İşçi Partisi, İslam'a 'Ortaçağ karanlığı' diyor

Kısaca 'Ekmeleddin İhsanoğlu'nu benimsememeye devam ediyoruz' demek varken 'İslam'a Ortaçağ karanlığı' diyen İP, Deva çıkmazında bundan debeleniyor yıllardır. 
İnanırsınız, inanmazsınız fakat özgürlük anlayışınız, bakışınız bu mu? Erdoğan'ın baskıcı tavrından nedir o düşüncenin farkı? Hiçbir farkı yok. Bu toprağa, inançlarına değer vermek yerine, miyadı dolmuş komünist manifostaya uygun vatandaş yetiştirme ideolojilerinin on yıllar önce çöpe atıldığının farkında değiller. Hem de bizzat Atatürk tarafından. 
Hani Japon askeri 1. Dünya Savaşında ormana saklanmış, kırk yıl sonra bulduklarında savaşın bittiğine inanmamış ya bunlarda öyle. Komünizmin mezarı üzerinde bırakın bir karış otu, zakkumun bittiğini göremiyorlar. 
Birkaç yerde rastladığım, 'E. İhsanoğlu recm kararı verdi, belgesi de var' iddiasını duymuşsunuzdur. Oda.tv.-İşçi Partisi paslaşması o iddiaya göre İhsanoğlu 16 Haziran 2004 tarihinde, recm kararı veriyor. Evrak öyleymiş. 
Soner Yalçın'ın yazdığı 'Ekmel Bey Anayasa'ya aykırı' başlıklı yazının ilk cümlesi "Akıl fukara olunca fikir ukala olur!.." (Sözcüde yayınlanmış mı bakmadım,) Bahsettiğim yazı Oda.tv'de 16 Haziran 2014'de yayınlanmış. 
Konu şöyle efendim. 16 Haziran 2004'de istanbul'da İslam Konferansı örgütü üyelerinin Dış İşleri bakanları toplantı yapıyor. Soner Yalçın'a göre İhsanoğlu o sırada başkan. Örgüt AB'ye karşı bildiri hazırlıyor orada da 'AB'nin Müslüman ülkelerde alınan Recm cezasına bakışı kınanıyor.' 
İhsanoğlu Halk tv'de recme bakışını herkes duymuştur. Aynen bizlerin düşündüğü gibi. Sistemle problemi olmayan fakat laikliğin inanan insanın tepesinde asılı kılıç olmaması gerektiğine inanıyor. Bizde böyle düşünmüyor muyuz? 
Şimdi gelelim, Soner Yalçın'ın o yazıda "Böyle bir metni Ekmel Bey'in başında olduğu genel sekreterlik hazırlayabilir.." diye başlayan satırlarına. 
Oysa değerli okur, 14-16 Haziran 2004'de İslam Konferansı Örgütünün Dış işleri Bakanları toplantısında seçim yapılıyor, örgütün Başına Ekmeleddin İhsanoğlu seçiliyor. Daha önce başkan değil. 
Şimdi sıkı durun, İhsanoğlu başkanlık denilebilecek genel sekreterlik görevine de 2005 Ocak ayında başlıyor. 
Saçma sapan dedikodular, bu örgütün 2004 haziranında (doğru mu eğri mi bunu araştıramadım') AB'yi recm konusunda kınaması ile başlıyor. Soner Yalçın'a göre İhsanoğlu başkan, İşçi Partililere göre de İhsanoğlu epeydir genel başkan o gün recm kararı alıyor, evrakı da var. Tarihi 16 hHziran 2004. Körler, sağırlar, birbirini ağırlar. İhsanoğlu 'başkan oldum şerefine bir recm kararı patlatayım' diyor sanki. J 
Diyorum ya, Perincek tedrisatından geçmiş Soner Yalçın'ın daldığı hayal alemindeki satırlarına dikkatle yaklaşılmalı. Haliyle o fikrin odaklığını yapan İP'ye de. 
Kısaca: "Akıl fukara olunca fikir ukala olur!." 
Tercümesi: "Eski komünist kalıntılar, adam olmamaya yeminli." 
*** 
 
ERDOĞAN KARŞISINDA BÖLÜNÜRSENİZ KAYBEDERSİNİZ 
AKP'nin muhalefet için öngördüğü Cumhurbaşkanlığı stratejisi, MHP ve CHP'nin ayrı adaylar çıkarıp bölünmesiydi. hatta o strateji gerçek olsa idi, HDP'nin aday göstermesine gerek kalmayacaktı. 
ne zaman ki, MHP-CHP İhsanoğlu adında uzlaştı, bunun üzerine HDP adayını hazırladı ki hem CHP'den seçmen çalmak hem de AKP'ye oy atamayacak olan seçmeni çatı adayından uzak tutmak için. 
Muhalefetin beş partilik uzlaşma metni aslında göründüğünden fazla. Sebebi de AKP'nin zulmünden çekinen iki aprti daha var ki, çatı adaya sıcak bakıyor. Kendilerine yakın buluyor. O gün basın önüne çıkmayışlarının tek sebebi var o da baskı. 
Hâl böyle olunca, iktidar muhalefet içinde memnuniyetsizler kitlesi oluşturmaya başladı. Bunun odaklığını da bilhassa sol adına İP yapıyor. Aday laik değilmiş, şuymuş, buymuş. Az önce yukarıda nasıl mesnetsiz saldırılar olduğunu d agördünüz. 
Exeter meselesi de öyle. Emperyalizmin kendisine yakın devlet adamlarını yetiştirip Truva atı olarak toplumun içine salmada Exeter Üniversitesi sabıkalı biliyorsunuz. İhsanoğlu'nun orada birkaç yıl eğitim için bulunmasına o gözle bakanlar için kendisinin yaptığı açıklama ilginçti. Exeter'e tubitak bursu ile gitmiş. O bursu da sınavla kazanmış. 
Enerjimizi ters yerlerde harcıyoruz aslında. Yedi düvelin 'Kürt açılımı'nı yapan Erdoğan Exeter'de mi okudu? Ya kabul edip, destek sunanlar. Exeter'in yanından mı geçti? 
Büyük Ortadoğu eş başkanı Erdoğan'ın, Samsun'dan Erzurum'a yay çizdiği ilk mitinglerinde beklerdim ki birileri 'Ey BOP Eş başkanı Samsun değil Kandil'den başla.' 
Sinmiş, susturulmuş, baskılanmış toplumun tepesine, diktatoryal eğilime meyletmiş Erdoğan Çankaya sırtlarından püskürtülmezse gerisini siz düşünün. 
Cumhurbaşkanı 'hiçbir partiyi kayırmasın, eşit mesafede olsun, evlâlarını ayırmasın' diyoruz. Çok şey mi istiyoruz?