ERZURUM’DA ENKAZ ALTINDA KALAN KİMDİR?

 UTANÇ SEÇİMİ, MİLLİ İRADEMİ İKTİDAR GÜCÜMÜ?

Böyle bir seçim ancak demokrasinin esemesinin okunmadığı ülkelerde iktidar ve yandaş dayatmaların varlıklarını sürdürme savaşıdır. Böyle seçimi dünya lideri diye takdim edilen, ülkeyi ileri standartlara taşıdık diyenlerin, suçüstü yakalanma halidir. Yani böyle bir seçimi kazanmayı iktidar ve yandaşları nasıl vicdanlarına kabul ettirebiliyorlar? O koltukta haksız adaletsiz eşit olmayan seçim yarışları, iktidar ve yandaş desteği ile seçim kazanarak nasıl oturabiliyorlar?

Hem İslami duyarlılık, muhafazakarlık edebiyatı yapacaksın hem de o mübarek değerlere taban tabana zıt bir yarışla ahlak dışı tasarruflarla seçim kazanıp adaletle hükmedeceksin bu ancak AKP’nin adaleti ile uyuşabilir.

Dünya da böyle bir seçim yarışı ile iktidara gelen Cumhurbaşkanlığı yarışı yapan demokratik bir ülke göstermek mümkün müdür? Ne yapıldığını en iyi kendilerinin bildiği seçim yarışları ile değil cumhurbaşkanı mahalleye muhtar bile seçilemez. Bu ülke insanının yüzüne baka baka, adaleti terk etmek, seçimlere hile karıştırmak Erzurum’da çöken kokuşan ihale fesatlarının, kokuşmuş ilişkiler ağının sonucu muhatapları bir gün mutlaka enkaz altında kalır. Bu böyle gitmez! Böyle seçim almaya devam edilirse buna vicdanlar asla dayanmaz. Bu sonucu kabul eden vicdanları bu toprakların iklimi yaşatmaz.

Böyle bir yarışla abat olanın sonu mutlaka berbat olmak, helak olmak, başka musibetlere muhatap olmaktır. Nasıl bir ahlak, vicdan, insanlık ve demokrasi anlayışıdır? Karşınızdaki rakibin elini kolunu adeta bağlayan, sizi avantajlı kılan, yarışı kazanmayı ancak ruh sağlığı bozuk insanlar ister. Çocukların bile reddedeceği, adalet ve mertlik arayacağı, bir seçimi kazandım diyerek adına milli irade demek züğürt tesellisidir. İşte bu ilişkiler palandöken dağında olduğu gibi bir gün mutlaka patlayacaktır. Bu sefer orada enkaz altında kalmaktan kaçılarak insanlar kurtuldu . 

Adalet üzerine kurulmayan, bozuk düzenin altında, eşitlikten, haktan, hakikatten ve mahşeri vicdandan nasibini almayanlar mutlaka kalacaktır. Böyle seçimlerle yerel ve genel seçimleri kazanıp cumhurbaşkanı da olursunuz ama mutlu olamazsınız. Toplum iradesine etki edecek, yandaş medyayı,kamu yerel ve genel gücünü seferber ederek, yarışı kazanabilirsiniz ama asla kalıcı olamazsınız.Seçim alırsınız ama asla huzur bulamazsınız.

Bir gün mutlaka siyasi partiler mezarlığında müstesna yeriniz alırsınız. Ne kadar kendinizi oyalarsanız oyalayın bu saadet düzeni bir gün mutlaka tarumar olup çökecektir. Çünkü dünya ve özellikle bizim ruh ve mana dünyamız bu toprakların tarihi böyle sayısız örneklerle doludur. Bana mesela Ümraniyede seçim aldık, hakkımızdı diyebilir misiniz? Çünkü burada kokuşmuş çirkin insanı utandıran, şaibenin ve oy hırsızlığının önce sandıkta başladığı söylentileri dolaşan, adaletsiz haksız bir yarışı rantiye ile finanse edenler kazanmıştır. Bize böyle seçim kazanmayı Allah nasip etmesin. Mertçe, dürüstçe, eşit, adalet üzere, seçim yarışı ile yöneticilerimiz tayin edilmediği müddetçe, vicdanlar kanadıkça, gözyaşları aktıkça, haksızlık ve adaletsizlik yapanlar, o akan vicdan kanı ve gözyaşında boğulacaklardır. Ülkenin bu geçiş döneminden, en erken zamanda kurtulması, bu milletin kendi gerçekleri el buluşması şarttır.

Dün laiklik adına dinsizlik yapanlardan bu gün din adına haksızlık adaletsizlik yapanların ne farkı vardır? Bu milletin mübarek mili ve manevi değerlerini bu kadar itibarsızlaştırmaya, imaj ve olumsuz algı oluşturmaya, ayağa düşürmeye hakkınız var mıdır? Bu değerler size dünyalık makam koltuk saadet düzeni kurma değerleri midir? Yazıklar olsun böyle kafa yapısına, düşün bu milletin yakasından! Şimdi artık gerilim çatıştırma zamanı, gerdirin ve kazanın, ama bu sefer inşallah kaybedeceksiniz!