İnternet üzerinden yapılan yayınlara Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimi getiren tasarı Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı ile de yürürlüğe girecek.

Yeni düzenlemeyle RTÜK artık internet yayınlarının içeriklerine de yayın yasağı uygulayabilecek. İnternetten yayın yapmak isteyen kuruluşlar RTÜK'ten lisansı ve iletim yetkisi alacak.

Bir kesim düzenlemeyi "internet yayıncılığına sansür" olarak yorumluyor.

Diğer yandan Türkiye'nin ahlaki düzenine yönelik yanlışların önüne geçmek ve bu doğrultuda toplumsal beklentiyi karşılamak için düzenlemenin gerekli olduğunu söyleyenler de var.

RTÜK ÜYESİ TAŞCI: YAYIN YAPILMADAN SANSÜR YETKİSİ VAR

BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk'ün haberine göre CHP kontenjanından RTÜK'e seçilen üyelerden İlhan Taşcı, kurulun artık "daha yayın yapılmadan sansür uygulayabilme" yetkisine sahip olduğunu söylüyor.

Taşcı, "Bir toplumsal olayı Facebook, Youtube ve Twitter üzerinden yayınlarsanız ve bunu binlerce insan izlerse, RTÜK bunu bireysel bir yayın mı kabul edecek?" diye soruyor ve ekliyor:

"Yoksa interneti de kapsamına alan bu düzenlemeyle yaptırım kararı mı alacak? Bugün alternatif medya ortamları yaratıldı ve bunların içerisinde on binlerce izleyicisi olan ama esasında kişisel yayın yapan oluşumlar var.

Burada asıl hedefin internet ortamını zapturapt altına almak olduğunu görüyoruz. Sansür gerçekleşmiş bir yayın üzerine yapılır. Ama artık bir yayın organı internette lisans almak için başvurduğunda, güvenlik soruşturması olumlu sonuçlanmadığı gerekçesiyle RTÜK olarak yayın hakkı vermeyebilirsiniz. RTÜK daha yayın yapılmadan sansürleme yetkisine sahip oldu."

İlhan Taşcı ayrıca Türkiye'de internetin halen Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından denetlendiğini hatırlatıyor ve şu soruları sıralıyor:

"Wikipedia'ya şu anda Türkiye'de neden erişilemiyor?"

"Geçtiğimiz yıllarda Twitter'ın mavi kuşunun bir kanadını kırıp yayınını kesmediler mi?"

"Demek ki bir denetim var. Çocuk istismarı, pornografi bakımından da denetleniyor" diyen Taşcı, "Denetim yok demek halkı aldatmak demektir. Şimdi o denetim alanı daha da genişletiliyor ve dijital bir çağda, dijital bir sansür getiriliyor aslında. İnternetin başına sansür çuvalı geçiriliyor" ifadelerini kullanıyor.

AKP ÜYESİNDEN ELEŞTİRİ

AKP kontenjanından RTÜK'e seçilen üyelerden Taha Yücel ise kanun yapımı sırasında ilgili tüm muhatapların fikrinin alınmadığı görüşünde:

"Bu yasanın tek amacı sadece kişisel özgürlükleri sınırlamak ve sansür değildi elbette. Yasayı şartlandıran unsurlar bir toplumsal beklentiydi. İnternette din istismarı yapanlar, dizilerdeki küfürlü ifadeleri internet versiyonunda kullananlar nedeniyle toplumsal bir hassasiyet oluşmuştu. Bunlarla ilgili RTÜK'e ve çeşitli kurullara şikayetler yağıyordu."

Taha Yücel'e göre maalesef konu sadece internet ve RTÜK bağlamında ele alınmaya çalışıldı ve hata burada başladı.

"İnternet bir bütündür, bir şekilde özgürlük ortamıdır ve bir yayının internet üzerinden yapıldığında hangi kapsamda değerlendirileceği çok zor bir konudur"diyen Yücel, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Benim elimde olsa ilgili sivil toplum örgütlerini ve kurumları, yani söz söylemek isteyen herkesi bu tartışmanın içine çekerdim. Bu konunun toplumsal gerekçelerini ortaya koyardım ve tartışılmasını sağlardım. Ondan sonra toplum beklentisini karşılayan ve bütün hassasiyetleri dikkate alan bir düzenlemeyi Meclis'e sunardım."

Yücel ayrıca bir RTÜK üyesi olarak, tasarının tartışıldığı dönemde Meclis'te fikirlerini ifade etme şansı bulamadığını söylüyor:

"Tabii ki sayın başkanımız ve ilgili bazı bürokratlarımız bu konuyla ilgili çalıştılar. Gelip benden görüş aldıkları da oldu, size anlattıklarımı onlara da anlattım. Ama gördüm ki onlar farklı düşünüyor. Saygı duyuyorum ama yine de eleştiriyorum ve eksik buluyorum. Mesela Meclis'te bu konu görüşülürken beni davet etmediler, bu anlattıklarımı Meclis'te ifade edemedim.

