Basının iktidar borazanlığı suçüstü yakalanmıştır. MHP’nin tüm mitingleri için basın susmuş veya susturulmuştur. Kamuoyuna gerçekleri aktarmakla yükümlü kamu görevi yapan yazılı ve sözlü medya kuruluşlarının suskunluğu ülkemiz medyası adına utanç vericidir.
İktidarın sözcüsü gibi davranan akçeli işlerin belirleyici olduğu sırıtan pis kokan ilişkiler artık ülke güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Bir ülkede hür özgür medya yoksa muhalefete ambargo altındaysa o ülkenin yönetimi seçimle de gelse totaliter eğilimli anti demokratik çağdışı bir anlayışı ifade etmez mi? Başbakanın gözyaşlarının suladığı toplumsal vicdan, beyin yıkama duygusal seanslara tabi tutuluyorsa sulanan alanlardan farklı seslere engel koymak ne derce insanidir? Muhalefete ve aykırılığa kendini ifade etme fırsatı tanıma, etnik hak verme ayrıştırma siyasetinden öncelikli bir hak değil midir? Bu ülkede herkes sizin gibimi düşünmesi gerekir? Bu tahammülsüzlük neye işarettir? Bu asla farklı yaratılma gerçeğini anlayamamak, anti demokratik bir kafa yapısını ifade etmez mi? İktidarın yanlış ya da doğru politikalarına çanak tutmak eleştirememek borazanlık ahlakimidir?
MHP Bursa, İzmir, Adana, Erzurum ve en son Konya’da milyonlarca insanın gündemine giriyor. Ama bu ülkenin TRT dahil tüm resmi ve özel yayın kuruluşları suskun ve meydanların haykırışına kör, sağır, dilsiz ve suskundur.
Bu kafa yapısı asla sağlıklı bir ruh halini yansıtmıyor belli ki tembih ve telkinler sonuç vermiştir. Basın hür özgür ve sansürsüz biçimde gelişmeleri kamuoyuna aktarmak bilgilendirmek zorundadır. Bu basın kurumu olmanın olmazsa olmaz meslek ahlakı, evrensel ve milli görevidir. Ülkemiz medyasının tiraj ve izlenme olarak sıralamada dünya dibine inmesinin gerçek sebebi bu anlayış ve yalakalık değil midir? Kamuoyu bilgilendirilecek ülkenin geleceği ile ilgili karar millete bırakılacaktır.
Hiç bir dayatma yönlendirme ebedi olamaz. Darbecilerden şikayet edenlerin medya darbe ve ablukaları darbelerden çok daha vahşi, ahlaksız ve çağdışıdır. Siyasal iktidarın icraatlarının toplum huzurunda tartışılması, farklı yaratılmak ve demokrasinin gereğidir. Bunun zemini özgür medya her türlü sivil ve siyasal muhalefet değil midir? Böyle bir baskının biriktirdiği enerji bir gün milli irade seli olarak her türlü engeli aşarak milleti iktidara taşıyacaktır. Bunu engellemeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. MHP bugün milli irade seline dönüşmüştür. Baskılar hiç kimseyi yolundan döndüremez. Sadece bilenmeye çarıkları tekrar giyip yollara düşmeye vesile olur. Türk milliyetçileri ebedi kardeşlik birlik bütünlük için etnik ayrışma siyasetine engel olma için yollardadır. Türk milleti ülkücüler öncülüğünde yeni bir birlik bütünlük ve kardeşlik destanı yazmaya hazırlanıyor. Yürekler kor gibi yanıyor ülke kaynıyor. Hiç kimse bu topraklarda bu millete ayrışma kefeni biçemeyecektir. Milyonlar meydanlarda ayakta vicdanlar feryat ediyor. Basın utanç verici kahreden bir suskunluğa bürünmüştür.
Yeni Türkiye adı altında etnik ayrışma narkozu ile etkisiz hale getirilmek istenen toplumu, tepkisiz hale getirip yönlendirmek basının görevimidir? İddialarına, tezlerine güvenenler özgür bilgilendirme ve tartışma ortamının oluşmasına çaba gösterirler.
Oldu bitti ve akçeli işler ile, ihale ve menfaat ilişkileri ile bu suskunluğun hesabını herkes bu ülkede garip çilekeş fedakar millete verecektir. Bu dönem kara günler olarak tarihe geçecektir.Kim ne yaparsa yapsın MHP gümbür gümbür geliyor.
