Sanatçılar genellikle halktan
uzak
yaşarlar ve genellikle "iyi
niyetli
"dirler.
Dün basına bir fotoğraf yansıdı:
Bir de baktık… "Sabık başbakanın
vizyon
gösterisi
…"
Yarı pop, yarı arabesk bir masa dolusu Boğaziçi-
Bodrum
müşterisi…
Birbirleriyle zaman zaman villa, rezidans ve sevgili değiştirme yarışına giren ünlüler…
En
büyük
meziyetleri "çarpık
kentleşmeyi
" sömürmek olan Beyoğlu beyzadeleri…
Başbakanlık gazıyla arabesk bir rüzgâr yaratmaya
çalışıyorlar
.
Kim bilir hangi villanın yıkımını, hangi
vergi
borcunu sildirmeye uğraşıyorlar.
Bir sporcuyu veya sanatçıyı Başbakanlık
özel
kaleminden davet etmekle…
Herhangi bir adayın seçim bürosundan davet etmek aynı sonucu vermez.
Sporcu veya sanatçı, "politik taraf" olmak
istemez
.
Haklıdır da…
Ancak çağrı "Başbakanlıktan" geliyorsa ve hele de adli borcu, telif
alacağı
filan varsa…
Sanatçı bunu "görev
gibi
"
algılar
.
Yurtdışı
turneleri
genellikle böyledir.
Genellikle de feleğin çemberinden
hızlı
geçen
"safları"
toplamışlar
.
"Sanatçılar" evet pop ve arabesk açıdan belki oradaydılar…
Ama ben ortada "sanat" adına bir şey göremedim.
Tam tersine, Başbakanlık
özel
kalemiyle hazırlanmış…
Arabesk bir "
güç
"
gösterisi
, yani adaletsizlik ve "zulüm" vardı.
Logonun Esrarı!..
Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim logosu oldukça ilginç!..
Biraz eski
yazı
, biraz
Hat
kültürü
olan birinin oradaki "mim"i görmemesi mümkün değil.
Mim'den sonraki "ha"yı da…
Figür,
hat
kaligrafisine
uygun
bir şekilde tekrar "mim"e doğru çekiliyor.
Keskin dönüşler, kamış ucuyla
yazılan
hat
yazısını
çağrıştırıyor.
Sonra "
dal
"a yer kalmamış
gibi
aşağısı, birden düzleşiyor kesilen
bölüme
"ERDOGAN" yapıştırılıyor.
Latin Harfleri de yalın değil.
Mesela "
yumuşak
G, dostları üzer" düşüncesiyle "G"nin üstü çizgisiz bırakılıyor.
"O" harfi de diğer harflerden en az % 6 nispetinde
büyük
bırakılıyor.
Yani resimde de
yazıda
da "
mesaj
verme" kaygısı var.
Cami levhalarından
hatırlayınız
"Muhammed"
yazısı
, mim, ha, tekrar mim ve
dal
harflerinden oluşan
estetik
bir hüsn-ü
hat
örneğidir.
Uzatmamayım, logoyu enine boyuna inceledikten sonra bende uyanan kanaat şudur:
1- Bu logo,
IŞİD
ve El Kaide sempatizanı bir ekip tarafından hazırlanmıştır.
2- Görebilen Muhammed'i görsün diye kaligrafik "belirti" vermekten kaçınılmamıştır.
3- Ancak "Muhammed"
yazıldıktan
sonra ters (mirror) çevrilmiş ve dolunayın şavkı
gibi
bir
hava
verilmiştir
. "Hüsn-ü
hat
"ı ters
yazmak
cahillik veya büyücülük değilse edepsizliktir.
Şimdi esas "
işaret
"e geliyoruz.
4- ERDOGAN'ın ortasındaki "O" harfi birkaç piksel
büyük
tutularak: "Evet yanlış görmediniz 'O...' Yani "peygamber efendimiz"
mesajı
verilmek
istenmiş
olabilir.
5- Aynı anda "mührü şerif"in
IŞİD
bayrağında giderek tam daire haline gelen yuvarlak zeminiyle de benzerlik
kurulmuştur
. "Bir taşla iki kuş" misali…
6- Haddizatında Malibu'nun
güneşine
benzetilen kırmızı yuvarlak da Ortadoğu'da yükselen
IŞİD
logo tasarımını çağrıştırmaktadır. Mühr-ü Şerif'in
dünyadaki
merkezi,
İstanbul
ve "Topkapı Sarayı"dır.
Geçen
gün
Bardakçı,
IŞİD
logosuna "tasarım harikası" diyordu.
Kim bilir? Belki ikisi de aynı ellerden çıkmıştır.
Paranoya
değil
alın
teri!..
Halife! "Erd O gan"ın
yeni
"
diplomatika
"sını
anlatmaya
çalışıyorum
.
Milli Duruş - Dini Duruş…
Ramazan'da siyasi tansiyon düşer…
Ancak dini duyarlılık yüksektir.
Bu durum, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini de
etkiliyor
.
Yani bizim "kontra ulusalcılar"ın gönlüne göre bir aday olsaydı…
Şimdi millet
konuşup
duracaktı. "Camiye gitti mi gitmedi mi?..."
Sezer'i
hatırlayın
.
"Bardaktaki
suyu
içti mi içmedi mi?.."
"Somuncu
Baba
" meydanda ahkâm keseni, dini vukufuyla dağıtıyor.
Kim ne derse desin, bence en iyi tercihti…
Bu
işleri
yeni
öğrenenler
pek bilmez ama…
"Türk'ün milli duruşu" aynı zamanda "dini duruş"
tur
.
Bu doktriner duruş, bizim onurumuzdur.
Satmayız, satılmayız.
Allah
, sonucu hayreylesin.