Yazının başlığına bakanlar, buda nereden çıktı diyecekler! Kur’an ayetlerinde İsrail oğulları yerilmekten çok övülüyor. Övülmelerde, diğer Müslüman kavimlere örnek olsun; ders alsınlar diye vurgulamalarda yapılıyor. 

Birkaç ayetle konuya açıklık getirmeye çalışacağım.

Duhan suresi 30-33.ayetler: Biz, İsrail oğulları’nı aşağılayıcı bir azaptan, aşırı bir zorba olan Firavun’un elinden kurtardık. Elbette bir bilgi olarak onları çağdaşlarına/alemlere tercih ettik. Ve onlara, her birinde apaçık imtihan bulunan nice mucizeler indirdik.

Bakara suresi 47. Ayet: İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi çağdaşlarınızdan üstün tuttuğumu da hatırlayın! Bu ayetin devamındaki yedi ayette ise yaptıkları yanlışlıklardan dolayı, ahirette cezalandırılacakları da vurgulanmaktadır.

Bakara suresi 122. Ayette aynı mealde. Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi çağdaşlarınızdan üstün tuttuğumu hatırlayın.

Bu üç ayette de Allah, İsrail oğulları için özel nimet verdiğini ve çağdaşlarından üstün tuttuğundan söz etmektedir. Kur’an bütünlüğüne baktığımızda Allah’ın kavimler ve insanlar arasında hatta peygamberler arasında bir üstünlük olmadığını belirttiği halde, bu ayetlerdeki ayrıcalığı nasıl yorumlamak gerekir? 

İsrail oğulları için esas dikkat çekici ayrıcalıklar Duhan suresi 30-33.ayetlerde geçiyor. Ayet dikkatli okunduğunda ‘’Bilgi bakımından çağdaşlarına/alemlere tercih ettik’’ ve ‘’ Her birinde apaçık imtihan bulunan nice mucizeler indirdik.’’ Buyurulmaktadır.

Ayetten anlaşılan, bilgi bakımından İsrail oğulları bir yana, çağdaşı diğer kavimler bir yana tutulmuş. Her birinde apaçık imtihan bulunan mucizelerin İsrail oğulları için indirildiği net bir şekilde ifade edilmektedir. 

Allah bu ayetlerde açık bir şekilde bilgi, nimet, mucize, imtihan ve üstün tutmadan söz etmektedir. Bu sözler boşuna söylenmiş değildir. Bugüne baktığımızda, İsrail oğullarının mensupları ve kurulu devletleri İsrail; söz edilenleri fazlasıyla uygulamaktadırlar.

Çağımız bilgi, iletişim ve üretim çağıdır. Yahudi toplumu dünyada dağınık yaşadığı dönemlerde de bugün yerleşik İsrail devletini kurduğunda da bilgiye ulaşımı ve bulduklarını hayata uygulayan en etkili toplulukları ve devleti oluşturmuşlardır.

Dünyada son yüzyıllarda yapılan buluş ve icatların, yüzde otuzunu İsrail oğulları yüzde yetmişini de diğer kavimler bulmuştur. 

Başka kavimler küçük sebeplerle birbiriyle didişirken, iktidar hesapları ile entrikalar çevirirken, Yahudi toplumları dünyanın neresinde olursa olsun, ilim ve bilimle uğraşmışlar; Buluşlarını dünyaya pazarlayarak nimetlerinden fazlasıyla istifade etmişlerdir. 

Bugün dünya sermayesinin nüfuslarına oranla kıyaslanmayacak kadar büyük kısmı, İsrail oğullarının elindedir. İsrail oğullarının buluşlarını ve insanlığın hizmetine sunduklarını yazmak bile günleri alır. Birkaç örnek ile yazdıklarımın büyüklüğünü anlatmak istiyorum. Kullandığımız temizlik maddelerinin yüzde doksanı, tedavi ve koruma ilaçları, kimyasallar, elektrik ve elektronik cihazlar, hava taşıtlarının aksam ve parçaları, elmas işletmeciliği, savunma sanayii. Toprağı çok az olmasına rağmen, tarımda bile iddialıdır. Çocuklarımızın severek yediği donmuş yiyeceklerle arz yapan zincir mağazaların tamamına yakını ya doğrudan İsrail kökenli ya da dünyadaki Yahudi ailelere aittir. 

Alışverişte çektiğimiz her karttan, yaptırdığımız her sigortadan Yahudi ve İsrail kökenli iş adamlarına dünyanın parası akmaktadır. 

Kısaca ileri teknolojiye sahip İsrail oğulları yaşayışımızın her sahasında vardır. Allah, kabiliyetlerini üstün kıldık diyerek belirtmekte; onlarda hakkını vermektedir.

Burada insan oğluna bir örneklik vardır. İsrail oğullarının nüfusu, Allah’ın bir hikmeti fazla artmamaktadır. İsrail dahil dünyada Yahudi nüfusu 15-16 milyon kadardır. Allah İsrailoğulları örneğini vererek nimet elde etmede, nüfusun çokluğunun değil, ilim-bilimin önemli olduğunu belirtmektedir. 

Yukarıda verilen ayetlerde ayrıca imtihandan söz edilmekte, verilen bilgiyi insanların menfaatine kullanmayan İsrail oğullarına ikaz da bulunulmaktadır. Bu imtihanın ahirette karşılık bulacağına inandığım gibi bu dünyada da karşılık bulacağına inanıyorum. Bu iş yalnız dua ile işi Allah’a bırakmakla olmayacağını aklı olan herkesin bilmesi gerektiğini söylemek isterim. Allah, insana akıl, irade, vicdan vermiştir. Onun için insanoğlunun yapacaklarına bu dünyada pek müdahaleci olmaz. O kendine düşeni fazlasıyla yapar. Biz kendimize düşeni yapıyor muyuz? Bu sorgulanmalı. 

İsrail örneği ortada dururken başka örneğe gerek yok. Anlamak isteyenlere.

Selam ve dua ile

DAĞA MEŞRUİYET KAZANDIRMA ÇABALARI YENİ DEĞİLDİR! DAĞA MEŞRUİYET KAZANDIRMA ÇABALARI YENİ DEĞİLDİR!

Nurettin BÖLÜK

Editör: Kerim Öztürk