“Ağabeyler” ile “yeni yetmeler” arasındaki kavgayı dengeledi. Polit büronun tüm kliklerine yer verdi. Gülcüleri içeride tuttu. Bilinen aleni Gül’cüleri kabine dışı bırakmayarak şimdilik kendini sağlama aldı. Kabine dışı kalması halinde Gül’ün saflarına kayabilme ihtimali olanların yerlerini korudu. Paralel yakini olan bir bakanı gönderdi, diğer bakanı da koruyarak orada da dengeyi sağladı. Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’na kaymasından dolayı gerçekleşen zorunlu yer değişikliğini saymazsak, kimsenin yerini değiştirmedi hatta kabine dışı kalan bakan sayısını da 3’te sınırladı..
Peki bütün bu hesabı kitabı niye yaptı Erdoğan?..
1- Güven oylaması sırasında yaşanabilecek yüksek orandaki fire korkusundan. Küskünler harekatının önüne geçmek için.
Tamam!..
AKP’nin yeni hükümeti, HDP’nin de desteği ile bir güvenoyu sıkıntısı yaşamaz ama Erdoğan daha Çankaya’nın ilk günlerinde partisindeki fire görüntüleriyle façasının çizilmesini de istemedi.
Düşünün;
Erdoğan, “ağabeyleri” tamamen temizleseydi, Abdullah Gül’ün adamlarını hepten dışarıda bıraksaydı, paralel yapı ile hareket ettiği için küstüğü bakanların hepsini yollasaydı, her şey sadece bir kıvılcıma bakabilirdi. Gelip de ret oyu kullanmalarına gerek kalmaz, oylama sırasında genel kurul salonuna girmeyecek 30-40 kadar AKP’li bile çok şeyi değiştirirdi. Abdullah Gül’ün İstanbul’daki ikametgahı ziyaretçilerle dolar taşardı. Erdoğan, ayrıca dışarıdan atanan bakan sayısını da Efkan Ala’dan sonra Numan Kurtulmuş’la 2 de sınırladı. Hem milletvekillerinin “grupta bakan olacak adam kalmadı mı tepkilerinin” hem de diğerlerinin yerlerini koruyarak “giden-gelenler” küskünlüğünün de önüne geçti.
2- Erdoğan ‘A’ ‘B’ planını devreye soktu.
Nasıl mı?
Öncelikle, milletvekili olmayan Numan Kurtulmuş’u Başbakan Yardımcısı olarak kabineye aldı. Parti kademelerinde de itinayla koruduğu Mevlüt Çavuşoğlu’nu Dışişleri Bakanlığı’na getirdi. AB Bakanlığı’nı da kendine yakın olan Volkan Bozkır ile doldurdu. Yani; “gölge genel başkan Kurtulmuş arkanda bekliyor”, “Dışişlerinde bundan sonra yalnızca benim borum öter” dedi. Ekonomi ile olan kısmına da aşağıda değineceğim. Bir anekdot; Abdullah Gül, Köşk’e çıkarken Dışişleri Bakanlığı’na Ahmet Davutoğlu gelecek diye ısrar etmeseydi ta o zaman Mevlüt Çavuşoğlu’nu o koltukta görecektik.
3- Abdullah Öcalan’a tam güvence verdi Recep Erdoğan.
Bilindiği üzere bebek katili Abdullah Öcalan’ın da gözü ve kulağı yeni kabine listesindeydi. Erdoğan, Beşir Atalay’ı kadro dışarı bırakıp Yalçın Akdoğan’ı yerine getirerek Öcalan’a “merak etme sen”, “süreç daha hızlı ilerleyecek” dedi. Bu değişim niye yapıldı?.. Egemen yandaş medya ağırlığından göremediğiniz büyük bir ayrıntı;
Yalçın Akdoğan, sözde çözüm sürecinin en önemli aktörlerindendir. Son zamanlarda da hem Gül’ün partiye çağrılması, ondan daha çok da süreç yüzünden Beşir Atalay ile araları çok açılmıştı. AKP kulislerinde ikilinin şiddetli süreç kavgaları konuşulur dururdu. Akdoğan, Beşir Atalay’ın ağır kalan uygulamalarından çok şikayetçiydi. Erdoğan, HDP, Öcalan ve Kandil’in çok daha güvendiği bir isimle önemli bir mesaj verdi.
Biraz da isimler üzerinden ayrıntıya girelim..
* “Ağabeyler”, “yeni yetmeler kavgası” ;
Bülent Arınç kabinede kaldı. Yalçın Akdoğan girdi.
* Gül’cüleri frenleme;
Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Taner Yıldız kabinede kaldı..
* Paralel ayar;
Kendisini paralelcilerle mücadelede yalnız bıraktıklarını iddia ettiği Hayati Yazıcı gitti, Faruk Çelik yerini korudu.
* Ekonomi yönetiminde denge;
Nihat Zeybekçi, Cevdet Yılmaz yerini korudu. Erdoğan’ın has adamlarından Nurettin Canikli de Gümrük ve Ticaret Bakanı oldu.
Belki de farkına varmamışınızdır ama yine de “Emrullah İşler neden gitti” diye sormanız ihtimaline karşılık izah etmeye çalışayım;
Emrullah İşler, milletvekili de olsa, bakan olmasa da en sadık bürokrat kökenli danışmanlarındandır Recep Erdoğan’ın. İnanın bana!.. Tüm kabine ekibinde koltuğunu kaybettiğinde yüzde 100 garantili sesi çıkmayacak, bağırıp çağırıp sağda solda sesi çıkmayacak tek isimdir..
Diğer giden isimler için muhtemel sorularınıza da cevap vermeye çalışayım;
Beşir Atalay; Çankaya’da kuvvetli bir pozisyona getirilebilir.
Hayati Yazıcı; Çok hayati (!) süreçlerde avukatlığını yapan bu siyasetçiye ne kadar kırgın olsa da dışarıya atıp yalnızlaştırma riskini almayacak kadar akıllıdır Recep Erdoğan.
Aklınıza gelebilecek bir soru daha;
“Abdullah Gül, tam Bakanlar Kurulu açıklandığı sırada neden İstanbul’da, sırtından vurup partisini böldüğü Necmettin Erbakan’ın mezarını ziyaret edip dua etti?” ..
Cevap;
Recep Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun AKP’nin 1’inci atama kongresinde Erbakan referanslarını hatırlayın. Acaba önceden kulaklarına bir şeyler mi gelmişti?.. Sizce, Gül, Saadet Partisi’ne göz kırpıyor olabilir mi?..
Özetle; dün ne olduysa ağır fire korkusundan oldu!.. Erdoğan’ın kabin ekibi böyle çıktı ortaya..