Aylardır hazırlıkları yapılan, redaksiyonu bile haftalar süren paketle neyin paketlendiğini zaten tahmin ediyorduk. Artık bütün ayrıntıları ortalığa saçılmış ve tahminler doğru çıkmıştır. Bu durum ortadayken, sayın başbakanın çaresizlikle muhalefeti hedef alması ve "pakete ne diyeceklerini artık ezberledik" demesi, aslında neyin ustası olduğunu da belgelemektedir.
Herkes çok iyi bilir ve kabul eder ki, neredeyse 10 yıldır konuşmaları birbirinin tekrarı olan, içi boş övünmelerini artık herkesin ezberlediği bir lider varsa, o da sayın başbakandır. Bunun karşılığında bugüne kadar bütün tespitlerinde şaşmaz bir isabet sağlayan, tek parti lideri ise sayın Devlet Bahçeli'dir. Nitekim paket değerlendirmelerinde bu durum bir defa daha tescil edilmiştir. Sayın Bahçeli, paketin içinden ne çıkacağını, başbakanın ne söyleyeceğini önceden ifşa etmiştir. Paketin açıklanmasından bir gün önce sorduğu soruların ve öngörülerin nasıl bir isabet sağladığını dünkü yazımızda örnekleriyle ortaya koymuştuk. Bugün tekrar o konuya girmeyeceğiz.
Sayın Bahçeli yeni dönemin ilk grup toplantısında paketin ayrıntıları ilgili çok çarpıcı değerlendirmeler yapmıştır. O değerlendirmelerin satır başlarını hatırlatmanın, AKP'nin ne yaptığını, neye ve kime hizmet ettiğini, hangi değerleri nasıl ayaklar altına aldığını bir defa daha ortaya koymak bakımından faydalı olacağı kanaatindeyim:
PAKETİN İÇERİĞİ
Bu paket yapılan pazarlıkların sonucudur. Bu paket PKK'nın elinden, İmralı canisinin de tezgâhından geçmiş, sözde Akil İnsanlar Heyeti'nin raporlarıyla harmanlanmıştır. Uzun süre beklemesinin esbabı mucibesi budur. Demokratikleşme paketinde Türk milleti yoktur, TBMM iradesi yoktur, milletimizin beklentisi asla yer almamıştır.
HANGİ MİLLET?
Acaba milletimiz, demokratikleşme paketinin neresine onay vermekte, nesini beğenmektedir? Başbakan'ın millet dediği yandaş ve bölücü emellere kapılanmış dürüstlüğü muamma olan bazı anket ve kamuoyu araştırma şirketleri midir? Açıktır ki, bu ihanet ve teslimiyet belgesinin patenti teröristbaşı ve kanlı terör örgütüdür. İmralı canisi dayatmış, Başbakan sinmiştir. PKK tehdit etmiş, Başbakan verdiği sözlerin gereğini yapmak zorunda kalmıştır. Bu paketle birlikte bölücülük bir adım daha mesafe almış, özerklik, federasyon, konfederasyon ve bağımsız Kürdistan amacına biraz daha yaklaşılmıştır.
MİLLETVEKİLİ YEMİNİ
Artık TBMM'de görev alan tüm milletvekilleri kendilerini gözden geçirmeleri, milli ve manevi vecibelerin neresinde durduklarını kalben ve vicdanen değerlendirmeleri gerekmektedir. Unutmayınız ki, yeminini çiğneyen, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitleyen, sabote eden, etmeye de cüret eden kim olursa olsun, millet ve tarih nezdinde beddualarla anılacak ve de hain damgasını kalın harflerle alnına yiyecektir.
DEMOKRASİ !
Medyayı susturan sen, yandaşları kollayan sen, oy vermeyenleri dışlayan sen, muhalifleri sindirme edepsizliğine soyunan sen, partilere tezgah kuran sen, en ufak itirazları hakaretlerle savuşturan sen, şimdi kalkıp da demokrasi ve özgürlükte ahkam mı kesmektedir?
ŞEHİTLER
Ne zamandan beridir PKK'nın taltifi, ödüllendirilmesi ve dayatmalarının karşılanması aziz şehitlerimizin arzusudur? Sayın Başbakan, sende hiç mi vicdan, hiç mi akıl, hiç mi erdem kalmamıştır? Eli ve vicdanı kanlı katillere müjde verilmesini, şehitlerimizin, şehit analarının ve yakınlarının arzusu olarak lanse etmek kendini bilmezliğin dik alası değilse nedir?
