O yüzden bu hayatta neyi ne için yaptığınızın sanılanın aksine önemi büyüktür.
Hele ki aldığınız kararlarla beraber, ortaya koyduğunuz irade sadece sizi değil, koskoca bir milleti ve ülkenin geleceğini tayin edebilecek kadar önemliyse, o vakit tercihlerinizin önemi daha da artmış olur.
Bu yönüyle 46 yıldır siyaset arenasında bulunan MHP, Türkiye ve Türk Milleti konusunda bu ülkede bulunan diğer siyasi partilerin hepsinden daha fazla hassas, haklı ve hakkaniyetlidir.
Çünkü son Türk devletini kurtaran ve kuran irade aynı zamanda bu devleti yaşatma konusunda da herkesten daha fazla sorumluluk hissetmektedir.
Bu yönüyle Türk Milliyetçiliği siyasetin fersah fersah ötesine geçen bir anlam derinliği ve kararlı irade ile yoluna devam eder.
Türkiye'nin daha güçlü yarınlara ulaşması için herkesten daha fazla sorumluluk aldığının bilinciyle hareket eder.
7 Haziran'dan bu yana şahsi bir takım hesaplarla birileri ülkenin geleceğini karanlık mecralara sürüklemek isterken, MHP'nin ortaya koymuş olduğu hassasiyet ve kimilerine göre "hayırcı" tutumunu bu ölçüde değerlendirmek gerekir.
Bölücülüğe, bölünmeye, zayıflamaya, Türk milli kimliğinin ve kültürünün yozlaşmasına, vatanın kan deryasına dönmesine, kardeş kavgasıyla içerisinden çıkılamaz bir döneme girilmesine "tümüyle siyasi hesaplarla" hareket eden birileri "her şeye evet demiş" olsa da, MHP Türk milleti için yanlış bulduğu, aleyhine olduğunu herkesten önce gördüğü, zarar vereceğine inandığı ne varsa hepsine "siyasi hesaplardan uzak" bir yaklaşımla hayır demiştir.
Dolayısıyla MHP'nin "hayırları" Türk Milleti'nin "hayrına" olanlardır.
Çünkü ülkemiz üzerinde hesap yapanlarla, PKK'nın bu zamana kadar ki taleplerinin her birine "evet" diyen güruha karşı MHP Türk Milleti'nin "hayırlarını" savunuyor.
MHP ölçüsünü ve doğrularını nefsi değerlendirmelerle değil, milli şuur ve ahlakla ortaya koyar ve gereğini yapar.
Demokrasiye bağlılık duygusundansa ödün vermez.
Şüphesiz ki MHP'nin bu duruşu 7'den 70'e bu ülkede yaşayan herkes tarafından bilinir.
Bir yerde ihanet varsa MHP orada yoktur, bir yerde şehit kanları üzerinden pazarlıklar yapılıp teröristler baş tacı ediliyorsa MHP orada asla durmaz, bir yerde milletin hakkı elinden alınmaya gayret ediyorsa MHP asla orada bulunmaz, bir yerde millet aldatılıyorsa MHP orada var olmaz…
Dahası tüm bunlar olurken herkes geri çekilse, korksa, sinse dahi MHP duruşundan asla taviz vermez, kararlılığından hiçbir şey kaybetmeden millet için doğru olan ne gerekirse onu yapar.
Peki, MHP 7 Haziran'dan bu yana gerçekte neye, niçin hayır demiştir?
1-MHP sözde çözüm sürecinin devam ettirilmesine hayır demiştir.
Çünkü adına çözüm denilen sürecin çözülmeyi getirdiğini, PKK terörünü bitirmeyip tam tersine güçlendirdiğini, kardeş kavgasını körüklediğini, sonunun iç savaş ve parçalanma olduğunu daha ilk gönlerden görmüş ve bugün gelinen noktada ise haklılığı ortaya çıkmıştır.
2-MHP Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesine hayır demiştir.
Çünkü vatanın ülkesi ve milletiyle beraber bölünmez bir bütün olarak kalmasını istemiştir. Türkçe'nin korunması, sözde Kürt devleti senaryolarının konuşulduğu BOP'da başka yerleri "bir yıldız yada merkez yapma" çabasına karşın başkentimizin Ankara olarak kalmasını, Türk Bayrağı'nın yanına başka bir bayrak eklenmemesi, İstiklal Marşı'nın korunması gerektiğini savunmuştur.
3-MHP, 17-25 Aralık dâhil tüm yolsuzlukların üzerinin örtülmesine hayır demiştir.
Çünkü milletin hakkının başkaları tarafından gasp edilmesine, çalınmasına karşı çıkmıştır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak ve hakkı, hak sahibine teslim etmek istemiştir.
4-MHP hangi gerekçeyle olursa olsun, Cumhurbaşkanının anayasayı ihlal etmesine, tek adama dayalı karanlık bir rejime kapı aralanmasına hayır demiştir.
Çünkü ülkede yönetim krizi yaşansın istemiyor ve egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait olduğu gerçeğinin korunmasını arzu ediyor.
5-MHP azınlık hükümetinin kurulmasına hayır demiştir.
Çünkü Türk Milleti'nin vermediği "tek başına iktidar yetkisini" bir başkasının millete rağmen veremeyeceğini bunun milli iradeye yapılmış olan en büyük saygısızlıklardan birisi olduğunu düşünüyor.
6-MHP erken seçime hayır demiştir.
Çünkü Türkiye'de henüz seçim yapılmışken ve gittikçe kalıcı hale gelen meseleler varken, bunlar karşısında milli iradenin gereğinin yerine getirilmesini ve koalisyonun kurulması gerektiğini düşünmüştür.
7-MHP seçim hükümetine hayır demiştir.
Çünkü öncelikle seçim hükümeti bahanesiyle PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP'nin iktidara taşınmasına karşı çıkmıştır.
8-MHP koalisyon kurulmasın için sunmuş olduğu dört şartının kabul edilmediği her hesaba hayır demiştir.
Çünkü sunmuş olduğu bu dört şartın Türkiye'nin hali hazırda problem arz eden meselelerin çözümü olduğunun ve milletin de 7 Haziran'da bu iradeyi ortaya koyduğunun bilinciyle, yine milletin verdiği kararın korunması gerektiğini savunmuş ve bunu korumuştur.
Oysa MHP dört şartının kabul edildiği HDP haricindeki herkesle koalisyon yapmaya hazır olduğunu açık yüreklilikle her defasında söylemiştir.
Durum böyleyken, PKK'ya evet deyip, MHP'ye hayır demek birilerine zor ve zül gelebilir.
Zaten AKP ve yandaşlarının MHP'yi bu yönde tanımlamalarından başka daha doğal bir durum da olamaz.
CHP'nin AKP'ye özenerek MHP'ye yine "hayırcı" yakıştırmasını yapması ise bambaşka bir komedi konusudur.
Zira AKP'nin her şartına "evet" diyenlerin bir netice alamadıkları, yani koalisyon kuramadıkları, aldatıldıkları ortadadır.