Sağlığına dikkat eden New Yorklular uzun zamandır kahve içmiyor. New Yorkluların kâğıt bardaklarını kahve yerine artık birçok dükkânda bulabileceğiniz “bone broth” yani “kemik suyu” dolduruyor. Kemik suyu hem sek olarak hem defarklı aromalarla tatlandırılarak satışa sunuluyor. Örneğin East Village kasabasındaki “Brodo”dakemik suyunun her türünü bulabilirsiniz. Seçenekler arasında toz haline getirilmiş zencefil veya bir parça misket limonla ya da Hindistan ceviziyle yapılan kemik suyu bile var. Bardağı 6 dolara satılan bu içeceğin çok da ucuz olduğu söylenemez fakat insan sağlıklı olmak için neler yapmıyor değil mi?
Aslında kemik suyu sadece bir içecek gibi görünse de, yarattığı pozitif etkilerle bir içecekten daha fazlasını vadediyor insana. Dokuları, kemikleri ve bağışıklık sistemini güçlendiren, sindirim sistemini düzenleyen, hatta yaşlanma karşıtı etkileri olduğu iddia edilen bu muhteşem içecek Matcha-Çayı ve Hindistan cevizi suyundan sonra yeni mucize besin kaynağı olarak gösteriliyor. İşte tüm bu olumlu etkileriyle Amerika’da hızla yayılan kemik suyu trendi artık Almanya’ya da sıçramış durumda. Aslında kemik suyu bu popülaritesini biraz da Paleo diyetinin vazgeçilmez bir parçası olmasına borçlu. Paleo diyetini uygulayan kişiler ağırlıklı olarak et, balık, yumurta, sebze ve meyve tüketiyor; baklagiller, tahıl, süt ürünleri ve şekerden uzak duruyorlar. Kemik suyu da, bu diyeti önemli bir mineral kaynağı olması yönünden tamamlıyor.
Büyükannemin Çorbası Geri Geliyor…
İçeriğindeki kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller, kolajen, protein, kalsiyum ve aminoasit gibi yapılar, kemik suyunu besleyici kılıyor. Bu maddelerin, kas ve iskelet sistemi ile cilt, saç ve tırnaklar üzerindeki olumlu etkisi bilinen bir gerçek. Ayrıca kemik suyunun jel kıvamlı yapısının bağırsak sisteminive bağırsak yaralarını iyileştirdiği; asit kıvamlı yapısının ise karaciğer detoksunda faydalı olduğu öne sürülüyor. Kemik suyunun içeriğindeki proline ile cildi doldurarak selüloitleri azalttığı da ısrarla dile getiriliyor. Ayrıca her sabah ılık bir şekilde 125-250 ml ölçeğinde tüketilen kemik suyunun metabolizmayı hızlandırdığı, enerji verip uzun süre tok tuttuğu ve geçirgen bağırsak sendromu için de çok faydalı olduğu biliniyor.
Peki, bu mucizevi içeceği nasıl hazırlamalıyız? İlikli kemik suyu mucizesini bizzat deneyimleyen ve bu mucize içeceği tüm sevdikleriyle paylaşan bendeniz, kemik suyunu hazırlarken bazı noktalara dikkat ediyorum. Dikkat ettiğim en önemli nokta 2 yaşını geçmiş hayvanların kemiğini kullanmak. Başka bir deyişle kurbanlık yaşa gelmeyen körpe hayvanların kemiğini kullanmamak. Maalesef günümüzde hayvanlar 1 yaşına dahi gelmeden kesildiği için bu hususa özellikle dikkat etmek gerekiyor.
Ben kemiğin her yerinin şifalı olduğuna inandığım için kemiği bütün halinde ve parçalamadan kaynatıyorum. Bazen kullandığım kemiğe sarımsak, soğan ve biraz organik elma sirkesi ekliyorum. Çok kısık ateşte 34-48 saat arasında pişirdiğim kemik suyunu, üzerinde minik baloncuklar çıkmaya başladığı an ateşten alıyorum. Kemiğin içindeki kolajen yapının bozulmaması için yüksek ateşi tercih etmiyorum ve kemiği mümkün olan en uzun sürede kısık ateşte kaynatarak daha fazla mineral, protein ve aminoasit elde etmeye çalışıyorum. Kemik suyu yemeklere veya çorbalara katılarak lezzet ve şifa sağlayabileceği gibi, tek başına da tüketilebiliyor. Ben kemik suyunun sek tüketilmesinin daha faydalı olduğuna inanıyorum.