Meydanlar olanları onaylamıyor. Demokrasi meydanların sokakların vicdanların diline kulak vermektir. Bu sadece birliğe bütünlüğe gönül veren, küresel çete ablukasına direnen Türk milliyetçilerine daha çok çalışma azmi ve enerjisi verir.
Bu ülkenin geleceği zoraki değişim, dönüşüm, medya ve iktidar seansları ile belirsizliğe itilemez. Değişmeyen, dönüşmeyen iddia ve çizgisini sürdüren, ancak gelişerek değişen, ülküleri ve karşılıksız sevdaları uğruna ömür tüketen Ülkücüleri bilmek dikkate almak zorundadırlar.
Her bedeli ödemeyi göze alan bunu ateşle imtihanlardan geçerek ispat eden Kahraman ülkücü Türk milliyetçilerine kimse dayatmaları kabul ettiremez. MHP’ye vurulan bu zincirler tuzla buz olarak dağıtılarak kırılacaktır.
Türk milleti her kesimi ile Gerçeklerle buluşmaya evlatları olan ülkücülerin sevdaları ile vuslata ve tek başına MHP iktidarına Allahtan başka kimse engel olamaz. Ancak MHP’liler daha fazla çaba gayret emek göstermek zorunda kalırlar.
Zaten bu yapılıyor; Ülkücüler siyaseti ibadetin kardeş olarak, karşılıksız bir sevda uğruna yollara düşmüştür. Siz Öcalan’la kanlı barış tiyatrosu yoluna devam edin, bir millet ülkede baştanbaşa uyanıyor ve MHP gümbür Gümbür İktidara geliyor.
Medya ablukasının sorumluları için bu çifte standart ve utanç yeter.
Ama utanacak yüzleri varsa, medya için iktidar gücü tek teslim ve eğilecek adres değil midir? Dün darbecilerin karşısında, utanmadan, sıkılmadan, eğilip bükülüp irtica saptırma nöbeti tutup, jurnalleme yapanlar, bugün iktidarın her dediğine kayıtsız şartsız teslim olup el etek öpenlerdir. Yazıklar olsun bu çağdışı kafa yapısı ve totaliter yönetim anlayışına, dünün mağdur edebiyatçıları mağrurdur. Adil, objektif, eşit ve dürüst yayınıcılık bu ülkede bir gün herkes lazım olur.
İktidarın sözcüsü gibi davranan akçeli işlerin belirleyici olduğu sırıtan pis kokan ilişkiler artık ülke güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Bir ülkede hür özgür medya yoksa muhalefete ambargo altındaysa o ülkenin yönetimi seçimle de gelse totaliter eğilimli anti demokratik çağdışı bir anlayışı ifade etmez mi? Başbakanın gözyaşlarının suladığı toplumsal vicdan, beyin yıkama duygusal seanslara tabi tutuluyorsa sulanan alanlardan farklı seslere engel koymak ne derce insanidir? Muhalefete ve aykırılığa kendini ifade etme fırsatı tanıma, etnik hak verme ayrıştırma siyasetinden öncelikli bir hak değil midir? Bu ülkede herkes sizin gibimi düşünmesi gerekir? Bu tahammülsüzlük neye işarettir? Bu asla farklı yaratılma gerçeğini anlayamamak, anti demokratik bir kafa yapısını ifade etmez mi? İktidarın yanlış ya da doğru politikalarına çanak tutmak eleştirememek borazanlık ahlakimidir?
MHP Bursa, İzmir, Adana, Erzurum ve en son Konya’da milyonlarca insanın gündemine giriyor. Ama bu ülkenin TRT dahil tüm resmi ve özel yayın kuruluşları suskun ve meydanların haykırışına kör, sağır, dilsiz ve suskundur.
Bu kafa yapısı asla sağlıklı bir ruh halini yansıtmıyor belli ki tembih ve telkinler sonuç vermiştir. Basın hür özgür ve sansürsüz biçimde gelişmeleri kamuoyuna aktarmak bilgilendirmek zorundadır. Bu basın kurumu olmanın olmazsa olmaz meslek ahlakı, evrensel ve milli görevidir. Ülkemiz medyasının tiraj ve izlenme olarak sıralamada dünya dibine inmesinin gerçek sebebi bu anlayış ve yalakalık değil midir? Kamuoyu bilgilendirilecek ülkenin geleceği ile ilgili karar millete bırakılacaktır.
