MUHALEFETiN İLÇE BAŞKANI BELEDİYEDE NE ARAR?

İlçe başkanı olduğum dönemde muhalefete mensup bir siyasi partinin ilçe başkanını AKP toplantılarında, belediye başkanı ile nerede ise kol kola, kamu erkanı yerel genel yöneticilerle sıkı fıkı görünce nezaket sınırları içinde hukukumuza güvenerek uyarmıştım. Muhalefet partilerinin görevi kamu adına, millet adına iktidara muhalefet etmektir. Daha fazla varlığını yerel ve genel iktidara mahallinden muhalefet yaparak, eğriyi, kusuru, noksanı, hatayı, yetersizliği ve çaresizliği ortaya koyarak, halka hizmet etmekle görevlidir.

Özellikle yerel seçimlerde ahbap çavuş ilişkileri ile, bazen küçük nemalanma ve menfaatlerle, kamu adına gerçekleri dillendirmekle görevli parti, muhalefette olsa kamuya karşı görevini yapmayarak görevini sekteye uğratıyor. Şehir büyükte olsa küçük bir çevreye partiyi tutsak edenler, zaten biri birlerini iyi tanıyorlar. Muhalefette olsa “iş bilenin kılıç kuşananların” için seçim için olması gereken siyasal yapılar, birçok yerde geçim kapısı haline geliyor. Ne işi yapıyorsun? Sorusana, tatmin edici cevap veremeyen yönetici, bakıyorsun Karun olmaya aday olmuştur.

Kim mi bunlar “İstanbul veya Türkiye kazan kepçe gibi dolaşanlar” kepçeyi kimin kafasına patlatacaklarını iyi tespit ederler. Muhalefet partisi hem demokrasinin gereği, hem de farklı yaratılmaktan kaynaklanan, halkın lehine olan görüşleri dillendirmekten sorumlu değmidir? Gelecek seçimlere kamuoyu oluşturmak,halka partinin görüşlerini anlatmak, sempati, ilgi toplamak, partiyi büyütmek, için çok daha rahatça, belediye başkanından daha da fazla çalışmak, muhalefet temekle mükelleftir. İşini bilen belediye başkanının oluşturduğu akvaryumu, okyanus zannedip, sınırlarını küçük menfaatlerin çizdiği, muhalefet anlayışı kanser gibi bir mikroptur. Bu mikroplar acilen tedavi edilmezse sosyal ve siyasal bünyeyi sarar bunun sonu bitiştir tükeniştir. Yemi verilerek kontrol ve etki altına alınan bir ilçe ne yapar? Bunlar bu ülkede olur mu? Bu sorunun cevabını siyaset kurumu aramalıdır? O’nu ait olduğu partinin başarısından çok değil kendi ikbal ve menfaat düzeninin sürdürülmesi ilgilendirir.

Ağbimiz diye belediye başkanının adı verilerek cereyan eden omurgasız ilişkiler, sanki aynı anadan ve babadan olma samimi edebiyat, aslında bu omurgasız siyaset tarzı midesi olan herkesi tiksindirir. Bu yol olur yordam olur,iz olur,emsal olur geçimini nereden sağlıyorsun? Sorusu öncelikle siyasetçinin cevaplandırması gereken öncelikli sorudur. Bu soruya tatmin edici cevap veremeyeni, veya vermekten kaçınanı parti yöneticisi değil gece bekçisi bile yapılmamalıdır. Belediye ile kimin ne işi olur? Makul yerel yönetim faaliyetleri ile kentte yaşayan herkes ilgilidir. Muhalefet ancak adam gibi muhalefet yaparak halkın, şehrin sorunlarını yerel ve genel yönetim anlayışını, insanların gönüllerine nakşedecek bitmeyen bir aşka çalışarak parti ancak büyütülür.

O makamlar Kurban kesim yeri ayarlama, kat, inşaat, imar ayrıcalığı elde etme gibi şahsi imtiyaz elde etme yeri değildir. Veya tespit edilen hukuksuzlukları siyasal şantaj ve pazarlıklara, imar rantına pazarlık yapma ahlaksızlığı, kokuları kentleri sarmıştır. İstanbul’da bu açıdan AKP ve CHP imar rantı paslaşması masaya yatırmalı deşifre edilmelidir. Bu imar kararlarının iki parti tarafından oy birliği ile çıkmasını belki yasalara uygun hale getirebilirsiniz ama vicdanlara asla uyduramazsınız. Bazen bunlar teşkilat adına denilerek, çapsız, aciz insanların kendilerine menfaat edindikleri utanç uğraşlarına dönüşüyor. İktidar elbette icraatları ile eleştirilmeye, tetkike, araştırılmaya muhalefete tabidir. Muhalefette yeterli muhalefet yapıp yapmadığı, ilişkileri itibariyle yerel ve genel yönetimin menfaat halkası olup olmadığı, konusu da mercek altına alınması gerekir. Sağlıklı işleyen bir demokrasi adına, ilkeli, dürüst, temiz bir iktidar arzusu kadar, aynı hassasiyetle muhalefettin onurlu varlığı şarttır. Kamu ve parti görevleri ne iktidar nede muhalefet partileri için akçeli ilişkileri sinsice yönetmek servetlere servet katma makamları değildir. Soma’da aslında ekmek arayan kara sürülmüş ter akıtan berrak yüzler ve şehit yakınlarının akıttıkları gözyaşları bu ilişkileri aydınlık geleceğimiz adına yıkamalıdır.