKK kanlı katillerinin diliyle mağlup ettik” iddialarını kabul edecek bir helal süt emmiş millet evladı yoktur. Çözümsüzlük propagandası ile Türk milletine dayatılan ameliyatı, asla Türk milleti kabul etmeyecektir. Bu milletin düşmanları ve onun işbirlikçi, siyasi ve silahlı taşeronları ile ihanet ve kahpelik var olduğu müddetçe kıyamete kadar mücadele devam edecektir.
Türk milleti, ordusu, polisi ve her türlü güvenlik kuvvetiyle bu topraklarda her tehdide karşı koyacaktır. Binlerce yıllık kardeşliği koruyacak siyasi irade yetersizliği Türkiye’nin en acil ihtiyacıdır. Türk milleti tek başına MHP iktidarına devlet ve millet bekası için bugün artık her zamankinden çok daha fazla mecburdur.”Her Türk asker doğar” sözü onurumuzdur. Asker ocağı peygamber ocağıdır. Bu mübarek kurumun dini ve milli vasfını ifade eder. Ordunun bu kutsiyeti ülkücüleri darbeler karşısında daha dikkatli bir karşı koyuş yöntem ve dil kullanmaya mecbur etmiştir.
Ordunun tüzel kişiliğine hürmet çoğu kez alçakça darbeler karşısında Türk milliyetçilerine maksatlı aleyhte propagandaya çevrilerek ülkücülere iftira edilmiştir. Hürmet ellerinde ülkücülerin kan izleri bulunan dar ağaçlarının celladı cuntacı Evrene değil peygamber ocağınadır. Kenan Evren ve cuntacılarla ülkücülerin hesabı hiç kapanmaz, onlar iki cihanda masum ülkücü şehitlerin hakkını asla veremeyeceklerdir. ”Tarihi Türkler yazar” ifadesinin yakın tarih kahramanları ülkücülerdir.
       12 Eylül öncesinin destansı mücadelesi ile ülkücüleri öpmesi gereken elin, ağır darbesi ile sarsılmış, sendelemiş ama düşmeyen bugün hala dimdik ayakta kalan iddialarından asla vazgeçmeyen tek siyasal ve ideolojik harekettir. Ülkenin sahibi olduğunu iddia eden cuntacılar, asker mesleğine masum ülkücülerin kanına girerek ihanet etmişlerdir. Darbeci Evrende, darbe karşıtı Erdoğan ne garip tesadüftür ki eyaletçi çizgide buluşmuşlardır. İkisi de ABD den müthiş anlayış, destek ve samimi uyumlu bölgesel çalışma zemini bulmuşlardır. Türk milleti ülkücüleri anlamadan ihanetin kodlarını çözemez. 
       İktidar rüşvetini ellerinin tersi ile yiten yakın tarihin kahramanları ülkücü Türk milliyetçileridir. Laikliği dindara baskı olarak dayatan, sahte laiklik savunucularına siyasal İslamcılara haksız bir istismar ve nemalanma alanı bırakmış gerçek dindar Müslüman cezalandırılmıştır. Kışla yediden yetmişe herkesi kucaklamalı, politize olmamalı, milletin her değeri ile barışmalıdır.
 
       Terör örgütü ile AKP flörtü anlaşılmadan, orduya yapılan suç odağı gösterme ve psikolojik operasyonu çözülemez. Ordu evi ve kışla kapısından, başörtüsünden dolayı mağduriyet yaşamış bir aile olarak, Müslüman Türk insanının samimi dini inançlarının gereği olan vecibeleri, irtica diye takdim eden, çağ dışı anlayış, tarihin çöp sepetine atılmalıdır.
       Darbeler ve darbe teşebbüsleri Dünya’da küresel bir karşı koyuş kültürünü ortaya çıkartmıştır. Demokrasi temel insan haklarındaki gelişmeler ve değişim talepleri, ülkemizin suni, küresel icazetli, konjönktürel ucuz darbe karşıtlığı, kahramanlığı ile izah edilemez.
       İdam sehpalarında Türk milleti adına çok sayıda mensubunu kaybeden ülkücüler hiç mağdurları oynamadılar. Hiç kimseden bu mağduriyetler üzerinden mevki, makam ve iktidar talebinde bulunmadılar. Milletin sinesini iktidar için ağlama duvarına çevirmediler. Bu mağduriyeti iktidar yolunun icazetli süfli dünyalık pazarlığı haline getirmediler.