OSMANLI BEY İSTANBUL HANIM EFENDİSİ OLMALIYIZ!
Dağa çıkarım, paketlerim, asarım keserim, kırarım, dökerim, yakarım, yıkarım, öldürürüm, bu ifadelerle bu alemde var olmak isteyenin sonu ya mezarlıklar, ya hapishaneler, ya da tımarhanedir. Yani adamlık, beyefendi, hanım efendi medeniyet değerleri sevgi, saygı, muhabbet, meşruiyet varılacak en son insani durak olmalıdır.
Müşterek ilke, kural, yasa, ülke ve ülkümüz olmalı, demokratik, milli hukuk devletini hayata geçirmeliyiz.
Ormanlarda yaşayan mahlukat doğalarının gereği işlerini güçle hallediyorlar.
Onların yaratılış esrarı, fıtratı bu şekilde yaşamayı gerektiriyor.
İnsanın davranışlarını tayin eden, ortak insanlık değerleri,dini ve milli değerler, bizimde uğruna hayatımızı verdiğimiz, Müslüman Türk milletinin değerleridir.
Öyle kaba kuvvetle,beden gücü ile delikanlılık gösterileri ile adamlık olmaz.
Nerede hanım efendi, nerede beyefendi, olacağını bilemeyenleri bekleyen buruk yüz karası pişmanlıktır.
İnsan babasına, atasına, kardeşine, eşine, çocuğuna ve yakınına dava arkadaşına partilisine veya insan olan kim olursa olsun kaba kuvvet kullanır mı?
Kaldı ki bunlar bir tarafa,insan olan meramını, işini ve gücünü insanca halleder.
Dava arkadaşlarına,eşine dostuna tanıdığına veya muhatap olduğu kim varsa kaba kuvvet gösterisi ile muamele eden,er geç karşısına çıkan daha büyük başka kaba kuvvet karşısında burnu sürtülür.
Hayat kaba kuvvet mücadelesi değildir.
Güç gösterisi veya kullanılması gerektiğinde, şartlar oluştuğunda bu ancak devlet eliyle ortaya konur.Hiç kimse kendi kendini, nefer,polis veya zaptiye rolüne büründüremez.
Ülkenin ülkücülerin siyasal iktidarına ihtiyaç vardır.
Askerlik ve veya güvenlik kuvveti olmak, yasalarla çerçevesi çizilen, vatan borcu veya meslektir.
Güç kullanma adresleri bellidir.Bu konuda kendini geliştiremeyen, otorite süre,yer ve muhatap ayarı kaçanlar için, hüzünlü acılar yalnızlıklar ve mağlubiyetler kaçınılmazdır.
En büyük dava adamı, hayatı ile örnek olandır.
Bileği ile örnek olanlarla ancak güreş ve boks müsabakası gibi arızı başarılar ile övünülür.
Gerektiğinde Yavuz,gerektiğinde Yunus, olmasını başaramayanlar, ne Mevlanayı,ne Hacı Bektaşi veliyi nede Başbuğ Türkeş beyi anlayabilirler.
Dava adamı olabilmeyi, dahası adam olabilmeyi başarmadan bir baltaya sap olunmaz.Büyük davalar küçük adamlarla süfli davranışlarla savunulmaz.Büyük davalar büyük fedakarlık ve karşılıksız sevda ile kendi ikliminde zaferlere ulaşır.