Hepimiz Fırat Yılmaz’ız


PKK’lı it sürülerinin saldırısı sonucu, Ege Üniversitesi’nde öğrenci, Ülkücü Fırat Yılmaz Çakıroğlu şehit düştü.. Alçakça, kahpece yapılan bu saldırıda hayatını kaybeden kardeşimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun...

PKK’lı şerefsizlerin şımarıkça at koşturduğu Üniversite yalnızca İzmir’deki Ege Üniversitesi değil. Başkentin göbeğindeki Ankara Üniversitesi’ne gelin, Gazi’ye, Hacettepe’ye, ODTÜ’ye gelin.. PKK tehdidi  yüzünden sınıflara giremeyen yüzlerce, can güvenliği yüzünden memleketlerine dönen onlarca öğrenci var.

Gitarcı, romantik(!) PKK militanlarına ağıtlar yakan satılık beyinler nerede? Niye bu olayları görmezden  gelirler? Devletin kolluk güçleri ne yapar?

“Aman çözüm sürecine zarar gelmesin” mi?

Sadece bu değil!..

Parasal kaynağını büyük ölçüde uyuşturucu trafiğinden sağlayan terör örgütü bunu üniversitelere hatta liselere kadar indirdi. Ve ne acıdır ki, devletin kolluk güçleri de sadece seyrediyor ve hatta yol veriyor. PKK kuryesi sözde öğrenciler de kendilerine engel olarak gördükleri her yerde Ülkücü öğrencilere saldırıyor, tabii ki, iktidar baskısı ve korkusu yaşayan polisten gördükleri müsamaha ile.

Bu satırları olup bitenleri sadece farklı görüşlerdeki öğrenci grupları arasında siyasi kavga sonucu olarak görmeyin diye kaleme alıyorum. Biraz daha açık hale getireyim;   

Çözülme sürecinde Güneydoğu’da önemli kazanınlar elde eden PKK/KCK terör örgütü, etkin olduğu Van ve Hakkari’de “uyuşturucu merkezi’” kurdu. İran üzerinden getirilen yüklü miktardaki uyuşturucu maddesini Van ve Hakkari’den yurda sokan PKK, özerklik yolunda yapacağı faaliyetlerin sermayesini oluşturmak için uyuşturucu ticaretine yüklendi. Terör örgütü, bölgede yaygınlaştırdığı bu ağın deşifre olmaması için “yemlik” tabir edilen sözde muhbirleri kullanmaya başladı. Güvenilir kaynaklardan ulaştığım bilgilere göre, Hakkari, Yüksekova, Şırnak, Cizre, Nusaybin, Silopi, Lice gibi yerlerde emniyet binalarından neredeyse çıkamayacak hale gelen polisler, sahadaki istihbarat ağını bölgedeki muhbirlerden oluşturmaya başladı.
Bunu fark eden PKK’da, önceden ayarladığı muhbirlerin, emniyet birimleriyle temas kurmasına izin verdi. Sözde uyuşturucu ticaretini ihbar edeceğim diyerek emniyetin kapısını aşındırmaya başlayan PKK yemlikleri, polisin güvenini kazanmak için küçük miktardaki eroin ve esrarları ihbar etmeye başladılar. Buradan muhbirler hem devletin kasasından para almaya başlarken hem de özellikle PKK’nın dışında uyuşturucuya el atan kişilerin ele verildiği ortaya çıktı. PKK muhbirlerinin bu kişileri ele vererek örgüt ile bunları çalışmaya zorladığı bu şekilde anlaşıldı. Uyuşturucudan yılda 650 milyon lira gelir elde ettiği belirtilen PKK terör örgütünün, bu parayı bölgede özerklik faaliyetlerinde kullanmanın yanı sıra Suriye’ye de destek amaçlı kaydırdığı dile getirildi. İstihbarat kaynakları, Kandil’in üniversite ve lise örgütlenmelerine de uyuşturucudan elde edilen gelirden önemli pay ayırdığına dikkat çekti.

YDGH’den “huzur” vergisi

Çözülme sürecinin başladığı tarihte Cizre’de kurulan YDG-H, bölgede yeni bir vergi kalemi oluşturdu. Kurulduğu günden bu yana esnaf ve vatandaştan sözde vergi adı altında haraç toplayan YDG-H, şimdi de “güvenliğinizi ve huzurunuzu biz sağlıyoruz” diyerek esnaf ve ikametgah sahiplerinden “huzur vergisi” toplamaya başladı. Örgütün yeni vergilendirme faaliyetini, Şırnak, Cizre, Nusaybin ve Silopi’de hayata geçirdiği öğrenildi.

Karayolunda “HGS gişesi”  

Bölge kaynaklarından ulaştığım son bilgilere göre, terör örgütü, yol kontrollerini yaptığı yerlerde özellikle yük taşıyan araçlardan “gişe parası” adı altında zorla para toplamaya başladı. Örgütün tıpkı otobanlarda olduğu gibi kontrol altında tuttuğu Cizre-Nusaybin karayolunda belirli noktalarda sözde “HGS Gişesi” oluşturduğu ve belirli miktar ödeme yapan ağır vasıta şoförlerine geçiş izni verildiği ödeme yapmayanların ise ciddi bir süre alıkonulduğu ortaya çıktı.

Şimdii!..

Vatanı PKK’ya satan iktidar, bu iç güvenlik paketini Ülkücülerin isyanını bastırmak için çıkarıyor olmasın?

Benimkisi makul şüphe!..

Özerkliğin resmen kabul edildiği, Türk Ordusunun bölgeden çekildiği gün; hangi güç Ülkücüleri  evinde oturtabilecek?

Hepimiz Fırat Yılmaz’ız..