Milliyetçi Ülkücü Harekete karşı siyasi iktidar tarafından edilen ağır hakaretler!

Son zamanlarda basında olsun, medyada ve sanal alemde olsun, Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve Lider Devlet Bahçeli beye, Ülkü Ocaklarına ve ülkücülere ciddi karalama kampanyaları, ağır suçlamar ve hakaretler meydana gelmektedir. Hakarete, küfre ve kine dayalı eleştiriler, kırıcı, ayrıştırıcı ve itici sözler dile getirilmektedirler.

Özellikle Başbakan Erdoğan ve onun kurmayları bu tip söylem ve eylem içindedirler. AKP yöneticilerinide buna dahil olmaktadırlar.

Malesef zaman zaman bazıları bu oyuna gelerek, MHPye ve Lider Devlet Bahçeli beye yönelik çok ağır ve asılsız suçlamalar yapmaktadırlar. Değerli okurlarım şuan eleştirilmesi gereken kişi Devleti ve Milleti yöneten siyasi iktidar AKP ve Başbakan'mıdır, yoksa muhalefet partisi olan Milliyetçi Hareket Partisi ve Devlet Bahçeli beymidir? Sizce hangisi mantıklı?

O halde bir iki çift sözde biz diyelim dedik.

Başbakan Erdoğan ve kurmayları, siz değilmisiniz devletimizi sıfır sorunlu komşu ülkelerle SORUNLU hale getiren? Siz değilmisiniz, PKKnin bitme noktasına gelmişken yeniden HORTLAMASINI sağlayıp, siyasette önlerini açarak meşrulaştıran? Siz değilmisiniz, Türkiye'nin onlarca yüzlerce zengin kaynaklarını özelleştirme adı altında dış güçlere SATAN? Siz değilmisiniz, Türkiye'nin milli ekonomik tablasonu tarumar ederek çıkmaz hale sokan? Siz değilmisiniz, sadece VAN depremiyle başa çıkamayarak başarısızlığa uğradığınızı dile getiren? Siz değilmisiniz, Ruhban ve Patrikhane okullarını faliyete geçiren miyonlar akıtıp kiliseler yapan? Siz değilmisiniz, haçlı seferleri öven ve yere göğe sığdıramayan? Siz değilmisiniz, ''Askerlik yan gelip yatma yeri değildir'' diyen? Siz değilmisiniz, 30 bin şehidimizin katiline caniye SAYIN diyen? Siz değilmisiniz, çiftçiye ''Ananıda al da git'' diyen? Siz değilmiziniz, İrak işgalinde 1.5 milyon İraklı müslümanların kanına, ırzına giren ABDli askerlere sağ sağlim yurtlarına dönmeleri için dua eden? Siz değilmisiniz, PKK ile müzakere ederek ve konuşarak Apo canisinin isteklerini meşrulaştıran? Siz değilmisiniz, Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) güney doğudan çekerek günye doğuyu PKKya peşkeş çeken? Siz değilmisiniz, Özel Haraket Timlerini Kuzey Iraktan geri çeken? Siz değilmisiniz, Türk askerimizin kafasına cuval geçirldiğinde sesini çıkaramayan? Siz değilmisiniz ''Ben gürcüyüm eşim arap'' diyen? Türk olduğunu dile getiremeyen, ne mutlu TÜRKÜM diyemeyen bir insan sizce TÜRK devletini ve milletini yönetmesi ne kadar doğrudur?

Türk olmayan Türke baş olurmu?

Gelelim Başbakan Erdoğan'nın Milliyetçi Ülkücülere attığı iftiralara ve ettiği hakaretlerlere.

Türkiyede referandum öncesi ülkücü tabandan oy alabilmek için ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun ailesine yazdığı mektubu okuyarak timsah göz yaşlarını dökmeye. Neymiş efendim darbeci Kenan Evreni yargılayacakmış. Zaman aşımına uğramış bir olayı yargılanmasının söz konusu olamayacağını kendiside çok iyi bilmekteydi, fakat işine gelmiyordu.

Referandumu geride bıraktından sonra Başbakan Erdoğan'ın ülkücülere attığı iftiralara ve ettiği hakaretlere bakınız; Eli kanlı katiller, kafa tasçılar, ırkçılar, fatiha bilmezler. Birde demezmi ''Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alıyorum'' diye.

Anlayacağınız Türklüğe aykırı ve Türklükle bağdaşmayan ne kadar faliyet, çalışma ve girişim var ise AKP döneminde gerçekleştirilmiştir. Türk Devletinin milli üniter yapısı, ulus devlet yapısı, anayasanın ilk dört maddesi ciddi ciddi tartışılır oldu.

Milletimiz borç batağına batmakta, çiftçi kan ağlamakta, esnaf siftah yapamadan kepeng kapatmakta iken, MHPye ve Ülkücülere saldırmak haksızlık ve vicdansızlıktır.

Başbuğ Alparslan Türkeş üzerinden siyasi istismara kalkışan siyasi iktidar AKP, TBMMde bulunan MHP grubunun Üniversitelerin birine ''Alparslan Türkeş Üniversitesi'' adının verilmesine dair verdiği teklife RED oyu veren yine aynı AKP zihniyetidir.

Beş dakika önce dediğini inkar eden bir Başbakanla karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa üslubun bu kadar basitleştiği ve argolaştığı bir Başbakan görülmektedir.

Bakınız Devlet Bahçeli beyi eleştire bilirsiniz, fakat hakarete varan, rencide edici, karalamaya dönük eleştiriler ne ahlaka nede vicdana sığar. Belden aşağı vurmak, asılsız suçlamalar dile getirmek yanlıştır ve bu yanlıştan kaçınmalıdır.

Türkiyedeki siyasi liderler arasında dedikleri çıkan, dürüst, ilkeli, kişilikli, yalan söylemeyen, ahlaki değeri olan tek Lider Devlet Bahçeli beydir.

Ben bir Türk Milliyetçisi ve Ülkücü, Turancı olarak, MHPye ve Devlet Bahçeli beye, Ülkü Ocaklarına yönelik bu tür linç girişimlerine, karalamaya, aşağılamaya, küfretmeye, hakaretlere asla müsade etmeyeceğimi her alanda ve platformda mücadelemi davam uğruna vereceğimi belirtmek isterim.

Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve Ülkü Ocaklarına karşı içerden ve ya dışarıdan ciddi yıldırma girişimi bulunmaktadır.

Yazıma buradan Başbakan Erdoğan'a bir soruyla ve Hz. Mevlanın bir sözüyle noktalamak istiyorum.

Sayın Başbakan, başbakan olmadan önce nereye ve neye gittiniz? Kimden ve ne için emirler alıyorsun?

“Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de söyleyene bakarım adam mı diye.” [ Hz. Mevlana ]

Dünyayı Türkçe oku ve takip et. Türkçe düşün, konuş ve yaşa. Türkçene sahip çıkmaz isen, kimliğin gider. Kimliğin gider ise, kişiliğin gider.

26 Eylül TÜRK Dil bayramımız kutlu olsun. Sevgi, saygı ve dua ile Rıfat Paça – 26.09.2013