Rahmi Turan, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Mehmet Türker ve diğerleri…
Neyi savunuyorlar, kime karşılar anlaşılmış değildir.
Bunların bu özelliği 7 Haziran seçimleri sonrası daha çok ön plana çıktı.
Size bu konuda bir örnek vereceğim. Mesela kurulan "Erken Seçim Hükümetinde" PKK'nın siyasi taşeronu HDP, iki bakanlık alınca Sözcü gazetesi "TAYYİP, PKK'LI DEDİĞİ HDP İLE KOL KOLA SEÇİME GİDİYOR" şeklinde manşet atmış ve manşetin içini de "Şehitlerin kemikleri sızlıyor, bu millet sizi affetmez" şeklindeki cümlelerle doldurmuşlardı.
Manşetin başlığı da, içeriği de doğru. Fakat özellikle isimlerini verdiğim bu yazarların yazdıklarıyla bu manşet uyumlu mu peki?
7 Haziran seçimlerinden sonra bu yazarların tamamı MHP'yi "HDP ile beraber hareket edip TBMM Başkanı seçimlerinde Deniz Baykal'ı niye seçtirmedi?" diye eleştiren ve "MHP niçin HDP ve CHP ile koalisyon kurmadı?" diye yerden yere vuranlardır.
Demek ki, MHP HDP ile beraber hareket etse, beraber koalisyon kursa Sözcü'nün manşetindeki "Şehitlerin kemikleri sızlıyor, bu millet sizi affetmez" sözünün muhatabı olacaktı.
MHP, HDP ile ittifak yapınca, HDP ile koalisyon kurunca şehitlerin kemikleri sızlamayacaksa, millete ihanet olmayacaksa, AKP yapınca niye şehitlerin kemikleri sızlasın, millete ihanet olsun akılsızlığın Sözcü'leri?
Böyle bir tezatlık olur mu?
Bengü Türk Genel Yayın Yönetmeni Murat İde, televizyon ekranlarından Sözcü'nün bu tezatlıklarını örnekleriyle gösterdi ve Sözcü'nün mantıksızlıklarını geçtiğimiz gün çok güzel yorumladı.
Sözcü gazetesi mantıksızlığın, yalan haberin, algı operasyonlarının, manipülasyonların figüranı olmuştur.
"AKP, Anayasanın ilk dört maddesini değiştirecek" diye manşetten haber yapıyorlar, köşe yazıları yazıyorlar "Anayasa'nın ilk 4 maddesi korunsun, kimse dokunamaz" diye ortaya ilke koyan MHP'ye saldırıyorlar.
"AKP, hırsızlığa, rüşvete ve yolsuzluğa battı" diye sürekli haberler yapıyorlar, manşet atıyorlar "17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonun muhatapları kim olursa olsun cezalandırılsın" diye 4 ilkesinden biri olarak bunu ortaya koyan MHP'ye saldırıyorlar.
"AKP'nin PKK'nın yol ve dava arkadaşı olduğunu, PKK ile birlikte hareket ettiğini" sürekli vurguluyorlar ama "PKK açılımı bitirilsin" diye ortaya ilke koyan MHP'ye saldırıyorlar.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hukuksuzluklarını, diktatörlüğe doğru giden çalışmalarını, Anayasa ihlallerini" sürekli ifade ediyorlar ama "Cumhurbaşkanı Erdoğan hukuk çizgisinde, Anayasal sınırlar içinde davransın" diyen MHP'ye saldırıyorlar.
Sözcü gazetesinin hali "Ben ne söylüyorum, tamburam ne çalıyor" sözüne çok uygundur. Ne manşetler gazete içeriğine, ne köşe yazarlarının yazıları akla, mantığa sığıyor!
Ama işte böyle bir gazetenin "AKP'ye muhalifiz" diye havalarından yanlarına yaklaşılmıyor… Oysa bu yazarlarıyla hizmet ettikleri tek yer AKP'dir.
7 Haziran gününden bugüne tüm sayfalarını MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığıyla kaplamıştır.
HDP'ye PKK'nın taşeronu ve ihanet şebekesi diyen de bunlar "MHP niye HDP ile beraber hakaret etmedi?" diye suçlayanlar da… Allah gerçekten akıl, fikir ve ahlak versin. Çok ihtiyaçları var çünkü.
Rahmi Turan, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Mehmet Türker gibileri de yazar diye gazeteye doldurmuşlar ama Sözcü'den fışkıran mantıksızlıktır.
Sözcü'ye bunları yazar diye alanlar, bunlar ne yazıyor diye hiç kontrol etmiyor mu?
Manşeti başka havada, yazarları başka havada…
Asıl tavsiyemiz Rahmi Turan'a… Rahmi Turan az da kendi kafanı tokmakla da beyin hücrelerin kendine gelir belki… Bir yazdıklarına bak, bir de MHP'ye yaptığın eleştirilere…