Kristof Kolomb, 1492 tarihinde Atlantik Okyanusu'nu aşarak Kuzey Amerika Kıtasına ayak basan ilk kaşiftir. Kolomb’a bir toplantıda onu kıskananlar şöyle der. “Amerika’yı keşfetmek zor değil, biraz düşünmek gerek.” Bu söze sinirlenen Colomb onlara sorar: “Bu yumurtayı kim dikine durdurabilir? Kimse yumurtayı dikine durduramaz. O zaman Kolomb yumurtayı eline alır, ucunu hafifçe ezer ve yumurtayı dikine durdurur. Toplantıda bulunanlar hep bir ağızdan “Ne kadar kolaymış” derler. Bunun üzerine Kolomb “Kolay ama biraz düşünmek gerek“ diyerek onları düşünmeye davet eder.
Evet, biraz düşünmek gerek…. Descartes (1596–1650) “Düşünüyorum öyleyse varım.” sözüyle bir insanın ancak düşünebildiği zaman var olabileceğini vurgulamıştır.
Zihinlerimiz özgür olmasaydı, insanlık bugünkü gelişmişlik seviyesine ulaşabilir miydi?
Her gelişme önce düşüncede, zihinde başlıyor. Bu bakımdan zihinsel özgürlük çok önemlidir. Düşünce özgürlüğünün olmadığı toplumların gelişmesi ve insanlığa bir şey katması mümkün değildir. Bu toplumlarda mutsuzluk alışkanlık haline gelir. Zihnimizi devreden çıkarmamız ve bizim yerimize başkasının düşünmesini istememiz felâketimizi hazırlar.
“Allah) pisliği (huzursuzluğu, kokuşmuşluğu, azabı), akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır.” (Yunus/ 100) ayeti ile Yüce Kur’an bizleri uyarıyor. Kur’an da düşüncenin önemini belirten pek çok ayet var.
İnsanoğlu beyin potansiyelinin sadece % 5’ini kullanabiliyor. İnsanlar düşünerek zihinsel ve duygusal potansiyellerini tamamını kullanabilselerdi acaba dünya nasıl olurdu? Bir düşünün! Hayal edin! O zaman bir yere gitmekten, bir şeyler yapmaktan, bir şeylerin üstesinden gelmekten korkar mıydık?
Bütün özgürlükler kendi zihnimizde başlar ve zihnimizde biter. Bütün keşifler, bütün buluşlar önce zihinde yeşeriyor, sonra uygulamalarla hayata geçiyor. Pırıl pırıl düşüncelerin yerini karamsarlık, kötümserlik ve durgunluk almasın. Aklımızı bir takım derneklere, vakıflara, cemaatlere, siyasi partilere kiraya vermeyelim.
Hayatta önemli olan bize verileni sonuna kadar kullanmaktır. Kendimizi işe yarar konuma getirmeliyiz. Bize lütfedilen her nimetten faydalanmalıyız. Özellikle düşünce özgürlüğümüzden asla taviz vermemeliyiz. O zaman biz biz olmaktan çıkarız.
M.Ö 55- 135 yılları arasında yaşamış olan Yunan stoacı filozof Epiktetos,”Kendisinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir” sözleriyle yaklaşık 2000 yıl önce düşünmek ve sorgulamak önemine vurgu yapıyordu.
Montaigne’in diyor ki “Hayat kendiliğinden iyi veya kötü değildir. Ona iyiliği ve kötülüğü veren bizim düşüncelerimizdir.”
Evet, bu fikirlerin ışığı altında düşünmenin ve sorgulamanın hakkını vererek, hayatımızı iyileştirelim ve kendimizi var edelim.
Buda'nın İyi düşünceler Melek, kötü düşünceler şeytandır." Sözünü de unutmayalım.
Zülfikar Özkan