TRT'de Mustafa Yıldızdoğan gibi Ülkücü milliyetçi sanatçılar yasaklıyken, bizlerin İlçemize getirmediğimiz Ülkücü sanatçı kalmamıştı. Ektiğimiz tohumlar, diktiğimiz fidanlar 15 Temmuz direniş ruhunu oluşturdu.
Mustafa Yıldızdoğan'ın "Türkiyem" parçası, İstiklal marşından sonra Türk milletinin dünyada en çok okunan parçası olmuştur. Sokaklarda milli marş gibi söylenen o türkünün sözleri, bizim de hemşerimiz olan Gümüşhaneli Dilaver Cebeci’ye aittir. Bu güzel sözleri çok içten yorumlayıp, o türküye kendi ruhunu ve milletin ruhunu katan Mustafa Yıldızdoğan'a yürekten teşekkür ederiz.
O türkü ülkenin meydanlarını ateşledi. Milli direnci alevlendirdi. Gönülleri tutuşturdu. Yürek yangınları adeta kor oldu... feryat figan İle etten ve kemikten kaleler oluşturuldu. Çanakkale ya da İstiklal harbi ruhu geri geldi. Bu direnç ile 15 Temmuz ihaneti def edildi.
İşte bizler, FETÖ çok moda iken bu direnç ikliminin inşasına ve gençlerin yetişmesine bir ömür ve Servet harcadık. Milletime Ülkücü-Milliyetçi harekete anamın ak sütü gibi helal olsun. Karşılığını sadece Allah'tan bekledik.
Bu uğurda çaba harcayan, ter akıtan, gazi ve şehit olan herkese minnettarız. Bugünlere 15 Temmuz öncesi ve sonrasında milyonlarca şehit vererek geldik. Bu bayrak inmeyecek; ezan susmayacak; Türk milleti, vatanı ve devleti kıyamete kadar bölünmeyerek yaşayacaktır.
İşte bu nedenlerle "Türkiyem" Türküsü ile bayraklaşan Mustafa Yıldızdoğan'a ve Dilaver Cebeci’ye... aynı zamanda Osman Öztunç'a “Can Mehmed’im” türküsü İle devlet Onur ödülü verilerek milli direnç ruhu ölümsüzleşmelidir!
Sabri Şenel