İnternet trafiğinin yaklaşık yüzde 80'i videodan oluşuyor. Böyle bir ortamda RTÜK'ün geleneksel yayıncılıkla ilgili yetkilerini alıp da internet ortamına uyarlarsanız, hem lisans yönünden hem denetim yönünden doğru bir iş yapmış olmazsınız. Attığımız taş, ürküttüğümüz kurbağaya değmeli. Ciddi anlamda endişelerim var."

'GÜVENLİ İNTERNET ORTAMLARI SAĞLANMALI'

Çankırı Üniversitesi Rektörü Hukukçu Prof. Dr. Hasan Ayrancı düzenlemeyi destekliyor ve kişisel özgürlüklere karşı bir uygulama olmadığını savunuyor.

Prof. Dr. Hasan Ayrancı'ya göre düzenleme, toplumsal güvenliği sağlama amacıyla hayata geçirildi:

"Çocuk istismarına çok gündemde ve biz çocuklarımızı internetteki her türlü zararlı bileşenden korumak istiyoruz. Ya da sosyal medya ve internetteki terör faaliyetlerini engellemek istiyorsak, güvenli internet ortamlarının sağlanması gerekiyor.

Tabii bu hiçbir zaman özgürlüklerin tam olarak kısıtlanması, insanların iletişim özgürlüğünün engellenmesi veya haber alması özgürlüğünün engellenmesi anlamına gelmiyor. Ama maalesef ülkemizde son zamanlarda hükümetin bütün faaliyetlerini, mutlaka kötüye gidileceği ya da özgürlüklerin zayıflatılacağı gibi bir anlama çekme arzusu oluyor.

Bu düzenlemenin kişisel özgürlüğümüzü ve toplumsal güvenliğimizi sağlamak için olduğunu düşünüyorum. Türkiye bir hukuk devleti ve basın özgürlüğü var. Eğer uygulamada hata olursa, her seviyede denetim mekanizmaları var, davalar açılır. Ama baştan bunu reddetmek çok kategorik red anlamına geliyor."

SARPHAN UZUNOĞLU: REJİMİN AJANDASI ETRAFINDA BELİRLENMİŞ HEDEFLER GÖZETİLİYOR

Norveç Arktik Üniversitesi Öğretim Üyesi Sarphan Uzunoğlu ise internetin RTÜK'ün denetimine girmiş olmasını "oldukça karanlık bir tablo" olarak nitelendiriyor:

"Türkiye'de RTÜK'ün görünür müdahalelerinin ötesinde bir öz-sansür etkisi olduğu da tartışılmaz bir gerçek" diyen Uzunoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Dizilerde oynayan oyuncuların günlük hayatlarına kadar varan geniş bir öz-sansür mekanizması doğmuş durumda ve bu da hukuki denetimin 'aşırılıklarından' kaynaklanıyor.

Bence yasanın kapsamı ve gücünü değil, yaratacağı 'kelebek etkisi' etrafında yeni medyada çalışanlar üzerinde oluşturulacak baskı/korku rejimi üzerine konuşmalıyız. RTÜK'ün bir kez bir konuda ceza kesmiş olması, sektördeki diğer herkese de 'Yapma!' mesajı olacak."

'ADNAN HOCA VE KEDİCİKLERLE BAŞLADI SÖZDE DEĞİL Mİ?'

Hükümet kanadından yapılan açıklamalarda tasarı ile "ülkenin değerlerine ve ahlaki düzenine yönelik yanlışların önüne geçilmesi gerektiği" belirtilmişti. Uzunoğlu ise bu argümana katılmıyor:

"Ülkenin değerleri dedikleri şey 1960'larda ve 1970'lerde de vardı; ama bugün söz konusu olan ülkenin değerlerinden çok 'rejimin ajandası etrafında belirlenmiş hedefler' şeklinde. Bu iş Adnan Hoca ve kediciklerle başladı sözde değil mi? Ne oldu da Motto Müzik'ten Medyascope'a Türkiye'de televizyonculuğun yeni yüzünü oluşturan projeler bir anda hedefe geldi? Bu "değerlerimiz" türküsünü söylemememiz şart."

Uzunoğlu ayrıca RTÜK'ün televizyon dizilerini denetleme yetkisi varken, online platformlardaki dizileri de denetleme yetkisine sahip olmasına karşı:

"Öyle ya da böyle medya kurumları öz denetim organlarıyla, meslek örgütleriyle zaten denetimlerini sağlayabilirler. RTÜK günümüzün kişiselleştirilmiş medya deneyimleri dünyasında tarihi geçmiş anlamsız bir kurum. Puhu TV, Blutv ve Netflix'i 'denetleyememek' değil, normal televizyonları da mevcut yapıyla denetlemek problem."

(Kaynak: Odatv.com)


SOSYAL MEDYADA ÇOK PAYLAŞILAN VATAN DUASI SOSYAL MEDYADA ÇOK PAYLAŞILAN VATAN DUASI

Editör: TE Bilisim