DOĞU ERGİL “TÜRKİYEDE İKİ DİL VAR. ÜÇÜNCÜ DİL NİÇİN OLMASIN?”DİYOR



 Alpaslan Türkeş’in bölücülere verdiği tarihi cevap kulağınıza küpe olsun Doğu Ergil!


Güney doğudaki sam yelinin bir başka sorumlusu, silahlı isyan hareketinin

kalemli sözlü temsilcisi bu kafa yapısıdır. Bu lafları edenleri ABD Avrupa veya

herhangi bir Latin Amerika ülkesinde tımar hanelere sokar, Ömürlerinin sonuna

kadar orada tutsak ederler.

 Bu ülkede Türkçe ses bayrağı anlaşma dilimiz, Arapça ezan ve ibadet dilimizdir.

Üçüncü dil şeytanın avukatlığına soyunmak ve fitnedir. Ne bayrağı indiririz! Ne

ezanı sustururuz! Hiç bir paçavrayı Ay yıldızlı al bayrağın yanına veya yerine asla

astırmayız.

Üçüncü dili masum bir talep diye sunanlar, dünyaya tek ayrıcalıklı dil ve tek

din hakimiyeti peşinde koşanlara, dolaylı taşeronluk yapmak değil midir?

Barzani’nin bölgesinde eğitim dili nedir? Hiç kimse konumu, özel durumu ne

olursa olsun, çizmeyi aşmamalı zırvalama ve hezeyanlarını fikir hürriyeti diye

dayatamaz. Herkes haddini hududunu bilmelidir. 

Özgürlük anlayışı silahlı eşkıya ve caniye sözle, kalemle destek vermek,

çanak tutmak mıdır? Dünyanın hangi ülkesinde iki dilli, zehirli yılan yapıya,

müsaade ederler? ABD de çok sayıda dil var ama, İngilizce hayatın her alanında

tartışmasız tek resmi anlaşma ve toplumsal hayata hakim dil değil midir?

 Yoksa biz zayıf güçsüz yeni hasta adam muamelesine mi maruz kaldık? Barış

narkozlu etnik bir ameliyata razı edilmek için, psikolojik operasyona mı tabi

tutulduk? Bu özgürlük taleplerini o ülkelerde dillendirenlerin dillerine, işte o

yılan zehrinden dökmezler mi?

Bu talep asla tabi ihtiyaçlardan doğmamıştır, suni ve dayatmadır. 38 ülkenin

operasyon için beşinci kollarını kol gezdirdiği, cennet vatanımızda, bölünme

ayrışma ve ötekileşmenin adı demokratikleşmemidir?

 Eline silah tutuşturularak, Ermeni, Rum ve Yunan kamplarında Türk düşmanı

olarak yetiştirilen, her türlü emperyalist ülkelerce korunan, uyuşturucu ticareti

ile himaye gören batı ve haçlı dünyasının gayri meşru çocuğu PKK değil midir? 

Kanlı örgütün taleplerini masum özgürlük diye takdim etmek, muhatap almak

bu milleti aptal yerine koymak değil midir?

Dünya’nın en kanlı örgütünü ve taleplerini ciddiye alarak, adeta onun

sözcülüğüne soyunmak, aslında Ermeni diasporasının asırlık taleplerine

Kürdistan üzerinden boyun eğmek değil de nedir? Kurulmak istenen yapı

Kürdistan maskeli Ermenistan ve büyük İsrail’dir. Bunu görmemek için, ya

besleme, ya korkak, ya işbirlikçi ya da hain olmak mı gerekir?

 Bu gerçekleri gören Türk milliyetçilerinin öngörüleri, tarih boyunca hep haklı

çıkmıştır. Yarın haklı çıkmanın bu ihanet sürecine dur denilemezse, çok fazla

da önemi kalmayacaktır. İhanete, dağılmaya, ayrışmaya ve bölünmeye mani

olmak Müslüman Türk evladının tarihe, geleceğe ve gelecek nesillere haysiyet

borcudur. Türk’e biçilen kefeni yırtmak, bu ölüm gömleğini dikenlerin başına

geçirmek şarttır.

Bu kaçınılmaz dünya ve Ahiret sorumluluğu, her helal süt emmiş millet

evladının en öncelikli görevidir. Oldubittilerle fiili durum yaklaşımlarıyla, belki

korkudan ödleri kopanların, özerlik hezeyan tavrı, asla bu şerefli milletin tavrı

olamaz. Türk milletine Allah’tan başka bu vatanı, milleti, devleti böldürme

sonucunu kabul ettiremez.1984 Eruh baskını ve benzer alçak cinayetlerle

adını duyuran bu iğrenç kanlı PKK örgütü hiçbir zaman bağımsız Kürdistan

hedefinden geri adım atmamıştır.

Bunu bilerek tavır koyamayan,  her tavizin yeni tavizlerle, ver kurtul noktasına

gittiğinin, farkına varamayan yöneticilerin elinde oyuncak olmuştur. AKP

iktidarından kurtulmak, ülkenin en önemli önceliğidir. Güney doğuda estirilen

sam yelinin sorumlusu tetikleyicisi sam amca rüzgarıdır. Diğer emperyalist fitne

merkezlerden beslenen, bu alçak ihanetin bugün geldiği nokta tarihi asırlık

intikam noktası değil midir?

Türk milleti AKP ve yandaşı yanaşma medya,  AKPKK ve CHPKK ilişkilerini deşifre

edilmelidir. Bu tarihi sosyal milli gerçeklerden yoksun gök kuşağı koalisyonu

acilen dağıtılmalıdır. Bugün gaziler günü vesilesi ile şehit ve gazilerin kutsal

mirasına sahip çıkılmalıdır. Şehit ve gazilerin yüce duyguları ve maneviyatında

bu kanlı kalkışmayı çözemeyenler ülkenin kötü gidişatına asla mani olamazlar.

Kılavuzu Öcalan olanın burnu Karayılandan kurtulamaz.

Türk milleti kendine AKP ve ortakları tarafından dayatılan, demokratikleşme

barış süreci adlı çıkmaz yolu acilen terk etmelidir. Özerklik, federalizm ve en

sonunda bölünmeye gidecek gidişatı tersine çevirmek zorundadır. Daha bin

yıllarca bu ülkede yediden yetmişe herkes kardeşçe yaşayacaktır. “Aç tavuk

düşünde darı görür.” Kürdistan adlı taşeron bölücü kukla hedef peşinde

koşanlar fena halde yanılacaklardır.

Türk milletinin öfkesini test edemeyenler, kabusa uyanacak, dünya bu ihanet

atıklarına dar gelecektir. Türk milletinin düşmanları ateşle oynamaktan

vazgeçmeli, daha fazla huzurumuzu bozmamalıdırlar.

Sefa Buğra ŞENEL