İsrail, sadece İsrail’den ibaret değildir. ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya başta olmak üzere Yahudi milleti, dünyanın pek çok ülkesinde güç sahibidir. Bu ülkelerdeki Yahudiler, kültür endüstrisi üzerinden fikir hayatına hâkimdir.
Fakat özellikle ABD’deki CIA bağlantılı ve Yahudi fikir adamlarının yönettiği düşünce kuruluşları tarafından davet edilen ve çeşitli eğitimlerden geçirilen “Türkiyeli” gazeteciler, neredeyse 20 yıldır, “ulus devletler tarihe karışıyor” propagandası yapıyor!
Kısacası ABD’deki Yahudi teorisyenler, Türklere, “ulus devletler ölüyor” fikrini kabul ettirmeye uğraşırken, İsrail, ulus devlet olarak ilan ediliyor!
***
Ulus devletle ilgili tartışmaya 2007 yılında MİT Müsteşarı Emre Taner de katılmıştı. Taner, 80’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda, “Bulunduğumuz dönem, gelecekte birçok ulus devlet ve milletin hızlı bir şekilde tarih maratonunu kaybetmeye başladığı süreci anlatacaktır. Bu devletler günümüz teknolojik devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitireceklerdir” diyordu.
Biz ise “Şu ana kadar tarih maratonunu kaybedenler, ulus devletler değil, federasyonlar oldu! Sovyetler Birliği ve Yugoslavya gibi! Çin, Rusya, Hindistan, Türkiye, İtalya, Almanya, Fransa, İran gibi devletler mi dağılacak? Avrupa Birliği, yeni bir ulus devlet inşası girişimi değil midir?” diye cevap vermiştik.
***
Taner, aynı mesajında “ulus-devlet yapısına yönelen tehdit ve kaynakları iyi algılayabilmek”ten de söz ediyordu ama Türkiye’nin ulus devlet yapısına en büyük tehdit, devleti yöneten kişilerden gelmektedir. Federasyon tartışması ve “Türk dediğin nedir ki?” lafları ile ulus devlet yapısını sarsmaya başlayan Turgut Özal, bu ülkenin Cumhurbaşkanı idi. Ulus devletin temeli olan Türk kimliğini değiştirmeye çalışan Tayyip Erdoğan, önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı oldu.
Bugün ise AKP iktidarının MİT üzerinden sürdürdüğü açılım ve Suriye politikaları, Türkiye’yi iç savaşın eşiğine getirmiştir.
Tayyip Erdoğan, Haliç’i bir İsrail firmasına devreden Galataport ihalesinin mahkeme kararı ile iptal edilmesini eleştirirken nedense “ihaneti vataniye” kavramını, Cumhurbaşkanı üzerinden hatırlattı ve “Cumhurbaşkanı ihaneti vataniye içerisinde olursa suçludur; peki, yargıç ihaneti vataniye içinde olursa necidir?” diye sordu!
Yargıcın vatana ihanet etmesi halinde yargılanması için TBMM’nin nitelikli kararı gerekmiyor... Kaldı ki Haliç’in Sami Ofer’e yani bir İsrail firmasına devredilmesi vatana hizmet olmasa gerek...
***
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, 24 Kasım Öğretmeler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Atatürk’ün 1923 yılında milletvekili maaşlarının öğretmen maaşlarının üzerine geçmemesi yönünde talimat verdiğini hatırlatarak, “Öğretmenler, tarihin hiçbir döneminde bu kadar büyük itibar kaybına uğramamıştır” dedi!
Akkaya’nın sözleri doğrudur da hakimler, savcılar, polisler, gazeteciler de aynı cümledendir. Aslında öğretmenlik mesleğindeki bozulma, hepsine sirayet etmiştir. Özellikle devlet yönetimine... Öyle ki son yüzyılların en büyük Türk mucizesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet niteliğini, Türkiye’yi yönetenler ortadan kaldırmaya çalışıyor! İhaneti vataniye başka nedir?