GÜNDEM

MHP'DEN KURULTAY VE SEÇİM SÜRECİ AÇIKLAMASI


Semih Yalçın'ın yaptığı yazılı açıklama şu şekilde:

Bilindiği gibi Milliyetçi Hareket Partisinde 17 Kasım 2014 tarihinden bu yana 11. Olağan Kurultay süreci yaşanmaktadır. Bu çerçevede il ve ilçe teşkilatlarımızın kongreleri yapılmakta olup Şubat ayı sonuna kadar bütün kongrelerimiz tamamlanmış olacaktır.
İl ve ilçe kongrelerimizin ardından 11. Olağan Büyük Kongremizin 21 Mart 2015 Cumartesi günü gerçekleştirilmesi hususu bugünkü MYK toplantısında karara bağlanmıştır. Kurultayımız, anılan tarihte Ankara’da Arena Spor Salonu’nda yapılacaktır.
Ankara Arena’da Büyük Kongreye ilişkin hazırlık çalışmaları ise 1 Mart 2015 günü yapılacak il başkanları toplantısıyla başlatılacaktır.
Diğer taraftan bugün yapmış olduğumuz MYK toplantımızda partimizin “bütün seçim çevrelerinde seçime girmesi” ve milletvekili adaylarının tespitinin “merkez yoklamasıyla” yapılması karar altına alınmıştır.
MHP, milletvekili aday adaylık başvuru ücretlerini de tespit etmiştir. Engellilerden aday adaylığı başvuru ücreti talep edilmeyecektir.
Erkek kadın ayrımı yapılmaksızın milletvekili aday adaylığı başvuru ücreti 2000 Türk lirası olarak tespit edilmiştir.
Bunun yanı sıra MHP’nin seçimlere yönelik propaganda ve tanıtım faaliyetlerine de hız verilmiştir. Partimizin kimliğini ve siyasi konumunu yansıtacak olan seçim konseptine ilişkin seçim müziği ve sloganlardan afiş ve billboard tasarımına kadar bütün detaylarla ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Önümüzdeki günlerde partimizin seçim konsepti hakkında kamuoyuna detaylı bilgi sunulacaktır.
Partimizin en önemli propaganda vasıtalarından biri, önceki seçim dönemlerinde olduğu gibi açık hava toplantıları olacaktır. Bu çerçevede seçimlere kadar bazı illerimizi kapsayan bir dizi temalı miting yapılması planlanmaktadır. Temalı mitinglerle ilgili ayrıntılar da daha sonra kamuoyuyla paylaşılacaktır.
“Nefesimiz Ensenizde Olacak!” şeklindeki ilk temalı mitingimiz, önümüzdeki Pazar günü yani 8 Şubat’ta Kırşehir’de yapılacaktır.
“Nefesimiz Ensenizde Olacak!” temasının seçilme sebebi, seçim meydanlarına inerek anayasal görevini istismar ve ihlal eden Tayyip Erdoğan’a yerinde cevap vermek içindir. Sahip olduğu devlet imkânlarını kullanarak bütün açıklarını kapatan, bütün yolsuzluk ve hırsızlık delillerini karartan, bütün hukuksuzlukları yalan ve iftira perdesiyle örten, “Yeni Türkiye” yaveleriyle Cumhuriyet yerine dikta rejimi kurmaya çabalayan, eyalet sistemi getirme bahanesiyle topraklarımızın bir kısmını bölücü terör örgütüne bırakarak milletimize ihanet kuyuları açan iktidar partisinin ensesinde boza pişireceğimizi duyurmak içindir.
Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde siyaset bu kadar kirlenmemiş, hiçbir iktidar bu derece vahim Anayasa ve yasa ihlalleriyle devleti temellerinden sarsmamıştır.
Hakikat böyle iken Tayyip Erdoğan’ın yeniden başkanlık sistemini tartışmaya açması iyi niyetle açıklanamaz. Erdoğan; siyasi hayatı çelişkilerle, birbirini yalanlayan açıklamalar ve hukukun üstünlüğünü yok sayan tavırlarla geçen bir kişidir. Erdoğan bugün evet dediğine yarın kolayca hayır diyebilmektedir. Buna sayısız örnek verilebilir. Erdoğan siyasi bir figür olarak daha büyük gaf ve hataları cumhurbaşkanlığı döneminde yapmaya başlamıştır. Anayasa’da cumhurbaşkanının yetkileri açık şekilde tarif edilmişken hâlâ AKP’nin genel başkanı ve başbakan gibi davranmaktadır. Kaçak Saraydan AKP’yi ve hükûmeti yönetmeye devam etmektedir. “Ben farklı bir cumhurbaşkanı olacağım.” diyerek pervasızlığını ortaya koymaktan da imtina etmemiştir. Tayyip Erdoğan milletin gözlerinin içine baka baka “Ben Anayasa ve yasaları tanımıyorum. Türkiye’yi keyfimce yöneteceğim.” demektedir. Bu tutumunun hiçbir meşru dayanağı ve hiçbir yasal tarafı yoktur. Bir cumhurbaşkanı Anayasa ve yasaları yok farz ederek devleti yönetemez. Yönetmeye kalkarsa suç işlemiş olur ve meşruiyeti tartışılır. Millete ait olan en yüksek makamın onurunu ve tarafsızlığını koruyamadığı için de muaheze edilir.
Bir cumhurbaşkanının seçim mitingleri düzenleyerek iktidar partisine oy istediği görülmüş şey değildir. Bu trajikomik ve vahim bir durumdur. Tayyip Erdoğan, nevi şahsına münhasır bir yönetim biçimi icat etmiş, keyfince uygulamaktadır.
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı yetkilerini aşmakla kalmamakta görevini kötüye de kullanmaktadır. Bu anayasal bir suçtur. Erdoğan Anayasa suçu işlemektedir. Erdoğan, bütün yasaları ihlal etmektedir. Hukuk, gözlerimizin önünde sorumsuz cumhurbaşkanının ayakları altında ezilmektedir.
MHP olarak bu hukuksuz iktidarın yakasını, hırsızlıkların ve yolsuzlukların peşini bırakmayacağız.
Tayyip Erdoğan’ın oturduğu muazzez makamı daha fazla istismar etmesine seyirci kalmayacağız.
MHP haberlerini sansürleyen, partimizi görmezden gelen yandaş televizyon ve gazetelere rağmen halka gidecek ve bunları birer birer sabırla anlatacağız.
2015 Genel Seçimleri yaklaşırken sürekli gündemimiz, Kaçak Sarayında oturmayıp kapı kapı gezerek AKP’ye oy isteme garabetine devam eden Tayyip Erdoğan olacaktır.
Onun hukuk ihlallerini ve görevini nasıl kötüye kullandığını bıkıp usanmadan dile getireceğiz.
Erdoğan’ın suçlarını ve Başbakan Davutoğlu’nun çizdiği hayali pembe tabloları birer birer afişe edeceğiz. Hırsızlık ve yolsuzlukları unutturmayacağız. Milletimizin daha fazla aldatılmasına, kandırılmasına izin vermeyeceğiz. Federatif yapı adı altında Türkiye’nin bölünüp parçalanmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu uğurda göğsümüzü seve seve siper edeceğiz.
AKP’nin 12 yılı aşkın iktidarında hayli mesafe alıp topraklarımızda ayrı devlet kurma rüyaları görenler, bunun geçici olduğunu bilmelidirler. Bu kof rüyaların ömrü de AKP iktidarının nefesi kadardır. Millet bu iktidarı geldiği yere gönderecektir.