2021'de 46 milyar dolar olan dış ticaret açığı bu yıl 105 milyara gidiyor. O düzeyde kalınabilir mi, o da meçhul.

Açığı böylesine büyüten hiç kuşku yok ki enerji faturasının çok artması.

2021 yılı... İhracat 225 milyar, ithalat 271 milyar olmuş ve 46 milyar dolar ticaret açığı verilmiş. 2022 yılıyla birlikte dış ticarete “tılsımlı” bir el değmiş, açık hızla büyümeye başlamış ve kesinleşen son tarih olan ağustos itibarıyla 90 milyarlık açık oluşmuş.

Ağustos sonunda yıllık bazda 90 milyar dolar olan açığın yılın tümünde 105 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu tahmin orta vadeli programda yer alıyor.

2021 yılında 46 milyar dolar olan, ağustos sonunda 90 milyara ulaşan ve yıl sonunda 105 milyara çıkacağı beklenen ticaret açığındaki bu gidişatın en büyük nedeninin ne olduğu belli tabii ki; enerji ithalatının çok hızlı büyümesi. 2023- 2025 dönemi orta vadeli programında yer alan veriler, enerji ithalatındaki tırmanışı çok somut olarak gözler önüne seriyor. Geçen yıl 51 milyar dolar olan enerji ithalatının bu yıl 103 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Yüzde 100'ü aşan bir artış söz konusu.

Trafik kanununda yeni dönem! Cezalar peş peşe gelecek Trafik kanununda yeni dönem! Cezalar peş peşe gelecek

Yani enerji ithalatı böylesine artmamış olsaydı dış ticaret dengesindeki bozulma bu boyuta varmayacaktı.

İyi güzel de biz geçen yıl adını unuttuğumuz bir program açıklamış ve bu sayede dış ticarette dengeleri sağlayacağımızı, en azından daha iyi hale getireceğimizi, bunun sonucunda da cari açık sorununu büyük ölçüde halledeceğimizi öngörmemiş miydik?

“Ama enerji fiyatları, ama nasıl öngörecektik ki” diyebilir miyiz! Program yapmak yalnızca sayıları bir araya getirmekten ibaret değil ki. Program özünde dünyada olup bitenin iyi okunmasına, iyi tahmin yapılmasına dayanır. Yoksa belli sayıları toparlayıp program diye ortaya koymaktan kolay ne var ki...

Hadi yine dış ticarette hem öngörülenin, hem geçen yılın çok çok ötesine gitmekte olan açığın izah edilebilir bir yanı var. Aslında bu kadar fark normal değil de, yine de bir gerekçe var. Ama dış ticarette genel olarak işler pek iyi gitmiyor ki.

Biz yalnızca ihracat yönünü göre göre dış ticarette yaşadığımız genel sıkıntıyı adeta unutuyoruz. 

Karşılama oranı yine de düşüyor

Dış ticaretle ilgili geçici verileri açıklamakta olan Ticaret Bakanlığı, enerji ithalatı hariç tutulduğunda bile ihracatın ithalatı karşılama oranının düştüğüne işaret ediyor. Bakın bunu biz demiyoruz; Ticaret Bakanlığı diyor.

Bakanlıktan yapılan açıklamada ağustos ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının geçen yıla göre 16 puan azalarak yüzde 65.4 olarak gerçekleştiği belirtildi. Aynı açıklamada, “Enerji verileri hariç tutulduğu ihracatın ithalatı karşılama oranı 13.9 puan azalarak yüzde 82.7 olarak gerçekleşti” denildi.

Bu vurgu, yalnızca ağustos ayı için yapılmış değil. Bakanlık önceki aylar için de bu gerçeğin altını çiziyor, enerji ithalatı hariç tutulduğunda da karşılama oranının gerilemekte olduğunu vurguluyordu.

Ama ihracat rekor kırıyor!

Geçenlerde gözüme hoş bir değerlendirme çarptı. Kime ait olduğunu hatırlamadığım için kaynak belirtemiyorum. Şöyle deniliyordu:

“Belli ki Türkiye’nin ihracat bakanlığı var, peki ithalat bakanlığı niye yok?”

Öyle ya her ay ihracatın nasıl rekor kırdığına ilişkin demeç üstüne demeç dinliyoruz ama ithalat adeta garip, sahipsiz, kimse ondan söz etmiyor!

İthalat, düşünebilen bir varlık olsa herhalde "Varsın benden söz etmesinler, bensiz yapamadıkları ortada, dövize ihtiyaç duyduklarında beni bir hatırlarlar ki” derdi. Ya da buna benzer şeyler...

Merakla bekliyoruz; bir gün bu garip(!) ithalattan da söz edilecek günleri...

Alaattin AKTAŞ - EKO ANALİZ

Editör: Kerim Öztürk