MHP HEP HAKLI ÇIKTI
Her ne kadar AKP ile geçen 13 yılda ülkenin sorunları çok karmaşıklaşmış, çok ağırlaşmış ve çok derinleşmiş olsa da; vatanın birliği ve bölünmez bütünlüğü ciddi ve yakın bir tehdit altına girmiş bulunsa da; milli, dürüst, kararlı ve gücünü ve yetkisini Türk milletinden alan bir iktidarla, çözülemeyecek mesele yoktur. Beyanname ve yapılan açıklamayı dinlerken, bu kanaatimiz bir defa daha pekişti. Bir sorunu çözebilmek için önce tespiti doğru yapmak, teşhisi doğru koymak gerekir. İlk düğme yanlış iliklenirse, gerisi de yanlış gelir. Yanlışlık AKP'nin genlerinde var. Şehide "kelle" katile "sayın" diyerek, demokrasiyi bir araç görerek, yanlışla yola çıkmış, yanlış hedeflere yürümüş ve yanlış yere varmışlardır. Bunun karşısındaMHP'nin bugüne kadar yaptığı bütün tespitler, sayın Bahçeli'nin koyduğu bütün teşhisler doğru ve haklı çıkmıştır.
GELECEK PROJESİ
Beyannamedeki tespitler son derece çarpıcıdır. Bu tespitlerle birlikte yapılan teşhislere, akıl sağlığı yerinde olan, vicdan ve Allah korkusu bilen hiç kimsenin itirazı olmayacaktır. Sayın Bahçeli, beyannameyibir gelecek projesi, bir gelecek tasarımı olarak sunmuştur. Türkiye'nin biriken sorunlarına, ağırlaşan gündemine yönelik geceli gündüzlü gayretlerle hazırlanmış etkili ve köklü bir cevap olduğunu belirtmiştir.Bu cevapta mağdura, mazluma, mahzun bakışlara umut vardır. Bu cevapta sosyal ve siyasal krizlere çare vardır. Bu cevapta iç ve dış politikaya milli ve gerçekçi yorum vardır. Bu cevapta Türkiye'nin geleceği güvenceye bağlanmıştır.
ÜLKENİN GELECEĞİNE OY VER
Türkiye 13 yılda çok ağır sorunlar biriktirdi. En önemlisi ve en ivedisi hiç kuşkusuz terör ve bölücülüktür. Ülkenin varlığı ve birliği teminat altında olmadıktan sonra, diğerlerinin ne önemi olabilir? Önce ülkemiz, birliğimiz ve geleceğe olan güvenimiz sağlam olacak. Gerisi kendiliğinden gelir. Onun içindir ki, MHP 1 Kasım seçimleri için "Ülkenin geleceğine oy ver" diyerek yola çıkmıştır. Bugün yaşanan ihanetin altında nelerin yattığı, bugünlere nasıl geldiğimiz unutulmamalıdır. Sayın Bahçeli bu durumu şöyle özetlemiştir: "AKP Türkiye'ye rest çekmiştir. Erdoğan tuzak kurmuş; Davutoğlu figüran olmuş, AKP ise siyasi operasyon aracı gibi kullanılarak Türk milletinin demokratik seçimi yok sayılmıştır.Erdoğan'ın 400 vekil olsaydı terör olmazdı sözü esasen gizli bir itirafname gibidir. Buradan çıkardığımız sonuç şudur: AKP 7 Haziran'da 400 vekil kazansaydı PKK saldırmayacak, ülkede huzur havası hakim olacaktı. Erdoğan'ın kastı budur. AKP ile PKK'nın uzlaştığı, teferruatlar dışında anlaşmaya vardığı bellidir. Erdoğan Oslo'da PKK'ya özerklik sözü vermiştir. Şahitlerin ifadesi böyledir. Erdoğan Oslo'da PKK'ya İmralı canisinin serbest kalmasının güvencesini sunmuştur. Arabulucuların ihbarı da bu şekildedir. Erdoğan Oslo'da teröristleri af garantisiyle umutlandırmıştır.Kısaca Erdoğan PKK'ya hiçbir değerinde katkısı olmayan aziz vatanı peşkeş çekmiştir."
