14 Şubat kapitalizmin bir oyunudur.
Satmaya ve satın almaya çağrılan günün adıdır 14 Şubat Sevgililer Günü. Çünkü sevmek sevilenden bir şey beklememektir. “Seni seviyorum”, iki kelimelik bir cümledir ancak bu iki kelime içinde bu dünyanın en güzel enerjisini taşır. Bu nedenle bu iki kelime çok değerlidir ve her an herkese söylenmez.
Günümüzde ise hem bu iki kelimenin hem de sevgi kavramının içi boşaltılmıştır. 14 Şubat denen ticari gün de bu yozlaşmaya çanak tutmuştur. Çünkü eğer sevgiliysek her gün birbirimizin sevgilisiyizdir. Sadece 14 Şubat’ta değil her gün birbirimize sevgimizi gösterebilir, sürprizler yapabilir, hediyeler alabiliriz.
Aslında 14 Şubat, kökeni Roma’ya dayanan “Aziz Valentine” ismindeki bir din adamının ölümü üzerine ortaya çıkmıştır. Aziz Valentine, devrin hükümdarının sevgiyi yasaklayıp, sevgilileri cezalandırdığı bir dönemde sevgililerin görüşmesine yardım etmiş onları gizli gizli evlendirmiştir. Onun bu misyonu üzerine de hikâyesi dilden dile dolaşmış; ölüm günü olan 14 Şubat da sevgililerin günü hâline gelmiştir. Zamanla 14 Şubat, gerçek amacından uzaklaşıp, herkesin birbirine pahalı hediyeler almak zorunda hissettiği, hediye almayanların dışlandığı bir gün hâline gelmiş ve ticarileşmiştir.
Günümüzde Şubat ayının gelmesiyle her yer deyim yerindeyse kırmızıya bürünmekte; kırmızı çiçekler, kırmızı kıyafetler, kırmızı kalpli çikolata kutuları, kırmızı temalı hediyeler vitrinleri süslemektedir. Tüketim çılgınlığının beslediği, sevgi kavramının göz ardı edildiği bu gün için bu kadar masraf yapmaya ve bu günü kutlamazsak olmazsa olmaz gibi bir algı yaratmaya ne gerek var? Özellikle Türkiyemizin zor zamanlar yaşadığı, gözümüzün kulağımızın Afrin’deki askerlerimizde olduğu bu günlerde 14 Şubat’ı dünyanın en önemli olayıymış gibi kutlamanın ve hediye tasasına düşmenin ne anlamı var?
Ülkemizin birlik, beraberlik, barış ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçmekteyiz. Bu zorlukları aşmanın anahtarı “sevgi ve saygı”dır. Önce bireyler arasında sonra toplumun genelinde sevgi ve saygıyı yaymalıyız ki mutlu bir toplum olalım. İşte o zaman ne 14 Şubat’a ne de hediye telaşına düşmeye gerek kalır.
Sevgi ve saygının tek bir güne bağlı kalmadığı, insanların birbirini sevip saydığı, ülkemizin sevgi ve barış içinde var olduğu nice günlere!