Hiç bir dayatma yönlendirme ebedi olamaz. Darbecilerden şikayet edenlerin medya darbe ve ablukaları darbelerden çok daha vahşi, ahlaksız ve çağdışıdır. Siyasal iktidarın icraatlarının toplum huzurunda tartışılması, farklı yaratılmak ve demokrasinin gereğidir. Bunun zemini özgür medya her türlü sivil ve siyasal muhalefet değil midir? Böyle bir baskının biriktirdiği enerji bir gün milli irade seli olarak her türlü engeli aşarak milleti iktidara taşıyacaktır. Bunu engellemeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. MHP bugün milli irade seline dönüşmüştür. Baskılar hiç kimseyi yolundan döndüremez. Sadece bilenmeye çarıkları tekrar giyip yollara düşmeye vesile olur. Türk milliyetçileri ebedi kardeşlik birlik bütünlük için etnik ayrışma siyasetine engel olma için yollardadır. Türk milleti ülkücüler öncülüğünde yeni bir birlik bütünlük ve kardeşlik destanı yazmaya hazırlanıyor. Yürekler kor gibi yanıyor ülke kaynıyor. Hiç kimse bu topraklarda bu millete ayrışma kefeni biçemeyecektir. Milyonlar meydanlarda ayakta vicdanlar feryat ediyor. Basın utanç verici kahreden bir suskunluğa bürünmüştür.
Yeni Türkiye adı altında etnik ayrışma narkozu ile etkisiz hale getirilmek istenen toplumu, tepkisiz hale getirip yönlendirmek basının görevimidir? İddialarına, tezlerine güvenenler özgür bilgilendirme ve tartışma ortamının oluşmasına çaba gösterirler.
Oldu bitti ve akçeli işler ile, ihale ve menfaat ilişkileri ile bu suskunluğun hesabını herkes bu ülkede garip çilekeş fedakar millete verecektir. Bu dönem kara günler olarak tarihe geçecektir.Kim ne yaparsa yapsın MHP gümbür gümbür geliyor.
Meydanlar olanları onaylamıyor. Demokrasi meydanların sokakların vicdanların diline kulak vermektir. Bu sadece birliğe bütünlüğe gönül veren, küresel çete ablukasına direnen Türk milliyetçilerine daha çok çalışma azmi ve enerjisi verir.
Bu ülkenin geleceği zoraki değişim, dönüşüm, medya ve iktidar seansları ile belirsizliğe itilemez. Değişmeyen, dönüşmeyen iddia ve çizgisini sürdüren, ancak gelişerek değişen, ülküleri ve karşılıksız sevdaları uğruna ömür tüketen Ülkücüleri bilmek dikkate almak zorundadırlar.
Her bedeli ödemeyi göze alan bunu ateşle imtihanlardan geçerek ispat eden Kahraman ülkücü Türk milliyetçilerine kimse dayatmaları kabul ettiremez. MHP’ye vurulan bu zincirler tuzla buz olarak dağıtılarak kırılacaktır.
Türk milleti her kesimi ile Gerçeklerle buluşmaya evlatları olan ülkücülerin sevdaları ile vuslata ve tek başına MHP iktidarına Allahtan başka kimse engel olamaz. Ancak MHP’liler daha fazla çaba gayret emek göstermek zorunda kalırlar.
Zaten bu yapılıyor; Ülkücüler siyaseti ibadetin kardeş olarak, karşılıksız bir sevda uğruna yollara düşmüştür. Siz Öcalan’la kanlı barış tiyatrosu yoluna devam edin, bir millet ülkede baştanbaşa uyanıyor ve MHP gümbür Gümbür İktidara geliyor.
Medya ablukasının sorumluları için bu çifte standart ve utanç yeter.
Ama utanacak yüzleri varsa, medya için iktidar gücü tek teslim ve eğilecek adres değil midir? Dün darbecilerin karşısında, utanmadan, sıkılmadan, eğilip bükülüp irtica saptırma nöbeti tutup, jurnalleme yapanlar, bugün iktidarın her dediğine kayıtsız şartsız teslim olup el etek öpenlerdir. Yazıklar olsun bu çağdışı kafa yapısı ve totaliter yönetim anlayışına, dünün mağdur edebiyatçıları mağrurdur. Adil, objektif, eşit ve dürüst yayınıcılık bu ülkede bir gün herkes lazım olur.