“Musul için” savaşa katılma kararı alındı...


Yüce Rabbim mekanlarını Cennet eylesin. Büyük Türk Milletinin tekrar tekrar başı sağ olsun. Rabbim, kederli ailelere peygamber sabrı nasip etsin.

“Sıkıntılı”  tanımlamasının çok yetersiz kaldığı çok zor günlerden geçiriyor Türkiye. Daha sıcak daha zor günler yaşayacağımızın açık işaretleri var. Lafı, fazla eğip bükmeyelim. Önemli bir makas değişikliği gerçekleşiyor. Orta Doğu bataklığında ordusu ile sıcak savaşa girmeyen Türkiye karar değiştirdi; TSK’nın, koalisyon güçlerinin Nisan-Mayıs ayı içinde Musul’dan başlatmayı planladığı IŞİD’e karşı büyük temizlik operasyonuna aktif olarak katılması kararı aldı.

Başbakanlık ve TSK çevrelerinden ulaştığım bomba haberin önemli detaylarını aktarmadan kısa bir zaman turu atalım.

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, 19 Şubat’ta Suudi Arabistan’ın başkenti  Riyad’da koalisyon güçleri Genelkurmay Başkanları toplantısına katıldı. Burada, IŞİD’i, başta Musul olmak üzere bölgeden temizleyecek büyük operasyonun kararı alındı.

Türkiye’nin operasyona aktif katkı sağlayacağı  kararı bildirildi. Askeri çevreler, koalisyon güçleri operasyonunun Nisan-Mayıs ayı içinde yapılacağını belirtiyor. Riyad toplantısı sırasında;  “Şah Fırat” operasyonu gerçekleşmeden hemen önce; Dışişleri

Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, ABD Ankara Büyükelçisi John Bass ile  “eğit-donat”  mutabakat metnini imzaladı. Sinirlioğlu, operasyonu beklemeden Washington’a uçtu. “Eğit-Donat”  mutabakatının imzalanması Türkiye’nin koalisyon güçlerinin harekatına katılacağını kabul etmesinin ilk önemli işaretiydi. Arkasından  “Şah Fırat” operasyonu için sıralanan IŞİD gerekçelerini tekrarlamaya gerek yok.

Dışişleri Müsteşarı Sinirlioğlu, Amerikalılarla, koalisyon güçlerine Türkiye’nin vereceği aktif katkının şartlarını görüşüyor. Başbakanlık çevrelerden aldığım bilgilere göre, Musul operasyonuna katılma kararı Ahmet Davutoğlu’nun   “masada olmamız için, ileride söz hakkımız olması için, operasyona aktif olarak katılmayız”  gerekçesiyle alındı. Ve Genelkurmay’a da bu yönde kesin kararlılıkla talimat verildi.

Askeri çevreler ise Musul operasyonuna hava gücü ile destek olunmasını en yakın seçenek olarak değerlendiriyor. Kara unsurları ile destek de olasılıklar arasında. Diğer talepler de masada; İncirlik ve daha fazla sayıda üs kullanımı, lojistik ve insani destek için Türk kara yollarının kullanımı.

TSK, savaş için hazırlıklarını yapıyor. Bunun yanında büyük bir sıkıntı var; Türkiye’de uyuyan IŞİD hücreleri. Kaygı Hükümete de iletildi.

Tam bu noktada, yakın zamanda “Başbakan”  Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı  “Misak-ı Milli’yi yeniden tanımlayalım” çağrısını hatırlamakta, koalisyon güçleri ile yapılacak ve bizlere “Musul’un fethi” olarak sunulacak operasyonun 7 Haziran seçimleri öncesine denk düştüğünü hatırlatmakta fayda var. Rahmetli Turgut Özal da Körfez savaşı sırasında 1 koyup 3 almayı çok hayal etmişti. Şam’ı düşlerken Süleyman Şah gitti. Musul’u hayal ederken bakalım başımıza neler gelecek?..

Geçen yazımda, Neçirvan Barzani’nin uçağı ile çapulculara Ankara’dan gönderilen 500 milyon Dolar’ın nedenini sormuştum. İş daha da berraklaştı değil mi?..

Süleyman Şah Saygı Karakolu ile terk ettiğimiz Türk topraklarından sonra savaşın içine dahil olarak katkı sağlayacağımız IŞİD operasyonlarından dolayı bizi masaya oturturlar mı?..

Başta Musul olmak üzere bize bir pay düşer mi?..

O da sizlerin engin algı takdirine kaldı!..

Perde arkasında kalan  “Şah Fırat”  operasyonu detayları ile devam edelim.

Operasyon sırasında devlet kurumları arasında kapışma olmuş. Düğmeye basılıp yola çıkıldığında PYD/PKK unsurları ile koordine kuran MİT, karargâha, YPG’nin  “Kanton meclisinden izin çıksın”  talebini iletmiş.

Ahmet Davutoğlu’nun tereddüt
geçirdiği anlarda Genelkurmay Başkanı Necdet Özel devreye girerek  “basın geçin”  emrini vermiş.

Askeri çevreler, yandaş medyaya aksedenin aksine, söz konusu kararlılığın Özel tarafından sergilendiğini ileri sürüyor.
PYD/PKK desteği iddiaları da askeri çok fazla rahatsız etmiş. Bir kaynak,  “Bizim terörist unsurlarla hiçbir görüşmemiz olmadı. Söz konusu koordinasyon MİT tarafından yapıldı. Operasyondan 2 gün önce 150 özel kuvvet mensubu bölgeye giderek geçiş güzergahında lazerli işaretleme yaptı. Birliğimiz gece görüş gözlükleri ile bu işaretlemeleri takip ederek gitti. Yol boyunca keskin  nişancılarımız önceden konuşlandırılmıştı. Peşimize bir kaç araba ile takıldılarsa ne olacak? Ne hükmü var?..

Düşünün, gece evinize giderken yolunuza bir kaç it çıkıyor. Size saldırmadan kafalarına odunla vurur musunuz?”  dedi.
Operasyon esnasında Halit Avcı’nın şehit düştüğü kaza Türkiye sınırına 19 kilometre yaklaşıldığında meydan geldi.

Avcı, kaza anında henüz can vermemişti. İlk müdahale konvoydaki askerî ambulans tarafından yapıldı. Sınırımızda hazır bekleyen askerî helikopter anında havalanarak kaza yerine indi. Avcı, Türkiye’ye getirilirken havada şehadet şerbetini içti.

Bugünkü MGK, tarihin en kritik toplantılarından birini yapacak!..