Rızkımız; yediğimiz yemek, içtiğimiz su, kazandığımız para ve elde ettiğimiz maddi kazanımlardan ibaret değildir. Bunların dışında farkında olduğumuz veya olmadığımız, Allah’ın verdiği önemli nimetlerden olan iman, akıl ve sağlık gibi insanın hayatı boyunca edindiği sosyal çevresi ve nitelikli dostları da “beşerî sermaye” olarak rızkımızın bir parçasıdır.

Klasik bir ifadeyle “evvel refik ba’de’l-tarik” (önce tanışma/arkadaş, sonra yol/yolculuk) diyerek tanıştığımız iyi insanların oluşturduğu potansiyel güç de rızıktandır. Eskiler hep söyler; “Allah seni iyilerle karşılaştırsın.” “Hayırlı arkadaş, evlâttan da kardeşten de daha iyidir.”

İnsan, dostlarının hâl ve ahlâkından hisseler alır! Dünya hayatında her insanın onlarla samimi olacağı, duygularını paylaşacağı, seveceği ve sevileceği, görüş alışverişinde bulunacağı dostlara ihtiyacı vardır. İmam Mâlik Hazretlerine sordular: “İnsanlar sadık dostlarını akrabalarından daha çok seviyorlar, nedendir?” Hazret, şu cevabı verdi: “Akraba cisimden, sadık dost ise ruhtan doğmaktadır.” O nedenle rızıkların ve nimetlerin en güzeli, Allah yolunda seni seven nitelikli dostların sayısının fazla olmasıdır.

İlkokul, ortaokul ve üniversitedeki arkadaşlarımız beşerî sermaye açısından önemli bir kaynaktır. Birçok insan gelecekteki hayatının temellerini o arkadaşlıklar üzerine bina eder. Fakülte yıllarında aynı yurdu veya evi paylaşmak, aynı havayı teneffüs edip ortak bazı hatıralarınızın olması beşerî sermaye rızkının temellerinin atıldığı ortamlardır. Kimi zaman askerlik arkadaşı kimi zaman okul, hac ve umre arkadaşı birer beşerî sermaye olabilir.

Baba dostları, beşerî sermaye açısından önemli bir kaynaktır. Onları ziyaret etmek, yolumuzu açmaları ve tecrübelerinden istifade etme açısından bulunmaz bir nimettir. Biliyorsunuz, baba dostlarını hatırlayıp ziyaret etmek babayı ziyaret etmek gibidir derler.

Yeni siyasi aktörlere veya muhataplarına duyurulur! Yeni siyasi aktörlere veya muhataplarına duyurulur!

Yine bir sosyal kulüpte, dernekte geçmişteki birliktelikler, beşerî sermayenin önemli kaynaklarındandır. Daha çok beşerî sermayeye sahip olmak için formel ya da informel bu gruplarla hemhal olmak, zaman zaman buluşup hasbihal etmek beşerî sermayenin randımanlı ve bereketli olması açısından önemlidir. Mesela bizim fakülte mezunları olarak 41 yıldır devam eden beraberliğimiz var. Bu birliktelik ve yardımlaşma; iş hayatı ile ilgili istişareler, çocuklarımızın birbirinden etkilenerek sosyal çevre kazanması, eğitimi, iş bulması gibi birçok açıdan birbirimize faydası olan önemli bir sosyal sermaye kaynağımızdır.

Yine çocuklarımız en büyük beşerî sermayemizdir. En büyük eğitim ve kültürel yatırımı onlara yapmamız gerekiyor. Çünkü onların yapacakları hataları kazandığımız milyarları harcamakla telafi edemeyebiliriz. Erzurumlu tabiriyle “Oğlum deli, ne yapsın parayı; oğlum akıllı, ne yapsın parayı?” Çocuklarımızı iyi ve donanımlı yetiştirirsek onlar zaten kendi paralarını kazanacaklardır.

Depresyondan, bunalımdan, stresten kurtulmanın en önemli ilaçlarından birisi de dost ve akraba dediğimiz diğer beşerî sermayemiz ve dolayısıyla rızkımızdır. Son yıllarda dost ve akraba ziyaretlerini bir kenara bıraktığımız için stresler ve antidepresan ilaçların kullanımı arttı.

İmam Gazali Hazretleri; “Sana Allah’ı hatırlatacak bir arkadaş bulunca ona sımsıkı sarıl, ondan ayrılma, onu küçümseme. Onu kendin için bir devlet bil. Böyle kimseler müminler için bir ganimettir. İyi arkadaş, yalnızlıktan hayırlıdır.” demiştir.

Güzel insanlar biriktirmek para biriktirmekten daha kıymetlidir. Biriktireceğimiz bu nitelikli beşerî sermaye, ahirette de kurtuluşumuza vesile olabilirler. Malum, “Bir Müslümanın cenazesinde (Allah’a şirk koşmamış) kırk kişi hazır bulunup namazını kılarsa, Allah, onların ölü hakkındaki şefaatini mutlaka kabul eder.” (Hadisi şerif. Müslim, Cenaze, 59)

Gençlikte dostlar, dostluklar çok eğlencelidir. Ancak yaş ilerledikçe evlatların, torunların da olsa dostlara daha çok ihtiyaç duyuluyor. Çünkü şairin dediği gibi “Dostlarla da yollarımız ayrılıyor bir bir…” Kimi başka bir şehre kimi ahirete göçmüş olduğundan insan yalnızlaşabiliyor. Onun için sadık dost bulunca ufak tefek nedenleri bahane ederek beşerî sermayelerimizle irtibatı kesmemek lazım.

Beşerî Sermayeyi artırmak için

“Hiçbirini kaybetme, her tarafın dost olsa.

Bir gün karşına çıkar tek bir düşmanın olsa.”

Gördüğümüz zaman Allah’ı hatırlatan, hakikati söyleyebilen, yanlış yaptığımızda bizi kınayan değil, kapısına teklifsiz gidebileceğimiz arkamızda dağ gibi duran beşerî sermayemizi artırmak için önden gidenlerin bazı tavsiyeleri;

  • Kendin için istediğini kardeşin içinde de iste. Ne kin tut ne de haset et, dostlarına tahammül et, İhtilaflardan kaçın.
  • Yaptığın iyilikler için karşılık bekleme; arkadaşlarına -istetmeden ve boyun büktürmeden- yardım et, sana yapılana daha güzeliyle karşılık ver.
  • Dostlarına değer ver, vefakâr ol, gelmeyene git. Arkadaşların ayıplarını ört: Kendi ayıplarınla meşgul ol.
  • Nasihati yalnızken ver. Kimden gelirse gelsin, güzel öğütleri kabul et. Azarlama ve cezalandırma yerine bağışlamayı tercih et.

Beşeri rızık sermayesinin çok sosyal faydasını görmüş birisi olarak “Açık kaynaklar makalesinde” https://www.maarifinsesi.com/ ifade ettiğim gibi, bu beşerî rızkı kazanması için çocuğumuzu mümkün olduğu kadar erken yaşlarda ve farklı çevrelerle tanıştırarak nitelikli bir eğitim ortamı içinde büyütmek gerekiyor.

Mustafa ALTINSOY

25 Mart 2024

Editör: Kerim Öztürk