AKP, PKK'SIZ; PKK'DA AKP'SİZ BİR HİÇTİR
Bu tespitler, 1 Kasım seçimlerinin önemini de ortaya koyuyor. Nitekim, "AKP ile PKK'yı, AKP ile HDP'yi birbirinden ayırt etmek artık kolay değildir. Siyasi taktik gereğince HDP'yi eleştiren, hakaretler yağdıran, mangalda kül bırakmayan bu zihniyetin; gerçek anlamda bu terör imalatından hiçbir farkı yoktur. AKP, PKK'sız; PKK'da AKP'siz bir hiçtir. Bu itibarla 1 Kasım'da AKP'nin gerilemesi, oy kaybetmesi, iktidardan olması teröre indirilecek en ciddi milli darbe olacaktır. AKP, PKK'nın hayat iksiri, diğer yanağıdır." Sözünü, ülkesini ve milletin seven, bu ülkede yaşamaktan, bu bayrağın dalgalanmasından gurur ve onur duyan hiç kimse unutmamalıdır.
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
MHP Genel Başkanı sayın Bahçeli, 2 Haziran 2015 tarihinde Elazığ mitingi sırasında Erdoğan'ın cevaplamasını isteyerek bir takım sorular sormuştu. Bu sorulara bir cevap verilmediği gibi, üzeri kapatılmak istendi. Sayın Bahçeli, bu soruları tekrar sordu ve cevap istedi. Her biri diğerinden çok daha yakıcı olan sorular şunlardır ve acilen cevap beklemektedir: İmralı canisiyle mektuplaştın mı? Öcalan canisinin İmralı adasından günü birlik giriş-çıkışlarına onay verdin mi? Ve şahsen temas kurdun mu? Kandil'deki PKK'lılara dinlenmesin diyerek kriptolu telefon gönderdin mi? Terör baronlarıyla telefon görüşmeleri yaptın mı? Bülent Arınç'a yönelik düzmece suikast iddiasından sonra, girilen kozmik odalardan gasp edilen devlet sırları, en mahrem bilgiler kimlerin eline geçti? Şu anda Türkiye'nin güvenlik kartları hangi mihrakların kontrolündedir? KCK'nın kuruluşunda katkın ve dahlin var mı? PKK ve HDP'ye başkanlık karşılığında federasyon ümidi verdin mi?
DAVUTOĞLU KOALİSYON TEKLİFİYLE GELMEDİ
Ülkenin perişan halini unutturmak ve bu soruları gündemden düşürmek isteyen AKP sözcülerinin, MHP'ye yönelik yalan ve iftiralara hız verecekleri anlaşılmaktadır. Özellikle de, "MHP koalisyon kurmadı" yalanını başbakan hiç ağzından düşürmemektedir. İşin aslını yine sayın Bahçeli açıkladı: " Açık açık söylüyorum; Davutoğlu bize koalisyon teklifiyle gelmedi. Dolmabahçe'de PKK'nın 10 maddesine evet diyenler, Ankara'da MHP'nin 4 milli ilkesine yüzünü çevirmiş, 7 Haziran seçimlerinin yenilenmesini sağlamıştır. Herkes bilsin ki; koalisyon kurulmamasının azmettiricisi Erdoğan, icracısı Davutoğlu, itirafçısı da tüm gerçekleri korkusuzca açıklayan Bülent Arınç'tır. Milliyetçi Hareket Partisi, PKK uzantısı HDP dışındaki her partiyle, 4 ilkesi saklı kalmak kaydıyla, iktidar kurmaya ve iktidar olmaya vardır, bunu da şimdiden ilan etmektedir."
Beyannamede, dış politika yanlışları ve bunların düzeltilmesi, sosyal ve ekonomik şartların iyileştirilmesi, kalkınma ve yapısal reformlar ayrıntılı olarak yer almaktadır. Bu değerlendirmeleri bir başka yazı konusu yapacağız.