Kürtçülük tehlike ve tehdidi tahminlerin çok ötesinde büyük ve büyümeye devam ediyor. Doğrudan Türk devletinin bekasını tehdit ediyor. Kürtçülük tehdidi, artık, “İstanbul bile Kürdistan’dır” dedikleri seviyeye geldi. Kürtçülük, tarihinde, hiç bir zaman bu kadar tehlikeli bir seviyeye ve boyuta gelmemişti. Maalesef bu tehdit ya görülmüyor ya da küçümseniyor.

Göksu Sürücü Kursun’dan örnek dayanışma gecesi Göksu Sürücü Kursun’dan örnek dayanışma gecesi

En büyük hatamız ise Kürtçülüğü sadece dağdaki PKKlı teröristlerle sınırlı tutmamız. Türkiye Cumhuriyeti topraklarının herhangi bir bölgesini Kürtdistan olarak tanımlayan, orada adı Kürdistan olan özgün bir idare kurmak isteyen herkes ayrılıkçı bölücüdür, Kürtçüdür, haindir.

Milli Güvenlik Kurulu Kürtçülüğü Türkiye Cumhuriyetinin birincil Milli Güvenlik sorunu olarak ilan etmelidir.

Türk devleti Kürtçülükle her alanda en sert şekilde mücadele etmelidir. Türk devleti bütün kaynaklarını buna sarfetmelidir.

Kürtçülükle mücadele için yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde Kürdistan kurmak isteyen yani Kürtçülük yapan herkes T.C vatandaşlığından çıkarılmalı ve sınır dışı edilmelidir. Yurtdışındaki Kürtçüler ise, vatandaşlıktan çıkarılmalı, yurtiçine girişi yasaklanmalıdır. Bu süreç mevcut sistemde CB kararnamesiyle yapılmalıdır.

Uyarıyorum Kürtçülük tehlikesi hiç bu kadar büyük olmamıştı. Türk devleti uluslararası ve iç hukukun verdiğini egemen devlet yetkisiyle harekete geçmelidir.

HDP ve DEM gibi açıktan Kürtçülük yapan ve PKK terör örgütünü savunan partiler kapatılmalıdır, Parti yetkilileri Kürtçülükten yargılanmalıdır, yeni Kürtçü partilerin kurulması engellenmelidir.

Kürtçülük sıradanlaştırılamaz. Adamlar Diyarbakır merkez olmak üzere Adana, Sivas, Maraş’ı içine alan Ankara’ya kadar uzanan Ülke topraklarının yarısını yüzde yüz Kürdistan ilan ediyorlar, açıktan bunun propagandasını yapıyorlar, bu ayrılıkçı bölücü ihaneti sıradanlaştırıp normalleştiriyorlar.

Şimdi bununla yetinmeyip İstanbul İzmir Antalya Muğla Aydın gibi batı şehirlerini de Kürdistan ilan ediyorlar. En kötü ihtimalle buralarda Kürt kantonları kurmaktan bahsediyorlar. Bunu açıkça ifade ediyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti bekasını tehdit eden Kürtçülük tehdidine karşı tüm kurum ve kuruluşlarıyla savaş ilan etmezse, 20-30 sene sonra çocuklarımıza bırakacak bir ülkemiz kalmayacak.

Kürtçülük tehdidinin sığınmacı sorunuyla birleştiğinde 20 sene sonra nasıl bir boyuta ulaşacağını tahmin bile edemezsiniz.

Dr. Ömer Turan

Editör: Kerim Öztürk