AKP iktidarı, gayrimeşru duruma düştüğünü bildiği için şiddete başvuruyor. Şiddet, bireysel olarak, aciz insanların başka çözüm üretemediği şartlarda kullandığı bir yöntemdir. Ülkeyi yönetemeyen iktidarlar da aynı sebeple devletin polisini veya askerini halk üzerindeki baskısının aracı olarak görür. Fakat, polis veya asker, konusu suç teşkil eden emirlere uymayabilir. Dolayısıyla iktidar, şiddeti hakim kılmak için sivil baskı güçleri de oluşturmak istiyor. İşte, eli sopalı grupların, ülkücülerin sloganlarını kullanarak göstericiler üzerine saldırtılmasının sebebi budur. Yine, Ankara’daki AKP mitinginde üç hilalli ve bozkurtlu bayraklar açılması ve Tayyip Erdoğan’ın, “MHP’li kardeşlerimiz ile birlikte yürüyeceğiz” demesinin asıl sebebi budur. Halk içinden, Türk Milleti’nin yadırgamayacağı bir gençlik grubunun desteğini alarak veya almış gibi göstererek, onları da halka karşı işledikleri suça ortak etmek istemektedirler. Böylece, yaptıkları işe halk nazarında meşruiyet kazandırabileceklerini düşünüyorlar herhalde.
***
Devlet Bahçeli, “Sokak karanlıktır, sandığa gidelim” diyerek ülkücüleri protesto yürüyüşlerine katılıp katılmamak konusunda tereddüde sevk etti. Buna rağmen, iktidarın görev verdiği provokatörler, ülkücülerin sloganlarını, parti bayrak ve sembollerini kullanıyor. Bahçeli bunu “alçaklık ve şerefsizlik” olarak nitelendirdi, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Olcay Kılavuz da “Ne zaman ’ayaklarımın altına aldım’dediğiniz milliyetçiliğin kutlu sancağına sarılmaya karar verdiniz?” diye sordu...
Fakat Bahçeli’nin olaylar karşısında başlangıçta takındığı tavır, en azından iktidar muhalifleri tarafından AKP’ye destek olarak kabul ediliyor...
***
AKP iktidarının aşırı şiddete başvurması, Hatay’da, İzmir’de, Antalya’da, Ankara’da ve İstanbul’da provokatörler kullanması ise kaosu büyütmektedir. Bir başka ifadeyle kaos, aşırı şiddetle başlamıştır ve buna devam edilmektedir. AKP bizzat planlamış olmasa bile Türkiye’yi kaos ortamına götürüyor. Denilebilir ki “Bundan ne sonuç çıkaracaklar?”
AKP iktidarı PKK ile yaptığı pazarlıklar, milli kimliğe ve cumhuriyete karşı giriştiği eylemler sonunda duvara dayanmış durumdaydı ve ilk seçimde gideceğini artık biliyor. AKP iktidarının sonu, Türkiye’de Amerikan iktidarının da sonu olabilir. Bu sebeple ABD, Türkiye’deki iktidarı bırakmamak için kontrollü kaos ortamını bizzat oluşturarak askeri müdahaleye zemin hazırlamak istiyor olabilir. Ertuğrul Günay’ın, “Başbakan’ı da aşan derin bir el mi var?” sorusu, bu mantık içinde bir yere oturuyor. Artık olaylara askeri birliklerin de çağrılması bu değerlendirmeyi teyit ediyor gibi..
Burada herkesi uyarıyorum ki Türkiye’deki bütün askeri müdahaleler, Amerikan güdümlüydü. Son dönemde Amerikan güdümlü politikalara karşı çıkanlar ise şu an hapistedir. Dolayısıyla kimse askeri bir darbeye umut bağlamasın..
***
New York Times’ın İstanbul’un merkezinde bir “kaos gecesi” nin tetiklendiğini yazması da ilginç.
Tayyip Erdoğan, bu kaos planını, sadece şiddetle değil, “Reyhanlı’da 53 Sünni öldürüldü” sözleriyle de desteklemiş oluyor. Kısacası, Bahçeli, endişelerinde bu defa haklı çıkabilir.. Hani camilerin bombalandığı, polisle halkın çatıştığı, askeri birliklerin polisle halkın arasına girdiği gibi gelişmelerle devam eden bir Amerikan senaryosu vardı. İşte AKP, o senaryoyu uyguluyor olabilir. “Provokatörler silah da kullandı” dediklerine göre artık silah da kullanacaklar..