Geçtiğimiz hafta kısa bir iş seyahati için İtalya Milano'daydım.. Milano, İtalyanın tarihi dokusunu 21. yy da da koruyan nadide bir şehir. MÖ 222 yıllarda kurulduğu yazıyor.Roma İmparatorluğu döneminden kalma eserler hala ayakta buna karşın sonradan yapılan eserler şehrin kurumsal kimliğine uygun inşa edildiğinden Roma dan sonra en çok turist aşlan şehir olmuş.Nufusu 7.4 milyon. Metro ile toplu taşımayı yıllar evvelinden çözmeleri metropollerde yaşanan trafik Milan’da pek zorlamamış. Şehir imar usulleri tarihi dokuyu koruyarak yol almış, bu sebeple bej, turuncu,yeşil civit veya kireç renkli boyalı dış cepheli binalar yok. Öte yandan civar şehirlerden, “gidelim de Milan da başımızı sokacak bir evimiz olsun denmediği” ne kanat ediyoruz. Bunun yanında Milano, İtalya’nın şehir merkezinden uzaklaştırılmış alanlarında tasarım, tekstil ve bacasız sanayi şehri. FieroMilano daki fuar merkezi ise Dünya ticaretine damgasını vuran fuarlarla Amerikadan Çin ve birçok gelişmiş ülkesine ev sahipliği yapıyor. …. Bu kısa notlardan sonra alınacak dersler; - Tarihi şehirlerde inşaatlar “şehrin silüetini” koruyarak yapılmalıdır. Ve karar verilmelidir; İSTANBUL BİR TARİHİ ŞEHİR MİDİR BETON YIĞINI MI? - Yerler taşlarla döşenerek tarihin izi korunmuştur. O taşların tamamının 2000 yıllık olduğu söylenemez ise, “yeni devirde eskitilmiş taş” hatta; “taş yüzeyi pürüzlüğünde hazır betondan taş” da bir çözüm olabilir. Neye karşı? Yılda bir sökülüp yeniden yapılan şehrin otantik yapısını bozan asfalta karşı. - Dünya tek millet olsaydı, İstanbul başkent olurdu diyen Napolyon Bonapart’ın ifadesi ile Avrupa ve Asya’yı birden barındıran İstanbul; “AVRASYA FUAR MERKEZİ” adı ile Milan’dakinden daha büyük bir fuar alanını sağlayabilirdi.(Fiero Milano 15 TÜYAP büyüklüğünde) Hazerfan Havaalanı yanına göl manzaralı devasa bir fuar alanı gitmez mi? Hava otobüsü,metro ve 50 kişilik heklikopter servisi ile Atatürk havaalanından bir de İstanbul turu… Ne dersiniz? - İzmir Efes Antik kentindeki sutunlar kullanılarak cam cepheler yerine otantik AVM olmaz mıydı? - Milan, moda ve gastronominin kalbi durumunda. Hani Osmanlı mutfağı dünyada en eski mutfaktı? Lahmacunu kağıt kalınlığında yaparsak kalın lahmacunu da PİZZA diye yeriz. Buğdayın başkenti Konyadan başta erişte olmak üzere makarnayı çeşitleri ile doğru servis edemezsek, spagetti bolonez, körili noddle, Gnocchi,penne arabiata makarnaları yeriz, ya da kalın köfteyi hamburger adıyla… - 2014 yılının Expo Milan fuar tanıtımları daha bu fuar takviminde iken Milanonun en işlek merkezi Duamo da tüm ülkelerin bayraklarıyla şimdiden tanıtılıyordu. Bir sonraki yıla kimseler başka yere program yapmasın diye !.. Not: Mustafa Kemal, 1 Haziran 1926 da Kadiköy Limanı'ndan 12 Avrupa ülkesinde 16 limana 180 yolcu ve 105 mürettebatla 86 gün süren yüzen gemi fuarı ile; gittiği yerlerde 60 bin kişi ziyaret etmiş, hacıbekir lokumlarından, Türk Kahvesine, Ankara tiftik keçisinden Isparta halılarına tanıtımı yapılmış, sonra da İzmir de uluslar arası fuar açılmıştı.Fuarlar, iktisadi girişimin lokomotifidir,fuarı avrupaya öğreten bizler şimdi onların %25 inde bile değiliz. - -İtalya başta olmak üzere Milano için tarihi kahramanların bina büyüklüğünde heykelleri bütün ihtişamı ile meydanlarda. Adamlar tarihlerine sahip çıkıyorlar. Çamlıcanın tepesine Amerikadaki özgürlük heykeli yüksekliğinde Fatih Mehmet Han’ın anıtı gitmezmiydi. Çağ açıp çağ kapayan zatın ihtişamı uçaktan dahi görünse gitmez miydi? Binalara verilen kat ruhsatları ataların heykellerinden esirgendi. Bursa’ya onca asaleti ile atamız-dedemiz Osman Gazi gitmez mi? de AVM lerin ortasında minik bir büst ile yetinildi.. Alex de Souza nın nın ki kadar alaka gösterilemedi. (Not: tamamen metal bloklardan mamul Eifel Kulesi Parisin nişanesidir, Paris her yıl 8,4 milyon turisti tek başına alır.İstanbul ise, 3,2 milyon turist alır)
Eğer bir şehri yüzlerce yıl anılarıyla yaşatacak bir planınız varsa, binlerce yıl ayakta tutanların programından ders almak lazım. Beton satarak şehirler kurulmaz, sanat mimari tasarım ve akıl teri dökmek lazım. İstanbul için yerel yönetimlere aday olanlara bir önerim daha var. - Her yerel yönetim tarihi İstanbul evleri projelerini başlatsınlar. Tarihi mimariyi projelerine versinler. 250 bin TL ye sattıkları daireler 350-400 e gider. Hem tarihi imzayı taşır, hem de civit mavisine boyanmamış olur. Şimdi böyle dedik diye, istermisiniz OTTOMANCİTY, SELCUKIUM, OSMİUM,BEYAZİTOWER koysunlar !.. Neyse !... Yine de mutlarımıza değmesi dileklerimizle zaman ayırdığınız için teşekkürler…