MUHALEFETE AYAR
Başbakan Erdoğan iktidarı halletmiş, her şeyi tanzim etmiş, BOP'a bin takla atarak küresel projelerin eşbaşkanlığıyla sömürgeciliğin kapak yıldızı olmaya hak kazanmıştır da, şimdi sıra muhalefete mi gelmiştir? Başbakan Erdoğan, yabancıların ardı sıra uygun adımla yürümeyi millete ayak uydurmak mı sanmaktadır? Demokratik adap ve terbiyede, kendi dışındaki partilere ayar vermek, iftiralarla, dayanaksız sözlerle yer hatırlatmak var mıdır?
KİMLER MEMNUN?
Başbakan Erdoğan, büyük ekran televizyon hediye ettiği İmralı'daki müzakere ortağına dikkat çekici mesajlar göndermiş, ayaküstünde, milletimizin gözleri önünde ruhunu okşamıştır. PKK'nın Meclis ayağı BDP'nin sızlanmaları, eleştirileri de iş olsun torba dolsun kabilinden olup, yalnızca bir şey söylemek adına seslendirilmiştir. Yoksa bölücüler önemli bir mevzi kazanmış, PKK başarmış, istediğini tümüyle elde etmenin ucuna gelmiştir.
EŞ BAŞKANLIK
Bildiğiniz üzere, Seçim Kanunu'nun 15'nci Maddesi'ne bir ek yaparak, tüzüklerde yer almak ve 2 kişiden fazla olmamak kaydıyla, partilere eş genel başkanlık sistemi getirileceği Başbakan tarafından dillendirilmiştir. Burada Başbakan, BDP'nin fiilen yürüttüğü bölücü ve otoriteyi sarsıcı modeli genele şamil kılma arayışı içine girmiştir. Oldu olacak Başbakan resmiyette bunun ilk tecrübesini yapmalı, İmralı canisini partisine eş başkan olarak almalıdır.
ANADİLDE EĞİTİM
Başbakan Erdoğan, PKK'nın, bölücü çevrelerin taviz vermediği bu zorlamasına boyun eğmiş, tarihi bir zilletin tarafı olmuştur. Oysaki aynı Başbakan, 15 Ağustos 2013 günü, Türkmenistan dönüşünde uçakta, anadil eğitimiyle ilgili sorulan bir soruya; "Resmi okullar için de ve özel okullar için de böyle bir çalışma yok. Ne getirir, ne götürür kimse düşünmüyor. Biz AK Parti olarak ülkemizi bölecek konular üzerinde adım atmayız." cevabını vermiştir.
Başbakan Erdoğan ne olmuştur da, çok değil, 45 gün içinde çark etmiş ve yeni bir iki yüzlülük destanı yazmıştır. Demek ki, PKK bu süre zarfında öyle boğazını sıkmış, öyle bunaltmıştır ki, Başbakan sonunda ipleri teröristlerin eline vermiş, bölünmeyi makul görmüştür. Sözde akillerin istekleri de bir bir yerine getirilmiştir. Türkiye 45 günde fikir değiştiren bir Başbakan tarafından yönetilmektedir ki, bu hepimiz için acı bir gerçektir.
ANDIMIZ
Başbakan Erdoğan ve zihniyeti, her sabah yavrularımızın, Türk'üm demelerinin, doğruyum diye haykırmalarının, çalışkanım diyerek seslenmelerinin neresinden rahatsızdır? Sayın Başbakan bölücü terör örgütü bu kadar mı gözünü korkuttu, bu kadar mı aklını başından aldı?
Yarın çocuklarımızın aileleri okulları sardığında, hep bir ağızdan Andımızı okuduğunda Başbakan ve hükümeti ne yapacak, mesela bunlara da gaz sıkacak kadar gözü dönecek midir? Bu karanlık kampanya dikiş tutmayacak, yavrularımızı ve geleceğimizi PKK'ya havale etme, peşkeş çekme sinsiliği Allah'ın izniyle maya tutmayacaktır.
ORHAN KARATAŞ