Hazırladığım ilikli kemik suyunu arkadaşlarımla paylaşmayı seviyorum. Arkadaşlarımı ve onların arkadaşlarını da kemik suyuna alıştırdım diyebilirim. Çoğu zaman sohbetlerimiz bir şekilde dönüp dolaşıp kemik suyuna ve faydalarına geliyor. Hatta bu noktada Berk Balbay’ı anmadan geçemeyeceğim. Bir arkadaş ortamında kemik suyunun şifası üzerine konuştuğum Berk Balbay, bana özenle kendi kemik suyu tarifini verdi. Ben de bu tarifi Berk’in kendi cümleleriyle buraya aktarmak isterim. “Çıkaracağımız kemik küçükbaş ve büyükbaş hayvanlardan tek tek ya da birlikte olabilir. Ancak kasaplarda satılan hayvanların kemiklerinden yapılırsa çok başarılı olmaz. Bunun nedeni, insanlarda kemik gelişiminin 25-30 yaş civarında, geviş getiren hayvanlarda ise 24 ay civarında tamamlanmasıdır. Kurbanlık hayvan olabilmenin ve kesilebilmenin şartı da budur. Anadolu’da buna 'kapak atmış hayvan' yani süt dişini döküp, ileri yaş dişini çıkarmış hayvan denir. Peki neden? Kemik gelişimi tamamlanana kadar koruyucu antikorların üretimi zayıf düzeydedir. Ne zaman ki kemik gelişimi tamamlanır, ilikler yoğun olarak bu antikorları salgılamaya başlar. Bizim ihtiyacımız olanda bu içeriktir.
Doğru kemiği bulduktan sonra ikinci aşama iliklerin olabildiğince çıkarılmasıdır. İlikle haşlama sırasında etken maddelerin birçoğu kaybedilecek olduğundan ilikleri saklayıp en son aşamada eklemeliyiz. İliksiz kemikler önceden 150C’de ısıtılmış bir fırına verilerek 20-25 dakika süre ile pişirilip kemik gözeneklerinin açılması sağlanır. Bu süre içerisinde, fırına verdiğiniz kemiğin ağırlığının 1,5 katı kadar içme suyu bir kazanda kaynamaya başlatılır. Su kaynayınca altı kısılır, fırından çıkan sıcak kemikler bu suya atılır. Suyun sıcaklığı 95-98C’ye kadar düşecek şekilde altının ateşi ayarlanır. Bu süreçte kemik ve suyun kaynadığı kazana sirke, limon, soğan, sarımsak, tuz baharat vs. herhangi bir şey eklenmez. Ateş üzerindeki kazanminimum 45 saat, maksimum 54 saat sadece ara ara fokurdayan baloncukların çıkacağı ısıda sabırla bekletilir. Sürenin son 6 saatinde çıkardığımız ilikler kazana eklenir. Ateş kapatıldığında varsa taze, yoksa kuru kekik, biberiye ve konulacak suyun litresi başına 1 çorba kaşığı yoğurt suyu eklenerek soğuma sağlanır. Su, kabaca kevgirden süzülür ve varsa sadece kemik parçalarının ayıklanması sağlanır. Ortaya çıkan karışımı 4-7 gün buzdolabında rahatlıkla saklayabilirsiniz. Eğer buzlukta saklama işlemi yaparsanız, her 2 haftada bir %25 faydalı içerik yok olacağından kemik sularını hızlıca tüketiniz.”
Tarifleri aldıktan sonra gelelim bu mucize sıvıyı nasıl kullanacağımıza: Günlük tüketimi kişi başı 125-250 cl arasında dengelemekte fayda var. Özellikle ileri derecede damar sertliği olan, hipertansiyon hastası veya kolesterol problemi olan kişilerin bir uzmana danışarak kemik suyu tüketmesi daha doğru olacaktır. Kemik suyunu sabah kahvaltısında sevdiğiniz baharatlar, otlar ve ekmekle papara yapıp yiyebilir ya da zencefil, zerdeçal, limon, sirke, diğer sevdiğiniz baharatlarla kendinize ait karışımlarla tüketebilirsiniz. Dilerseniz eski Türk hekimlerinin reçetelerinden faydalanabilirsiniz. Eski hekimlerimize göre; 1 bardak kemik suyuna kereviz yaprağı, limon ve az miktarda sarımsak ekleyip içerseniz safra taşlarından ve ödemden kurtulabilirsiniz. Kemik suyuna, zerdeçal, karanfil ve gül suyu ekleyerek sinirlerinizi yatıştırabilir; sirke, hardal tohumu ve lahana rendesiyle kemik suyunu birleştirerek nezle, grip ve soğuk algınlığından kurtulabilirsiniz. Kimyon, bulgur ve maydanozu kemik suyu ile kaynatıp pilav yaparsanız ise mide sancıları, gaz ve hazımsızlık problemlerinizi yenebilirsiniz.
Faydaları saymakla bitmeyen kemik suyu için ister benim tarifimi, ister Berk’in tarifini deneyin ya da bulabildiğiniz fakat güvendiğiniz markaların kemik sularından satın alın, nasıl yaparsanız yapın ama mutlaka bu mucizevi içecekle tanışın.
Sözü gelmişken, kemik suyu ile ilgili desteklerinden dolayı canım annem Ayşe KÖYÜSTÜ’ne değerli dostum Op. Dr. Melih BOYACIOĞLU‘na, kemik desteği konusunda Ertan Kasap Ali Erman TİRYAKİ’ye ve fikirlerinden dolayı arkadaşım Berk BALBAY’a teşekkür ederim.
Ve elbette; benim tavsiyemle ilikli kemik suyu tüketen tüm dostlarıma sonsuz teşekkür ederim.
Son söz; bugün kendinize bir iyilik yapın, ilikli kemik suyunu tadın ve sevgiyle kalın..
Bilgi İçin Mail : sevdakoyustu@mynet.com 0532 238 28 79
İnstagram : 79sevdalinka
Foto: Aslı Yıldırım