KİMLER TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN İKTİDARINA ENGEL OLUYOR?

 Türk milliyetçiliği, Osmanlının son dönemlerinde başlayan binlerce yıllık Türk tarihinin özlü yeşeren yeni Çınar fidanı olarak ortaya çıkan, 19.asrın sonunda Haçlı istilasına karşı direniş ruhunun adıdır. Bu özden ve mayadan, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı, Sakarya Meydan Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı ruhu çıkmış; asrın başında Türkiye Cumhuriyeti devleti ile taçlanmıştır.

İmparatorlukların birer birer sahneden çekildiği; dünkü Selçuklu ya da Osmanlı devletlerini kuran fakat ifade edilmeyen, Türk'ün sarsılmaz mührü ve iradesidir.

Devletin adı TC; başkenti Ankara; dili Türkçe olarak tanımlanmış olup, kurulan bu devlet dünyada "zafer" kelimesinin Türkler tarafından yeniden yazılışının tescilidir.

Dünyada herkes kendi milli kimliği ile devlet kurup ayakta kalmaya çalışırken; İngiliz, Fransız, Alman vb hoşgörülmüş ama maalesef bizim Türk kimliğimiz önce ırkçılık, sonra etnik kimlik olarak bölücü bir propagandaya maruz kalmıştır. 

Hitler, Mussolini vb benzetmeler ile; ırkçı suçlaması İle, en büyük Türk milliyetçileri Bozkurt Atatürk ve Başbuğ Türkeş iftira, karalama ve itibarsızlaştırmanın hedefi olmuştur. 

Atatürk dönemi sonrası, İnönü'nün ABD İle yaptığı gizli ve açık anlaşmalarla, ülke ABD rotasına oturtulmuş; darbeler serisi ile sürekli müdahalelere hazır hale getirilmiş ve hayatımızın her alanı gözetim altına alınmıştır. 

Emperyalistlerin ülkeye bir tehlike olarak ithal etmek istediği komünizmle mücadeleye Başbuğ Türkeş sayesinde öncelik verilmiş; kuruluş ruhu Ülkücüler ile vatan millet bekası koruyuş destanına dönüşmüştür. 

12 Eylül öncesi efsane direniş, bir kahramanlık destanı haline gelmiş; şeytanın bile aklına gelmeyecek fitne ihanet zincirine kahramanca karşı koyulmuştur. 

İşte bu asil ve asıl ruhun temsilcisi olan Türk Milliyetçileri,  niçin adı İle sanı ve şanı İle iktidara gelemez? 

Ülkücüler önce ANAP'ta vitrin süsü olmuştur. Lideri Başbuğ siyasi yasaklı iken;  kahramanları idam sehpalarında şehit olmuştur..Daha sonra DYP'ye vb diğer partilere dolgu malzemesi olmuştur. Ülkücüler sevilen insanlar... Türk'ün son dünya markası olarak algı operasyonları İle suçlanmış, mahkum edilmiş ve iftiraya uğramışlardır. Fakat bir türlü ülke Ülkücülere teslim edilmek istenmemiş; sisteme yama ve takviye yapılmak istenmiştir.

Türk Milliyetçilerinin koalisyonları sinsi ve gizli komplolara hedef olmuş; kin, iftira ve düşmanlık hiç bitmemiştir. Türk milliyetçileri iktidar olamaz algısı, zihinlere adeta koro halinde çakılmıştır. O yüzden hep başka formüller devreye sokulmuştur. 

Ülke dara düşünce "gelin" denilen Ülkücüler, FETÖ'nün yolu açılırken itilmiş ve kakılmışlardır. Ülkücü Hareket Devletten hep tasfiye görmüştür.. 

Çok ilginç... daha dün yeni kurulan üniversitelerden birine bile hareketin lideri Türkeş'in ismi çok görülmüştür! buna itiraz eden etkili ve yetkili bir tek kimsenin bile sesini duyamaz olduk! 

Türkiye’yi var eden Türk milliyetçileri, niçin görünmeyen ve ilan edilmeyen yasaklılardır? 

Bugün "biz iktidar olamayız", "bizi iktidar yapmazlar" fısıltıları dilden dile dolaşıp, sürekli ittifak arayışları gündeme geliyor... dün DSP ile koalisyon suçlaması, 
CHP den AKP ye  savrulmalar... En son Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayımız olan Ekmeleddin İhsanoğlu, şimdi rakibi Erdoğan'a destek veriyor! ittifaklar yüzünden sürekli "onun bunun kucağına oturdunuz" suçlamalarına uğradık. Ortaya atılan iddia, iftira ve karalamalar, gerçekten çok büyük siyasi travma ve hayal kırıklığına dönmüştür. 

Şimdi Ülkücülerin umudu ya Cumhur İttifakı ya da Türk milliyetçiliği Ülkücü vurgusundan imtina edilen "biz Ülkücü parti değiliz Ülkücülerin kurduğu partiyiz" denilen adreslere savrulmuştur. Adeta Türk milli kimliği, etnik milli kimlik seviyesine inerek, Kürtler, Araplar, Arnavutlar ve Romanlar bize oy vermez kaygısıyla, Türk milliyetçiliği endirekt aşağılanmaya maruz bırakılmıştır. 

Hani nerede kaldı Atatürkün ”Ne mutlu Türküm diyene” sözü? Türk milliyetçiliği etnik kimlik, Hitler, Mussoloni vb. benzetmesi ile ırkçılık muamelesi görüyorsa, bunun sorumlusu ya da suçluları kimlerdir?  Elbette şehitlerin kanının toprakla buluştuğu her yere, onların emanetini, dilini, davasını, dil bayrağını götürmek için mücadele etmeyen, ter, emek vizyon ve misyon yoksunu olanlardır! 

Ülkenin her tarafında, yediden yetmişe Ülkesi için farklı sıfatlarla Kızıl Elma vb diyerek sahneye çıkan kahramanların davasının bayrağı, 
siyaset vb her alanda zaferle taçlanmalıdır. Bunu başaracak öz güven, irade, potansiyel ve milli hafıza Milliyetçi Ülkücü harekette vardır. 

21. Asır Türk asrı ve Türk milliyetçilerinin iktidar dönemleri olacaktır inşallah. TC'yi Bozkurt Atatürk’le kuran ve taçlandıran; Başbuğ Türkeş’le koruyan şanlı hayat kaynağımız MİLLİYETÇİLİK, 21.asrın diriliş kurtuluş ideolojisi değilse, zaten son derece hüzün vericidir!

Türk milliyetçiliği, Osmanlı’ya ve Haçlı işgaline son veren TC'nin kuruluş ideolojisi paradigması; Komünist dayatmaya karşı Ülkücü efsane direniş ise, ülkenin yeniden diriliş umudu ve çıkış yolu olmuştur! 

Türk milletinin partiler üstü en büyük ortak değerlerinin başında Türk milliyetçiliği gelir. 

Türk milliyetçiliği, milyonlarca millet evladının umudu olamamışsa; bu son derece hüzün vericidir!

Şehidin kanının toprakla buluştuğu yere, davası şehitlerin davası olanların teri gözyaşı düşmüyorsa; onlara layık olma iddiası inandırıcı olamaz. Büyük davalar bedel ister! Nur içinde yat şehidim!

Sabri Şenel